GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:83
Tarih:27.03.2012

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi üzerinde görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Allah yolunda, vatanı, milleti ve ay yıldızlı al bayrağı uğrunda aziz canlarını vatanına bağışlamış şehitlerimizi rahmet ve şükranla bir kez daha anıyoruz, yakınlarına sabır ve metanet diliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak kahraman gazilerimize de saygı ve hürmetlerimizi arz ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, şehitlerimizin defnedildiği yer sadece aziz vatan toprağı değil?

BAŞKAN - Sayın Korkmaz, bir saniye?

Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda uğultu var, Sayın Hatibin konuşması anlaşılamamakta.

Buyurun Sayın Korkmaz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Şehitlerimizin defnedildiği yer sadece aziz vatan toprağı değil, milletin sinesidir. Bu millet, Allah'a şükürler olsun ki inancını yaşıyor, ibadetini beş vakit okunan ezanların çağrısıyla yapabiliyor, hür ve bağımsız nefes alabiliyor ise unutmayalım ki birileri nefes almaktan bizler için vazgeçtikleri içindir. Aziz canlarını bizler bu memlekette özgürce yaşayalım diye vakfeden bu kardeşlerimizin?

 OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkanım, lütfen AKP Grubuna? Şehitlerimizin bir meselesini dile getiriyoruz, Grubumuza saygıları yoksa, hiç olmazsa şehitlerimize saygıya istinaden, lütfen.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Korkmaz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Evet, bu meseleye sahip çıkmak, onları kucaklamak hepimizin boynunun borcudur, şerefidir, onurudur. Bu millet bugünlere nasıl geldi, her türlü melanet ve kahpece tuzakları nasıl aştı? Bunun üzerine kafa yormayan insanın vatan ve millet sevgisinden şüphe etmek lazımdır. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmediğimiz, altında binlerce kefensiz yatanı mübarek bildiğimiz, şehit nesli olduğumuzu unutmadığımız için değil mi?

Şükürler olsun ki Anadolu coğrafyası, elleri öpülesi şehitlerimiz ve gazilerimizin yüzü suyu hürmetine, onların hikmet ve himmetleriyle, karşılıksız adanmışlıklarıyla vatanlaşmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, bu sorumluluk ve bilinçle her zaman şehidine sahip çıkmıştır, her zaman bir kale gibi, şehadet kurumuna yönelik emperyalist Haçlı artığı taarruzlara set çekmiştir. Bu  hassasiyetini  ve  şüheda  sevgi  ve  hürmetini yüce dininden -Kur'an-ı azîm-üş-şânda işaret buyrulduğu gibi- vatan sevgisinden alan ülkücüleri şehidi istismar etmekle suçlayan zihniyet, bu çarpık düşüncesinden bir an önce uzaklaşmalı, şayet kendisinde bir eksiklik görüyor ise Milliyetçi Hareket Partisinden daha fazla şüheda kurumuna hürmeti kutsileştirmeli ve şehitlere sahip çıkmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, şehidine hürmeti ve şehidine son vazifesini nasıl göstereceğini 1,5 milyon Müslüman'ı katleden Amerikan askerlerinin "Memleketlerine sağ salim dönmesi için  dua ediyorum." diyen bir zihniyetten öğrenecek değildir.

Sayın Başbakan işgalci Amerikan askerlerine siyasi rant hesabıyla bu mesajları gönderirken, Irak'ta tecavüze uğrayan binlerce Müslüman kadın bu tecavüzden peydahlanan çocuklarını doğurmamak için intihar ediyordu. Yarın bunun mahkemei kübrada nasıl hesabını vereceksiniz? Yanı başımızdaki katliama sırtınızı dönüp görmezlikten gelirken, hatta kanlı projenin eş başkanlığını yaparken yarın ruzi mahşerde nasıl hesaptan kurtulacaksınız? Şehitlerimize "kelle", eli kanlı teröristbaşına da  "sayın" derken hadi mahcubiyet duymadınız; "Kanımız aksa da zafer İslamın olacaktır." diyen ülkücü hareketin hassasiyetleriyle alay ederken hadi yüzünüz kızarmadı; bayrak elde, kelimeişehadet dilde toprağa düşen Mehmetçiklerimizi bu vatana ağız dolusu küfreden, bu vatana isyan eden insan müsveddeleriyle aynı kefeye koyarken de mi utanmıyorsunuz?

Allah'a şükürler olsun ki Milliyetçi Hareket Partisinin onlarca yıllık sicilinde şehitliğe hürmetsizlik anlamına gelecek kötü bir söz, kötü bir eylem bulamazsınız. Milliyetçi Hareket Partisine bu konuda laf söylerken Sayın Başbakan ve şürekâsının ağzını yıkaması lazımdır.

