| Konu: | Tokat Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 11.01.2023 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Evet, onu yapmaya çalışacağım.
Öncelikle, şu randevu talebi işini konuşalım. Randevuya, benim talebinize nasıl yaklaştığımı gayet iyi biliyorsunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Gayet iyi biliyorum.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Konuya da nasıl yaklaştığımı gayet iyi biliyorsunuz. Benim bu konuyla alakalı hassasiyetlerimin bulunduğunu da biliyorsunuz yani bunun üzerinden spekülasyon yapmaya gerek yok. Biz randevu talebinin takvimiyle alakalı olarak itirazımızı bildirdik size. Dedik ki: Bir taraftan Karma Komisyonda dokunulmazlığın kaldırılmasını konuşacaklar, bir diğer taraftan da "Biz sizinle Anayasa konusundaki görüşlerimizi paylaşacağız." Bu takvim uygun değil dedik. Şimdi diyorsunuz ki: "Görüşmek istiyoruz, işte, muhalefet randevu vermiyor." Bir daha talep edin efendim, siyaset yapıyoruz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ona biz bakalım artık.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Diplomasi masası, o da sizin bileceğiniz iş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Siz o talepte bulunun, biz de yetkili organlarımızla düşünelim yani çoğunluk var diye neredeyse burnunuz düşse yerden almayacaksınız, böyle uzlaşma zemini oluşmaz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Öyle şey olur mu Müsavat Bey, yapmayın, rica ederiz, çok ayıp oluyor hakikaten yani.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Protez burun kullanmıyoruz ki biz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Efendim, bir dakika, bir dakika.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Pinokyo, Pinokyo; onu diyor, protezse Pinokyo'sun, ondan.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Pinokyo tartışmasını yaptık daha önce.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ya, ne kadar güzel konuşuyoruz kendi aramızda hem de tartışmayı bitirmeye uğraşıyoruz.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Bizi de alın aranıza.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Şimdi, Anayasa uzlaşmayla çıkar, kanun da Meclisin uyumlu çalışmasıyla çıkar. İşte, dün olmadı kapandı, konudan ne kadar rahatsız olduğunuzu ifade ettiniz. Biz size demiyoruz...
ÖZLEM ZENGİN (Tokat)- Ama sebebini söylüyoruz, insanlar maaşlarını almasın mı Müsavat Bey?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir)- Tamam, bunlar olacak. Bakın, işte oraya taşımayın, o zaman ben de size "Bizden randevu talep ettiğiniz gün 2 partinin milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırma hususunu Karma Komisyonda görüşüyorsunuz, randevu talebinize ret cevabı vermemizi mi istiyorsunuz?" diye de sorabilirim. Yani takvim bu kadar karıştırılmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Efendim, bir de karşılıklı da konuşabiliriz Özlem Hanım.
Şimdi, siz diyorsunuz ki: Neye itirazınız? İtirazımız şunadır, diyoruz ki: Meclis, gündemine hâkimdir; Komisyon da gündemine hâkimdir ama siz hem Meclisin hem Komisyonun gündemine hâkim olmaya çalışıyorsunuz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak.
Şimdi, ifadede bulundunuz, işte "Şehit ailesine hakaret..." Efendim, bir kere tartışılacak. Şehitlik üzerinden bir tartışma yapılmasını da son derece yersiz ve mahzurlu bulurum ben yani bunlar, bizim el üstünde tutmamız icap eden müesseseler inancımız gereği ama şimdi işte "şehit ailesi" diyeceksiniz, ben adım gibi biliyorum ki birileri de çıkacak, onun şehit ailesi olmadığını söyleyecek. Bu konuyla alakalı elimizde veriler var ve şehitlik üzerinden tartışılmasın istiyoruz. Şeyden bahsediyoruz... Mesela yani şehitlerle ilgili -benim "gaf" olarak nitelendirdiğim- Cumhurbaşkanınızın da ağzından çıkan ifadeler var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Dervişoğlu, tamamlayınız efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitireceğim efendim.
Arkasına, diyorsunuz ki: "Mahkemenin tehdit durumu söz konusu." Adalet ve Kalkınma Partisi Sayın Genel Başkanının tehdit etmediği adam kalmadı ki bizim Genel Başkanımızı da tehdit etti.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Rica ediyorum, yapmayın ya. Şu konuşmaları ben tehdit diye sayabilirim yani.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Müsaade buyurun, bakın, ben diyorum ki: Bir laf söylerken arkasından tartışma gelmesin; kapatmak için söylüyorum. Hepimiz siyaset yapıyoruz, mikrofon önümüze geldiğinde ağzımızdan bizi sonradan özür dilemek mecburiyetinde bırakan kelamlar da çıkmıştır; ben bu yüce Meclisten de zamanı gelmiştir özür dilemeyi becermişimdir.
Şimdi, ne olduğu belli oldu, Lütfü Bey'in meselesi bu Mecliste tartışıldı, bundan siyaseten nemalanılmayacağı da görüldü. Şimdi, size şunu mu diyelim; getireceksiniz bu dokunulmazlığı, ben de diyeceğim ki: Şerefli Türk polisine "şerefsiz" diyen milletvekiliniz nerede? Ne cevap vereceksiniz? (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Yani bu tartışmaları...
BAŞKAN - Sayın Dervişoğlu, teşekkür ediyorum.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum.
Bu tartışmaları yerinde bırakalım, siyaseten istifade edilebilecek argümanlara dönüştürmeye çalışmayalım. Bu Meclise kürsüye her çıkan "yüce Meclis" diyor, bu Meclisin mehabetinden bahsediyor. Allah rızası için ya, uzlaşamayacağımız bir konu yok, anlaşamayacağımız bir konu yok. Biz muhalefetiz, biz varsak demokrasi var; o zaman, bu vasattan müştereken yararlanmaya gayret sarf edelim diyorum.
Ayrıca, hassaten, konuşmamın başında da söyledim: Ya, bu Karma Komisyondaki üyelerinize de söyleyin; şu Meclisin uyumuna zarar verecek, seçim öncesi tartışma çıkarabilecek, hepimizi milletvekili sıfatıyla zor durumda bırakacak adımları atmaktan vazgeçin diyorum.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum, size de müsamahanız için tekrar teşekkür ediyorum efendim.