| Konu: | Uludağ Alanı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 17.01.2023 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bursa benim açımdan da çocukluğumun şehri, okula başladığım kent. İlkokul öğrencisiydim, babam da üniversiteyi okuyordu; harika bir Uludağ vardı, şimdi o Uludağ'dan eser kalmadı. Adalet ve Kalkınma Partisi, ortağıyla birlikte, şimdi o kalan Uludağ'ı da biraz talan etmeye çalışıyor.
Şimdi, bakın, böyle çok derin bir tahlil, analiz yapmaya gerek yok. Gerekçeden okuyacağım, gerekçeden sadece bir paragraf, ne amaçlanıyormuş? Diyor ki teklif sahipleri: Uludağ Alanında hâlihazırda doğal sit alanları varmış, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi varmış, millî park gibi birçok farklı koruma statüsü varmış. Bu koruma statülerine ilişkin farklı mercilere tanınmış idari yetkiler bulunuyormuş. Bu durum ciddi bir yetki karmaşasına yol açıyormuş. Çok uzun ve ağır bürokratik süreçlerin yaşanmasına sebep olurken bu durum, eşsiz alanın hak ettiği şekilde korunması ve turizm açısından hedeflenen başarıya ulaşması mümkün olamıyormuş. Bakın, bu saydığım kurulların her birinin aslında asli görevleri doğal olarak Uludağ'ı korumak yani gerçekten teklif sahiplerinin amacı Uludağ'ı korumak olsaydı bu yetkilendirilmiş kurulların hiçbirinin yetkilerini bir tarafa koyup yeni bir başkanlık kurmak istemezdi ama başka bir amaç var. Diyor ki: "Bundan iki grup etkileniyor; birincisi ziyaretçiler, ikincisi turizm yatırımcıları."
Şimdi, sevgili arkadaşlar, isterse 40 tane kurul olsun isterse 1 tane kurul olsun, bir kişinin Uludağ'ı ziyaret etmesi için yeni bir başkanlık kurmaya gerek var mı? Yani bu Başkanlık bir kişinin Uludağ'ı ziyaret etmesini nasıl kolaylaştıracak? Nasıl orayı koruyacak? Demek ki amaç ziyaretçiler falan değil; tek bir amaç var, turizm yatırımcılarını ihya etmek istiyorsunuz; Millî Parkların yönetiminin yetkisini kısıtlamak istiyorsunuz, koruma kurullarının yetkisini kısıtlamak istiyorsunuz ve Uludağ'ı talan etmek istiyorsunuz.
Umarım bu yasa yürürlüğe girmez ama oylarınızla, bugün, yarın, en geç öbür gün bu yasaya oy vererek yürürlüğe konulmasını sağlayacaksınız ama mutlaka, çok geç olmayacak bir tarihte; altı ay sonra, bir yıl sonra bu yasanın yürürlükten kaldırılması için burada olan vekillerin büyük bir bölümü "evet" oyu kullanacak ve halaylar çekerek bu yasayı da, Kapadokya Alan Başkanlığı yasasını da yürürlükten kaldıracaklar diyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Söz almak istememin başka bir nedeni var aslında, şunu söylemek istiyordum kayıtlara geçsin diye: Hakkımızda bir kapatma davası sürüyor, buna dair çok şey söyledim. En son, Anayasa Mahkemesi tarafından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının başvurusu üzerine hesaplarımıza bloke konulması kararı verildi. Bu, Anayasa Mahkemesinin kendini inkâr etmesi anlamına geliyordu; buna ilişkin daha önceki konuşmalarımda değerlendirme yapmıştım fakat bugün başka bir şey söylemek için söz aldım. Biz, dün Anayasa Mahkemesine bir başvuruda bulunduk; Anayasa Mahkemesinden, HDP hakkındaki kapatma davasına ilişkin her tür görüşmeyi ve karar alma sürecini seçimlerden sonrasına bırakmasını istedik. Neden? Adil, eşit, tarafsız bir seçim olmasını istiyorsak, seçmen iradesinin yok sayılmasını istemiyorsak ve 6,5 milyon seçmenin oylarını yok saymak istemiyorsak Anayasa Mahkemesinin HDP hakkındaki kapatma kararını, bu davanın görüşülmesine dair kararı, bu talebi seçimden sonra görüşmesini istiyoruz.
Bakın, size, iki tane görüşmemi aktarmak istiyorum. Avrupa Konseyinden Türkiye'ye siyasi partileri ziyaret için geldiklerinde bizimle de görüşmüşlerdi. Göçmen sorunundan Türkiye'de pek çok soruna kadar bazı konularda fikir alışverişinde bulunduk. 2022 yılının henüz başlarıydı yani bundan bir yıl önce Avrupa Konseyinden gelen temsilciler bize aynen şunu sordular: "Siz, milletvekili listelerini Yüksek Seçim Kuruluna teslim ettiniz, seçimlerdeki milletvekili listeleri kesinleşti; HDP hakkında bir kapatma kararı verilirse ne yapacaksınız?" dediler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bir yıl önce Avrupa Konseyinden gelen biri böyle bir soru soruyordu. Avustralya Büyükelçiliğiyle bir görüşme yaptık, bizi ziyarete gelmişlerdi. Bir yılı aşkın bir süre önce aynı soruyu soruyorlardı. Neden? Çünkü bu davanın hukuksal bir dava olmadığını, bu davayı açtıranların asıl amacının HDP'yi seçime sokmamak olduğunu, HDP'nin seçime girmesiyle ilgili bir belirsizlik yaratmak olduğunu biliyorlardı.
Biz dün itibarıyla Anayasa Mahkemesine başvurduk, bu kararın ertelenmesini istedik. Umarım, kamuoyu da bu konuda bizim yanımızda yer alır. Anayasa Mahkemesi, kendisini inkâr etmek istemiyorsa, Türkiye'nin zaten çok zayıf olan demokrasi karnesine, tarihine bir kara sayfa daha eklemek istemiyorsa HDP hakkındaki kapatma davasının görüşmesini seçimden sonraya bırakmalıdır diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)