GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uludağ Alanı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:50
Tarih:17.01.2023

MUSA PİROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Uludağ yağma kanununu görüşmeye geldik. Bu, bir yağma kanunu; nasıl yağmalanacağını kararlaştıracaklar, planlıyorlar. "Yağma" diyoruz, nereden biliyoruz? Yaptıklarından biliyoruz. Bugün Akbelen ve Muğla çevresinden çevre örgütleri Meclisteydi, Muğla'nın nasıl yağmalandığını, maden sahalarına ormanların nasıl peşkeş çekildiğini anlattılar; Akbelen'in sınırlarına, ormanın sınırına iş makinelerinin dizildiğini anlattılar; nereden biliyoruz? Yağmalanan Ege kıyılarından, kurutulan Karadeniz'in derelerinden biliyoruz yağmanın nasıl yapıldığını. Yağmanın nasıl yapıldığını nereden biliyoruz? Hasankeyf'ten, Kapadokya'dan biliyoruz. Beykoz'da, Beyoğlu'nda ve Tozkoparan'da -polis zoruyla- polislerin kapıları balyozlarla kırıp girdiği gecekondu mahallelerinden biliyoruz. Yaptıkları yapacaklarının garantisidir, teminatıdır; eğer böyle devam ederlerse daha da yağmalayacaklar.

Bir seçim sürecindeyiz, iktidar bir beş yıl daha istiyor ve bu beş yılı isterken yaptıklarını yapacaklarına teminat gösteriyor. Peki, ne yaptılar, ne yaptılar da teminat istiyorlar? Mesela işçilere bir cehennem dayattılar; işçi cinayetlerinde ülke, dünya 2'ncisi, Avrupa 1'incisi hâline geldi; işçi kanı akmaya devam ediyor. Tüneller, rezidanslar, gökdelenlerin hepsi işçi kanıyla sulanıyor.

Ne yaptılar? Kuralsız, güvencesiz taşeron olarak çalışmayı kural hâline getirdiler; işçileri yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çektiler; sömürüyü sınırsız hâle getirdiler ve işçilerin kaderini patronların iki dudağına sıkıştırdılar.

Ne yaptılar? Asgari ücreti açlık sınırına getirdiler ve asgari ücreti genel ücret hâline getirdiler. Çalışanların yaklaşık yüzde 80'i asgari ücretle çalışıyor; bunun anlamı şu: 50-60 milyon insan açlık sınırında yaşamaya devam ediyor.

Ne yaptılar? 13 milyarder bu ülkede servette 44 milyon insanın servetinden fazla paraya sahip, nüfusun yüzde 1'i servetin yüzde 60'ını elinde tutuyor ve yüzde 10'u servetin yüzde 90'ını elinde tutuyor yani bu ülkenin 80 milyonu 8 milyon için çalışıyor. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yaptılar.

Ne yaptılar? Ülkeyi bir uyuşturucu otobanına çevirdiler, mafyayı ülkenin geneline yaydılar. Neredeyse bir suç havzasına çevirdiler ülkeyi.

Ne yaptılar? Kayırmacılığı temel kural hâline getirdiler, en yukarıdan en aşağıya, bakanından rektörüne, muhtarına kadar herkesin torpille işe girdiği, sınavla hiçbir şeyin yapılamadığı bir dünya, bir ülke yarattılar.

Ne yaptılar? Halkın adalet duygusunu yok ettiler. Hiç kimsenin hakkıyla bir yere gelemediği bir ülke yarattılar. Hapishaneleri bebeklerle doldurdular, hasta tutsakları ölüme terk ettiler, ölmeye devam ediyorlar. Kanserli çocukların annelerine ulaşmasının önünde engel oluyorlar.

Ne yaptılar? Bir zorba iktidar kurdular. Polis terörüyle, hakkını arayan herkesin üstüne gidiyorlar. Engelli bir bireyi benim yanımda gözaltına almaya kalktılar ve onu alırken beni de devirmeyi göze alarak yaptılar, engelli olduğunu bilerek yaptılar.

Ne yaptılar? İşçiler nerede hakkını arasa karşısına polisi diktiler ve yapmaya devam ediyorlar. Şimdi soru şu, ülke halklarının soracağı soru şu: Yaptıklarına bakıp yapacaklarını tahmin etmek gerekiyor. Bir cehennem yarattılar, şimdi bu cehennemin duvarlarının üstüne beton döküp kalıcı hâle getirmeye çalışıyorlar ve biz sessiz kalırsak, biz izin verirsek bu sömürü düzeninin büyümesine, bu yağma ve çapul düzeninin büyümesine izin vereceğiz.

Ne mi yaptılar? Sayıştay raporları ortada, yolsuzluğun dibine battılar, çamurun içine gömüldüler ve bizi bu çamurun içinde yaşamaya zorladılar. Bu çamurun içinde yaşamak istemiyorsak bu yolsuzluk düzeninde, bu sömürü düzeninin devam etmesini istemiyorsak yani ekmek kuyruklarından kurtulmak, yani insanca yaşamak istiyorsak önce bunlara "Dur!" demeyi becermek zorundayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

MUSA PİROĞLU (Devamla) - Peki, nasıl "Dur!" diyeceğiz? Diyarbakır'da fırın işçileri grevde. Bir fırın işçisinin demeci sosyal medyada dalga dalga yayılıyor; diyor ki: "Biz yoksak siz hiçbir şeysiniz. Dünyanın düzenini kuran işçilerdir, sürdüren işçilerdir. İşçiler yoksa patronlar hiçbir şeydir." Ben diyorum ki sizi iktidara getiren, size oy veren yoksul halklardır. Bu yoksul halklar şunu demediği sürece "Sizi biz iktidara getirdik, indirmesini de biliriz, sarayınızı da iktidarınızı da yıkmasını biliriz." demediği sürece bu, devam edecek. Ve benim çağrım çok açık, benim beklentim de çok açık, zamanınız daraldı, yıkılacaksınız, kaybedeceksiniz. (HDP sıralarından alkışlar)