| Konu: | Mersin'de meydana gelen trafik kazasında şehit olan Jandarma Uzman Çavuşlar Eren Öztürk ile Yasin Eroğlu'na, Profesör Doktor Reha Oğuz Türkkan'ın vefatının 13'üncü yıl dönümüne, İYİ Parti Grubunu ziyaret eden denklik mağdurlarına ve taşeronda çalışanlara, sözleşmeli personelle ilgili yasal düzenlemedeki eksikliğe, atama bekleyen sağlık çalışanlarına, denetim elemanlarının sorunlarına ve Ağrı'nın kişi başına gelirindeki değişime ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 18.01.2023 |
ERHAN USTA (Samsun) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Mersin'de meydana gelen trafik kazasında şehit olan askerlerimiz Jandarma Uzman Çavuş Eren Öztürk ile Jandarma Uzman Çavuş Yasin Eroğlu'na Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, kederli ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Bugün Turancılık davasında yargılanan ve tabutluklarda gördüğü işkencelerle gözlerini kaybeden Profesör Doktor Reha Oğuz Türkkan'ın vefatının 13'üncü yıl dönümü. Merhum Türkkan'ı vefatının seneidevriyesinde rahmet anıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün de bugün de Grubumuzu ziyaret ettiler, YÖK tarafından verilen bir denklik meselesi var. Bu denklik meselesi yani denklik sorunu Türkiye'de epeyce büyümeye başladı. Yaklaşık 100 bin kişi bu işin mağduru. Şimdi, devletin yaptığı düzenlemelerin bir; istikrarlı olması lazım, iki; öngörülebilir olması lazım. Elbette zaman içerisinde düzenlemelerini değiştirebilir ama bunun öngörülebilir olması lazım. Maçın ortasında kural değiştirme gibi bir şey olmaz. Bakın, diğer bütün arkadaşların insafına, vicdanına -özellikle AK PARTİ'li arkadaşların- bir örnek olsun diye söylemek istiyorum; Azerbaycan Tıp Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi. Şimdi, YÖK buranın denkliğini kabul etmiş Sayın Başkan, "Denktir." diyor, denkliğini kabul ediyor, bundan sonra insanlar gidiyor müracaat ediyor, bu okulda okuyorlar, mezun oluyorlar, denklikleri YÖK tarafından da veriliyor, kabul ediliyor. Fakat 2019 yılından sonra bir yönetmelik değişikliği yapılıyor, yönetmelik değişikliğinde deniliyor ki: "Bundan sonra bunlara sınav ve staj şartı getiriliyor." Tamam, böyle bir düzenleme yapılabilir ama bu arkadaşlar diyor ki: "Arkadaş, biz buraya girdiğimizde bu yoktu, bu bizden sonrakilere belki konulabilir. Niye bize konuluyor?" Bu birinci itiraz. İkincisi; daha da vahimi şu: 2019 yılında mezun olacak birisi diyelim ki işte, yıl kaybetti 2022'de mezun oldu, 2022 mezunlarına normalde staj ve sınav şartı var fakat 2019'da mezun olması gerekirken 2022'ye kalan, sene kaybedenlere deniliyor ki: "Bu sizin hakkınızdı, sizden sınav istemiyorum."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Ya, böyle tuhaf, hakikaten akla mantığa aykırı uygulamalar yapılıyor, bunların hiçbirini kabul etmek mümkün değildir. Özellikle bir de subjektif değerlendirme var. Elimde belgesi var, isterlerse arkadaşlara takdim edebilirim, AK PARTİ'de görev yapan arkadaşlar var. Hukuk fakültesi mezunlarından özellikle, bunlara denklik veriliyor; aynı yılda, aynı şartlarda mezun olan bir başkasına denklik verilmiyor. Ya böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Bunu kabul etmek mümkün mü? Böyle bir şey olmaz. Bu meselenin bir an evvel çözülmesi lazım. Bu sorun hem insanımızı rahatsız ediyor hem de vicdanları rahatsız ediyor.
Şimdi, diğer bir husus. Dün, bu sözleşmeli personelle ilgili yasadaki eksiklikleri burada etraflı bir şekilde ifade etmiştim. Dün atladığım bir konu var ki çok da mağduru olan bir konu. Şimdi sözleşmelilere kadro veriyoruz, çok güzel. Bunun mücadelesini verdik, çok şükür bunu başardık. Ya bunu yaparken bir şeyi eksik yapmayın hiç olmazsa. Şimdi memur imkânı veriyorsun, kadro veriyorsun, diyorsun ki... Aile birliği için bir istisna koyuyor. Yine bir dört yıl, 3+1 yıl aile birliğinin sağlanmasına engel getiriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - Böyle bir şey olamaz. Yani niye bunu... 2011'de bu düzenleme yapılırken tekrar aynı şey yapılmış; böyle bir kadro verilmesi olayı olmuş, o zaman bunu yapmamışsınız. Böyle bir şey yapılıyor. Bu aile birliği meselesi kutsal bir meseledir, aile birliği meselesi evrensel olarak bir haktır dolayısıyla bunun önüne geçecek bir istisnayı koymayın lütfen. Ya, bir işi düzgün yapın hiç olmazsa.
