GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siirt'in sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:49
Tarih:12.01.2023

SIDIK TAŞ (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama geçmeden önce şu anda cezaevlerinde rehin olarak tutulan tüm siyasi tutsak arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; resmî kayıtlara göre Türkiye'nin en yoksul illerine baktığımızda sıralama hiç değişmiyor; Mardin, Batman, Şırnak, Siirt, Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan, Dersim şeklinde sıralanıyor. İktidarlar değişse de Kürt coğrafyasının makûs talihi hiç değişmiyor. Seçim bölgem Siirt'te AKP'yle birlikte yolsuzluk ve işsizlik derinleşmiş olsa da cumhuriyetle birlikte bilinçli bir politikayla Kürtler her zaman yoksulluğa ve yoksunluğa mahkûm edilip âdeta açlıkla terbiye edilmeye çalışılıyor. Biliyoruz ki Kürt coğrafyasının geri bırakılması dünden bugüne, değişmeyen, devletin resmî politikasıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çetin Altan'ın kısa bir anısını aktararak devletin Kürtlere bakışını sizlerle paylaşmak istiyorum: Anadolu Kulübünde Başbakan Şükrü Saraçoğlu ve Akşam gazetesinin sahibi, aynı zamanda başyazarı Necmettin Sadak sohbet etmektedirler, sohbetin konusu Kürt meselesidir. Necmettin Sadak Başbakana dönerek "Biraz yatırım yapmak lazım oralara." der. Saraçoğlu'nun cevabı Kürtlere bakış açısının özetidir âdeta: "İleride ne olacağı belli olmayan yerlere neden yatırım yapalım ki!" Cumhuriyetin kurucuları Kürt illerini "ileride ne olacağı belli olmayan yerler" diye tanımlayarak bütün eşitsizliklerin ve sürgünlerin coğrafyası hâline getirmişlerdir. Bugün, AKP ve MHP iktidarı o mirası devralarak farklı formlarda aynı politikaları sürdürmektedirler. Cumhuriyetin tercihiyle oluşan bölgesel eşitsizlikler günümüzde de Kürt düşmanı politikalarıyla sürdürülmektedir. Bölgedeki işsizlik ve yoksulluk Türkiye'nin ortalamasının çok üstünde ve giderek artmaktadır. Batıya göçe zorlanan Kürtler metropollerde ucuz, kayıt dışı ve güvencesiz iş gücü olarak çalıştırılmaktadır.

Cumhuriyetle başlayan müesses nizam politikalarından bir tanesi de Kürt halkının iradelerinin gasbedilmeleri ve belediye eş başkanlarının yerine sömürge valilerinin atanmasıdır. AKP döneminde bu politikalar tarihe geçecek şekilde zirve yapmıştır.

Değerli Başkan, Türkiye'nin Kürtlere uyguladığı kayyum politikası yeni bir şey değil. Kayyum politikasının geçmişi 1979 yılında Batman Belediye Başkanı Edip Solmaz'ın katledilmesi ve yerine kayyum atanmasıyla başlıyor. 1979 yılında Solmaz, Batman'da yapılan seçimlerde aday olur ve yapılan seçimlerde 3.876 oyla kazanır. Ancak göreve başladığının 28'inci gününde 12 Kasım 1979'da daha 27 yaşındayken öldürülür ve yerine kayyum atanır. Yine, aynı tarihte Urfa'nın Hilvan ilçesinde seçimleri kazanan Nadir Temel görevinden alınarak yerine kayyum atanır. Aradan geçen kırk dört yılda devletin Kürtlere olan bakışında en ufak bir değişiklik olmamıştır. Sömürge valileri kayyumlar, tek dil, tek din, tek millet paradigmasıyla Kürtleri hafızasız, kimliksiz, tarihsiz ve kültürsüz bırakmaya, kendilerine biat ettirme amacıyla Ahmed-i Hani, Cegerxwîn, Roboski ve Uğur Kaymaz'ın anıtları ve Siirt'te Celadet Ali Bedirhan Kütüphünesi'ni yıktığı gibi büyük bir yıkımın ve acının yaşandığı Sur ve Cizre'de festivaller düzenliyor.

Bu arada "kayyum" demişken sadece Kürtlere değil, Türkiye'nin demokrasisine, adaletine ve özgürlüklerine atanmış en büyük kayyum Süleyman Soylu'dur. Bunu da böylece belirtmek istiyorum.

Sayın Başkan, AKP sömürgeci bir anlayışla Kürt coğrafyasını çoraklaştırarak cennet vaadiyle cehenneme çevirmektedir. Kayyumun Kürtlere ve Kürt kazanımlarına dönük bir silah olarak hep var olması, AKP'nin bunu rejim olarak kurumsallaştırması ve eşi benzeri olmayan bir şiddet aygıtına dönüştürmesiyle bugün de devam etmektedir. Sizin bir ajandanız varsa Kürt halkının da bunları not eden ajandası ve hafızası vardır. Günü geldiğinde ellerimizle, tırnaklarımızla ve gözyaşlarımızı harç yaparak acı tarihimizden yarınlara umutlu bir yaşamı yeniden inşa edeceğiz; bundan hiç kimsenin zerre kadar kuşkusu olmasın.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)