| Konu: | Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 19.01.2023 |
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, milletvekilleri ve ekranları başında bizi izleyen sevgili halkımız; sizleri ve cezaevlerinde siyasi nedenlerle tutulan arkadaşlarımı, hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Görüşülmekte olan kanunun 3'üncü maddesi üzerine grubumuz adına söz aldım.
Yine bir torba kanun teklifiyle, yine sadece kendinize göre yaptığınız, ortaklaşmadığınız, tartışmadığınız, muhalefetin ve kanunun etkileyeceği kesimlerin düşüncelerini ve görüşlerini almadığınız bir kanun teklifiyle karşı karşıya kaldık. İktidarınızın ısmarlama torba yasa teklifi modeli kronikleşmiş binlerce sorunu çözmek yerine sorunları daha da büyüterek, her seferinde yeni bir kanunun gündeme gelmesine sebep olarak devam ediyor. Aslında emekçilerin ihtiyacı olan şey, sadece ve sadece doğru dürüst bir kamu personeli mevzuatı düzenlemek ve bir seferde ölçülülüğü de esas alarak bir uygulamaya girmek ve ikide bir bu kanunları değiştirmek zorunda kalmamak.
Yine, maddenin yaptığı bu değişiklikler ne sorunlara sebep oluyor? Mesela kanunun yürürlük tarihi olarak, daha doğrusu geçerlilik tarihi olarak 28 Kasım alınmış, bunun bir gerekçesi de yok. Niçin 28 Kasım da başka bir tarih değil ya da daha önce, daha sonra değil? Bunun bir açıklaması yapılmamış.
Yine, düzenlemeye 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50/d maddesindeki emekçiler neden eklenmemiş? Bunun da bir açıklaması yine yok.
Yine, kanun teklifinin içerdiği eşitsizlikler var, bunlardan bazılarını okumak istiyorum: Diyanet İşleri Başkanlığında imam-hatip ve müezzinlik görevlerinin vekillik veya kayyımlık titriyle kategorileştirilmesi yeni ayrımcılıklar ve eşitsizlikler doğuracak, bunu görmemiş misiniz?
Yine, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı solist ve sanatçılar ile sahne üstü ve gerisinde görev yapan personelin kadrolarına ilişkin düzenleme yine eksik kalmış. Madde, aynı anlamda çalışan birçok emekçiyi dışarıda bırakarak haksızlık ve mağduriyetlerin ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Yine, belediyelerde çalışan sözleşmeli personelin kadroya alınması şartlarına dair düzenleme ile nakil işlemlerinin kanun yasalaşma tarihine bağlanması Anayasa'nın eşitlik ilkesine apaçık aykırıdır.
Yine, Sağlık Bakanlığı teşkilatında çalışan ebe ve vekil ebelerin kadroya atanması şartlarına dair düzenleme eşitsizlik yaratmakta. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası temsilcisinin Komisyonda belirttiği bir husus vardı, onu olduğu gibi aktarmak istiyorum: "Dört yıl boyunca atanamama ve nakil olamama olayının kaldırılmasını istiyoruz. 790 tane vekil ebe ve hemşire var ortada. Hizmetin sürekliliğiyle ilgili sıkıntı olduğunu düşünmüyoruz ve bunun önünde bir engel olduğunu da düşünmüyoruz. Bir iyilik yapılacaksa, gerçekten bir müjde verilecekse "ama"sız, "fakat"sız, koşulsuz bir müjdenin verilmesi lazım. Biz biliyoruz ki korkudan arındırılmış olan insan güvenceli insandır. Bir tek insan bile güvencesizse herkes, bütün emekçiler güvencesiz." demişti. Tüm bu eksik, hatalı ve yeni ayrımcılıklar, eşitsizlikleri doğuran bu teklif sonucu ortaya çıkacaktır. Seçim öncesi çalakalem yapılan bu torba yasalardan artık vazgeçseniz ve yeni bir yasa yaparken en azından torbadan vazgeçip muhataplarıyla, etkilenecek kesimlerle görüşseniz diyorum; eğer yapamıyorsanız da kanun yapmaktan, yasa yapmaktan bir süre için vazgeçin, bunları yapmaktansa yapmamanız daha iyidir.
Dört ay sonra biz geldiğimizde, bunları muhataplarıyla oturup, tartışıp etkilenen kesimleri de dikkate alarak yeni bir düzenleme yapacak ve Türkiye'de emeğiyle yaşayanların kadrolu çalışmalarının sağlanması ve herhangi bir olumsuzluğa tekrar meydan verip yeni yeni düzenlemelerin yapılmasının da ihtiyaç olmayacağı şekilde bir düzenleme yapacağımızı ifade etmek istiyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)