Şimdi, diğer bir konu, bu sağlık çalışanlarıyla ilgili atama meselesi var. Sayın Fahrettin Koca "2022 yılında 85 bin sağlık çalışanını atayacağız." diye söz verdi fakat bunlar tamamlanmış değil. 60 binin üzerinde kişi şu anda atama bekliyor. OECD ülkelerine baktığımızda hastanede çalışan personel açısından, kişi başına personel açısından en az olan ülkelerden bir tanesiyiz. Dolayısıyla "Sağlık çalışanları giderlerse gitsinler." mantığıyla bakamayız. Sağlık çalışanlarının haklarını korumalıyız, verilen sözleri yapmalıyız.
Bu, taşeronlar da grubumuzu ziyaret etti. Burada da dün yine bir kısmını gündeme getirdim ama o yüzde 70'le ilgili mesele de hakikaten sıkıntı. Bu personel...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Bu, yüzde 70'e takılanlar meselesinin çözülmesi lazım. Burada apaçık bir adaletsizlik var, haksızlık var. Aynı nöbeti tutan iki hastane personeli var, aynı nöbetin içerisinde aynı işi yapıyorlar fakat birisinin ihalesi düşük şekilde yapılmış, birisinin ihalesi zamanında bu şekilde yapılmış. Bundan dolayı birisine kadro verip birisine kadro vermemeyi asla kabul etmek mümkün değildir.
Diğer bir konu, bu denetim elemanlarıyla ilgili meseleyi daha önceden de gündeme getirmiştim. Denetim elemanları arasında ciddi maaş farklılıkları var. Sayıştay denetçilerinden başlamak üzere, Sayıştay denetçileri, mülkiye müfettişleri, adalet müfettişleri ve diğer merkez elamanları arasında çok ciddi bir adaletsizlik var.
Ayrıca, artı, taşrada olan denetim elemanlarımız var yaklaşık sayıları 4 bin civarında olan. Bunlarda da ciddi bir sıkıntı var. Hem merkezdeki hem de taşradaki denetim elemanlarımız bizim için kıymetlidir ve bunların hepsinin maaşlarını artırıcı düzenlemenin yapılmasını bir an evvel Hükûmetten bekliyoruz. Bu son derece önemli, kritik bir meseledir. Bu insanlar zor şartlarda çalışıyorlar, çok kritik işler yapıyorlar, ciddi mali denetimler yapıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Beş dakikamız doldu.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Bir dakika daha alabilir miyim Başkanım?
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Dolayısıyla bu insanlara bu haklarını vermemiz lazım. Denetim elemanları dünyanın her tarafında... Yani şu anda bizimkiler yoksulluk sınırı içerisindeler ama dünyanın her tarafında üst gelir grupları arasındadır. Başka bir şey düşünmeden, sadece devletin menfaatini düşünerek -insanları da tabii, milleti de mağdur etmeden- çalışmaları beklenir.
Son olarak da bu Ağrı meselesinde ben de -Ağrılı değilim ama Ağrı milletvekilimiz olmadığı için- Sayın Başkan, izniniz olarak çok kısa bir şey yapacağım. Ben rakamlarla konuşurum. Elbette Ağrı ya da diğer illerimize de yatırımlar yapılıyor ama en önemli, en objektif gösterge kişi başına gelirdir. Şimdi, elimizde, TÜİK'te 2004 rakamları var, ilk rakam; 2021 rakamları var. Sayın Başkan, 2004 yılında Ağrı'nın kişi başına geliri dolar cinsinden 1.959 dolarmış; bu, 2.988 dolara çıkmış 2021 yılında. Türkiye ortalamasına oranladığımız zaman, buna bakmak lazım yani Türkiye kadar performans göstermiş mi; 2004 yılında Türkiye ortalamasının yüzde 32,5'uymuş, bu 2021'e geldiğinde Türkiye ortalamasının yüzde 31,2'sine düşmüş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım, hakikaten istismar etmek istemezdim. Çok kısa, bitireceğim.
Yine, 2004 yılında Türkiye ortalamasıyla farkına baktığımızda yani Türkiye ortalaması 6.021 dolarken Ağrı 1.959 dolar, aradaki fark 4.062 dolarmış; 2021 yılına geldiğimizde bu 6.304 dolara geçmiş. Dolayısıyla yani Ağrı'ya elbette yatırım yapılmıştır, tek tek yatırımları saymanın zaten hiçbir mantığı yok. Ya, bu kadar trilyonlarca dolarlık vergi toplanıyor, elbette yatırım yapacaksınız ama önemli olan şey Türkiye'nin performansı kötü, Ağrı'nın performansı Türkiye'nin performansından daha kötü; bunu görmek lazım.
Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.