GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:48
Tarih:11.01.2023

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Zaman bir hayli geç oldu, ben de o nedenle konuşmamı biraz daha öz ve kısa yapacağım. Tabii, emekli ve memurların ücret zammı konusundaki kanun teklifi üzerine görüşmeler yaptık. Gerçek anlamda bir ücret zammından bahsedebilmek için yapılan maaş artırımının enflasyonun üzerinde olması gerekir; aksi takdirde, enflasyon oranının altında yapılmış olan her ücret artırımı, maalesef zam olarak nitelendirilemez, aksine bir fakirleşmedir. Şu anki buradaki görüşmeler, hem emeklilerimizin hem de memurlarımızın fakirleşmesi üzerine konuşmuş olduğumuz bir yasal düzenlemedir.

Bakınız, TÜİK'in makyajlı enflasyon oranı dahi yüzde 64 yani gerçekte elbette çok daha yüksek ama yüzde 64 olarak düşünelim. Bir emeklinin geçen yıl cebinde 100 lira varsa zaten 64 lirası enflasyonla gitti, cebinde kaldı 36 lira; siz de bu yılki şu düzenlemeyle cebine 30 lira daha koyuyorsunuz ve emeklinin cebinde 66 lira oluyor. 100 lira varken 66 lira var yani 34 lirası kaybolmuş, fakirleşmiş; yüzde 34 oranında fakirleşmiş hâle geldi emeklilerimiz. Açlık sınırı 8.136 lira, asgari ücret 8.500 lira ama en düşük emekli maaşı 5.500 lira. Dolayısıyla, bu rakam da emekliyi açlığa mahkûm etmekle aynı anlamı taşıyor. Eğer gerçek anlamda siz emekliye bir zam yaptığınızı söyleyecek olursanız buradaki bu zam oranının minimum yüzde 64'ün üzerinde olması gerekirdi çünkü gıda enflasyonu dahi yüzde 78 oranında. Dolayısıyla, emekliler, memurlar geçim sıkıntısındalar ve bu gelen -zam diyemiyoruz buna- artış oranıyla da herhangi bir pozitif yönde geçimle ilgili sıkıntılarını çözmeleri mümkün değil ki doğal gaz, elektrik, diğer temel gıdalardaki artışlar zaten belli. Sonuç olarak da daha da fakirleşmiş emeklilerimiz ve memurlarımızla karşı karşıya kalacağız.

Tabii, burada şunu da söylemek istiyorum: Özellikle kamu-özel iş birliği modellerinde yandaş şirketlere döviz bazında yapılan aktarımların keşke bir kısmı emeklilerimize ve memurlarımıza yapılmış olsaydı da hiç olmazsa enflasyonun üzerinde bir zam vermiş olsaydık, onların refah oranlarını artırmış olsaydık. Yine, emeklilerimize hem burada Genel Kurulda hem de Plan ve Bütçe Komisyonunda verdiğimiz önergelerle en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesinde olması gerektiğini söyledik ki mantık da bunu gerektiriyor zaten; 8.500 lira olması konusunu reddettiniz. Yine, verdiğimiz önergeyle, emeklilerimize 2 dinî bayramda birer asgari ücret seviyesinde ikramiye verilmesini teklif ettik, bunu da kabul etmediniz. Keşke bunlar kabul edilmiş olsaydı emeklilerimiz hiç olmazsa biraz daha rahat etmiş olurlardı.

Dolayısıyla, bir AKP iktidarıyla karşı karşıyayız ki halktan ve gerçeklerden kopmuş, giderek halkı yoksullaştırmış. Oysa bütçeyle mücadele edeceğini, yoksullukla mücadele edeceğini söylemiş ama vatandaş tamamen yoksulluğa batmış durumda, yolsuzluk dediğimiz zaten her yerden yolsuzluklar geliyor, yasaklar desen Türkiye zaten bir yasaklar ülkesi hâline gelmiş. Umut ediyoruz, önümüzdeki süreçte, iktidarımızda emekçilerimiz, emeklilerimiz, memurlarımız haklarının karşılığını alacaklardır.

Ben bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)