Değerli milletvekilleri, bu ülke insanını yani biz Müslümanları bir Müslüman ülkeyle, Suriye ile çatışmanın eşiğine getirdiniz. Yarın ortaya çıkacak spekülasyonların önünü kesmek için şimdiden şehadet kurumunu sulandırarak içini boşaltmak gibi tehlikeli atraksiyonlar sergilemeye başladınız. Şehit yakınları ve gazilerimizin özlük haklarıyla ilgili 20 maddelik bir çalışma hazırladığınızı ve bu insanlarımıza geniş imkânlar getireceğinizi iddia ediyorsunuz. Hiç şüpheniz olmasın ki bu fedakâr insanlarımız için iyi olan, güzel olan ne gibi bir değişiklik varsa sonuna kadar destek olacağız ancak ilk incelemelerde gördüğümüz kadarıyla, eski söylemlerin tekrarı, kısmi, lokal tamiratından başka bir şey değil AKP'nin çalışması.

Devletimiz, şehit yakınlarını, gazilerini kucaklamaya, onlara müşfik ve cömert davranmaya muktedirdir. Bedelsiz fedakârlıklarının karşılığı, bu ülkenin imkânlarından gıdım gıdım faydalanmak olmamalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki gelin, aşağıdaki değişiklikleri hemen yapalım. Bunun onuru, şerefi de sizin olsun; yeter ki gelin, bu sorunları çözelim.

1) Şehit ve gazi çocuklarının, anne ve babalarının mesleklerini icra etmeleri hâlinde -gerekli şartları haiz olanların- bu mesleklere sınavsız girmelerinin önünü açalım.

2) İnsan onuruna yakışır, her şeyden önce Türk devletine yakışır bir maddi destek verilmesi ve sosyal konutlardan ücretsiz faydalanmasını temin edelim.

3) Gazi ve şehit yakınları öncelikli olarak işe yerleştirilmelidir.

4) Şehit ve gazi çocuklarının eğitim masrafları devletçe karşılanmalıdır, üniversiteye girişlerinde kontenjan tanınmalıdır.

5) Harp malullerinin faizsiz konut kredisinden istifadesinde başlangıç tarihi on yıl geriye çekilmelidir. Bu kredilerden sadece şehit eşleri değil, şehit anne ve babaları da istifade etmelidir.

6) Şehit ailelerine tanınan işe yerleştirme hakkı 2 kişiyle sınırlandırılmamalı, ihtiyaç sahibi olması dikkate alınarak daha esnek bir istihdam politikası kabul edilmelidir.

Ülkemizde şehit çocuğu sayısı 1.500 civarındadır, çalışabilecek yaşta olanlar ise 750 kişi kadardır. Devlet 750 kişiyi işe almakla batmaz, bunda tasarruf olmaz, aksine, bu insanlara sahip çıkmakla ülke vatanlaşır.

Değerli milletvekilleri, "şehitlik" tanımını genişletme, Uludere'de ölenler ile Hrant Dink gibi sivilleri de "şehit" kapsamına alma çalışmaları Sayın Fatma Şahin tarafından kamuoyuna deklare edilmiştir ancak unutmayınız ki şehitlik dinî bir kavramdır, ölçüsü yüce Kitabımızda zikredilmiştir. Ortada ilahî bir buyruk var iken kimlerin şehit sayılacağıyla ilgili yeni tanımlamalara girmek herhâlde hiç kimsenin haddi olmasa gerektir ancak bilinen bir şey var ki her hâl ve şartta, vefat eden birisinin şehit olması için, Müslüman olması şarttır.

Yüce Allah'ın isimlerinden birisi olan "şehit", "ölmeyen, diri" demektir ve onlar, münkirler için peygamberlerle birlikte şahitlik yapacaklardır. Bu bakımdan, Allah'a teslim olmamış birinin şehit sayılması, hele hele vatan, millet uğrunda şehit olanların bir kısım teröristlerle aynı kefeye konulması şirktir, Allah'a ve onun dinine hürmetsizliktir.

Hükûmetin yaptığı, Kur'an'da zikredilen ölçütler dışında başka ölçütler getirme gayretleri, yönetimin hatalarından kaynaklanan sonuçları ortadan kaldırmak için ortaya koyduğu siyasi rüşvetten başka bir şey değildir. Açıktır ki rahmani kılığa girmiş siyasi nifak, dinimizi, diyanetimizi ve kutsallarımızı yıpratmaktan ve çarpıtmaktan en ufak bir çekinme ve hicap duymamaktadır. Yazıklar olsun!

Değerli milletvekilleri, bu milletin mukaddesatı hepimizindir, hepimizin olmalıdır. Bunları tartışmaya açmanın kimseye faydası yoktur. Bu zararlı çabalardan bir an önce vazgeçilmeli, şüheda kurumuna hep birlikte sahip çıkılmalıdır. Şehit yakınları ve gazilerimiz için yapılacaklar bellidir. Siyaset üstü olan bu mevzuda, gelin devletimizin yüzünü ağartacak çalışmalar yapalım. Öncelikle de grup önerimize destek verin, ortak bir çalışma yapalım diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz.