GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:52
Tarih:19.01.2023

MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce Türk milletini ve heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında yüz binlerce vatandaşımızın, milyonlarca aile ferdinin heyecanla yasallaşmasını beklediği kanun teklifinin Genel Kurul safhasına kadar gelmesinde katkısı bulunan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Bu gayret, bu samimiyet, bu kararlılık toplumumuzun büyük bir kesiminin beklentilerini karşılamakla birlikte vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü için devletimizin tüm imkânlarını seferber ettiğini göstermesi açısından da önem arz etmektedir.

Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin 2018'de ilan ettiği seçim beyannamemizde bulunan Türk milletine taahhüt ettiği sözleşmeli personelimizin kadroya geçirilmesi sözünün Cumhur İttifakı iradesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna getirildiğine şahitlik etmek, bizleri ziyadesiyle mutlu etmiştir.

Hiç şüphe yok ki geride bıraktığımız son üç sene hem küresel siyasetin hem de coğrafyamızda yaşanan hadiselerin iz bırakan etkisiyle mücadele içinde geçmiştir. Avrupa Kıtası'nı buhranın eşiğine getiren, Amerika Kıtası'nda sosyal patlamaları tetikleyen, Asya Kıtası'nı kasıp kavuran siyasi, ekonomik ve sosyal sonuçları olan gelişmeler şüphesiz bugünlerde de devam etmektedir. Tüm bu kuşatmaya rağmen vatandaşlarımızın sorunlarına eğilme iradesinden ödün vermeyen bir devlet aklı, çözülemez denilen sorunları teker teker çözme gayreti göstermekte ve elbette takdiri de hak etmektedir. İşte, bu kararlılık, 2023 hedeflerine ulaşma azmimizin en büyük referansı; Türk mührünün vurulduğu, Türk asrına ulaşma ülküsünün yegâne müjdecisidir.

Tek kutuplu dünya ile iki kutuplu dünya çekişmesinin arasında sıkışan Ukrayna topraklarında yaşanan Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın gölgesinde tüm dünyanın yönünü çevirdiği Türkiye'nin, savaşın etkilerini ciddi şekilde hisseden ülkelerin arasında yer almasına rağmen milletin taleplerine kulak vermesi bir kararlılığın ürünüdür. Elbette bu başarı hikâyesinin tek kahramanı devletimiz ve devletimizin koordinasyonunda bu mücadeleye katkı sunan kuruluşlarımız değildir; burada en büyük pay sahibi, mensubu olmaktan gurur duyduğumuz ve varlığımızı adadığımız Türk milletinin ta kendisidir. Türk milleti, bütün dezenformasyon girişimlerine rağmen; sahte, yalan, asparagas haberlere rağmen; sosyal medyada estirilen karamsarlık rüzgârlarına rağmen devletine güvenmiş, devletine omuz vermiş, devletinin milletler mücadelesindeki gücüne güç katmıştır. İnancımız o dur ki Türkiye'nin çözüm bekleyen sorunları, ortak akıl ve iradeyle bundan sonra da çözüme kavuşturulacaktır. Bu sorunların çözülmesi yalnızca bireylerin gündelik yaşantılarına dokunan bir kazanç değildir. İnsanların mutlu, huzurlu ve hür olduğu bir devlet, aynı zamanda kudretli bir devlettir. Biliyoruz ki bu devletin gücü, milletin gücü kadardır. Bu hususta temel ölçümüz, kadim şiarımız "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." cümlesidir. Bu öğüt, Edebâli'den Osman Gazi'ye vasiyet, ondan da bize emanettir.

Hatırlatmak isterim, bozkırın ortasında binlerce yıl önce diktiğimiz Bengü taşlarda Türk kağanları şu ifadeleri kullanmıştır: "Aç milleti tok, az milleti çok, yoksul milleti bay kıldım." Bu sözler Türk'e baş olmanın temel şartlarına işaret etmektedir. Bu yüzden diyoruz ki makamlar öncelikle millete hizmet etme yeridir. Türk milletini, millî refahın, millî egemenliğin mütemmim cüzü olarak görmemiz de bu yüzdendir. Ekmeğin helalini, bayrağın hilali kadar kutsal görmemiz işte, bu yüzdendir. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki bundan yüz yıl önce Türk'ün derdiyle dertlenenler, şimdi de aynı davanın takipçisidir. İstiklal için çarpışanlar ile istikbal için uğraşanlar aynı istikamette yürümektedir. Bu gerçek ve sahip olunan bu bilinçtir ki Türk milletinin hürriyet mücadelesi de ekmek kavgası da Türk milliyetçiliğine emanettir. Bu meselenin ehemmiyetini kavrayan ve ilk adımları atan kişinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ta kendisi olduğunu da hatırlatmak isterim. Ona göre, kan dökülerek kurtulan memleketin alın teriyle yükselme zamanı gelmiştir. İzmir'in işgaliyle başlayan Millî Mücadele, çetin savaşların sonunda İzmir İktisat Kongresi'yle taçlandırılmıştır. Amacı, fukara Anadolu çocuklarını refaha kavuşturmak, bundan yüzlerce yıl evvel Bilge Kağanların dediği gibi yoksul milleti zengin kılmaktır. Bizim de bugün vatandaşımız için talep ettiğimiz ve hayata geçirilen iyileştirmelerin asıl amacı da budur. Kongrenin ilk oturumunda kaleme alınan 1'inci maddeyi bilhassa bu açıdan okumak gerekir. "Türkiye, millî hudutları dâhilinde lekesiz bir istiklalle dünyanın sulh ve terakki unsurlarından biridir."

Evet, Türk'ün büyük zaferinin üzerinden neredeyse yüz yıl geçmiştir fakat bugün asırlık hesabı tekrar açmaya uğraşanlar, istiklalimizi lekelemeye çalışanlar elbette vardır. Unutulmamalıdır ki yüz yıl önceki panoramada yer alan şer şebekesine karşı önce teyakkuz, sonra taarruz için tetikte bekleyen millî duruş, Türk milliyetçiliğinin siyasi temsilcisi Milliyetçi Hareket Partisi ve onun lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin şahsında vücut bulduğunu akıllarından asla çıkarmamalıdır.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle birlikte yüz binlerce vatandaşımız yıllardır hayalini kurduğu güvencelerini kazanmakta, kadrolarına kavuşmaktadır; hepsine hayırlı olsun. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi ve teşkilat kanununa tabi 413.671 vatandaşımız bu düzenlemeden faydalanmaktadır. Ayrıca, mahallî idarelerde çalışan 36.346 vatandaşımız, aile hekimliklerinde kamu dışında aile sağlığı elemanı olarak çalışan 3.542 vatandaşımız ve sulama birliklerinde çalışan 32 vatandaşımız daha bu düzenlemeden faydalanacaktır. Yeni düzenlemeyle birlikte 453.620 personelimiz kadroya geçirilmektedir; hayırlı olsun. Diğer yandan, Kültür ve Turizm Bakanlığımız bünyesinde 2.495 sözleşmeli personelimizin olduğu da bilinmektedir.

Bu arada, sözleşmeli personelden memur kadrolarına geçecek vatandaşlarımızın nakil haklarını kullanmalarına imkân veren bir önerge de Cumhur İttifakı'nın oylarıyla kabul edilmiştir.

Medeniyet tasavvurumuzun olmazsa olmazı emektar ve her biri saygıdeğer sanatçılarımızın sürekli sözleşmeli olarak istihdam edilmesi mutluluk vericidir; vekil ebe ve hemşirelerimizin memur kadrolarına geçirilmesi de memnuniyet vericidir. Burada sayıya baktığımızda 790 vatandaşımızın da düzenlemeden faydalanacağını görüyoruz. Yaklaşık yarım milyon vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren ve aileleriyle birlikte milyonlarca vatandaşımıza hitap eden bu düzenlemeden faydalanan vatandaşlarımızın aile bireylerinin her birinin heyecanına katıldığımı yürekten ifade etmek istiyorum ve her birine hayırlı olsun diyorum.

İnşallah bu kararlılık, birkaç hafta içinde emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımızın beklentilerinin karşılanmasında da kendisini mutlaka gösterecektir. İnşallah bu kararlılık, imar barışı başta olmak üzere milyonlarca vatandaşımızın beklentilerinin çözüme kavuşturulmasında da kendini gösterecektir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey'in son grup toplantısında dile getirdiği "Vatandaşlarımızın imar sorunlarından terörle mücadelede yaralanıp da gazi sayılmayan kardeşlerimizin haklı taleplerine, uzman çavuşlarımızın özlük haklarıyla ilgili beklentilerinden uzman jandarmalarımızın okullarında geçen bir yıllık sürenin fiilî hizmetten sayılmasına kadar her mesele kalıcı olarak çözülmelidir." diyoruz. "Aş, iş sorunlarının çözümü, dünya çapında muktedir ve lider Türkiye'nin inşası, hayat pahalılığının ortadan kaldırılması bizzat Cumhur İttifakı'nın refakatiyle sağlanacaktır." ifadeleri önümüzdeki süreçte Milliyetçi Hareket Partisi olarak vatandaşlarımızın beklentilerine cevap vermek için göstereceğimiz kararlılığının ifadesi olacaktır. Türk asrının inşası, bir ayağının da bu vizyondan yani vatandaşımızın yıllardır süregelen sorunlarının ve beklentilerinin kalıcı olarak çözülmesinden geçtiğinin farkındayız.

Yaklaşık yüz dört yıl önce milletin kurtuluş reçetesinin yine milletin azim ve kararlılığının olduğunu bilen Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu hedefler yarın bize daha yakın olacaktır. Bir asır önce temelleri kazılan, harcı karılan Türk asrının inşası bugün de aynı istikbal özlemiyle tutuşan yürekler tarafından inşa edilmektedir. Müktesebatımızın en zifirî karanlığı dahi aydınlatacak birikimlerle dolu olduğu göz ardı edilmemelidir. Ülkümüze doğru koşar adım gerçekleştiğimiz yürüyüşte tavize yer olmadığı akıllardan çıkarılmamalıdır. Mizacımızda teslimiyete yer olmadığı unutulmamalıdır diyorum.

Ben bu duygu ve düşüncelerle bu kanunun gerçekleşmesini bekleyen bütün sözleşmeli kardeşlerimizin kadroya alınmasının hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)