| Konu: | Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 24.01.2023 |
CHP GRUBU ADINA CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Atatürkçü, aydın bir araştırmacı ve gazeteci olarak aydınlık bir Türkiye Cumhuriyeti için karanlığa karşı savaş veren, olayların üstüne yüreklilikle giden, değerli yazar Uğur Mumcu'yu hain bir suikast sonucu katledilmesinin 30'uncu yılında saygı ve özlemle anıyorum.
Değerli milletvekilleri, Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun yani Yeni Evim Konut Finansman Programı'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşüyoruz. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Değerli arkadaşlar, siz hukuk kuralları, Anayasa'ya aykırılık konularına neden dikkat etmezsiniz? Daha önce de örneğin, 11 limanın özelleştirilmesi kapsamında uzatılan sürenin yani kırk dokuz yıllığına limanların kiralama sürelerinin uzatılmasıyla ilgili çıkarılan kanuna "Bu kanun doğru değil. Bakın, bu satışları yapmayın, uzatmayı yapmayın; Anayasa'ya aykırılık teşkil etmekte." demiş olmamıza rağmen bizleri dinlemediniz ve sonuçta bir kanun çıkardınız. Anayasa Mahkemesi bu kanunu oy birliğiyle iptal etti ancak siz ne kanun dinliyorsunuz ne hukuk dinliyorsunuz ne Anayasa dinliyorsunuz ne Anayasa Mahkemesi dinliyorsunuz ve geçtiğimiz günlerde bu 11 limanla ilgili aynı şekilde, neredeyse bizim çocuklarımızın geleceği olan, uzun bir süreci ihtiva eden, kırk dokuz yıllığına limanların süresini yeniden uzatma kararı aldınız.
Şimdi de, daha bundan üç ay önce, Anayasa Mahkemesinin bugün almak üzere olduğumuz kanunla ilgili bir düzenlemeye dair vermiş olduğu karar var. Anayasa Mahkemesinin almış olduğu bu kararla, bugün çıkarmaya çalıştığınız düzenlemenin Anayasa'ya aykırılığını dün Komisyonda dile getirdik. Çıkarmak istediğiniz düzenlemenin Anayasa'ya aykırılığını o karardan yola çıkarak anlattık. Ancak siz bu kararı da görmezden gelerek bugün Anayasa'ya aykırılığı açıkça ortada olan bir düzenlemeyi yeniden çıkarmaya çalışmaktasınız.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, bir taraftan Anayasa'ya aykırı bu kararı almaya çalışırken bir taraftan da vatandaşlarımızın hayalleriyle oynamaya devam ediyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, burada, orta gelirli vatandaşlarımızın konut sahibi olmasının desteklendiği iddia edilmekte ama gerçekte şunu söyleyelim: Esas, konut sahibi olmak isteyen orta gelirli vatandaş değil, müteahhitler desteklenmekte. Çünkü kanun teklifinin özüne bakarsak müteahhidin elinde kalan ya da elinde olan daireler ancak satışa konu. Bu durumun da vatandaşın, konuta ihtiyacı olan gencimizin, emeklimizin desteklenmesi olarak değil, sonuçta müteahhidin desteklenmesi olarak açıkça ortada olduğu gözükmekte.
Önce şuradan başlamak istiyorum değerli arkadaşlar: Geçen yıl sonu bir konut projesi ilan ettiniz; ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşlar, gençler, şehit yakınları, emekliler bu kapsama alındı. "500 bin konut projesi" diye ve birkaç milyon kişiden 500 TL müracaat parası toplayarak bu süreci başlattınız. Şimdi, Yozgat'ta, Rize'de, Hatay'da, Antalya'da, 15 civarında ilde kuralar çekildi. Efendim, kurada "Adınıza ev çıktı." diyerek vatandaşlarımızın bir kısmını sevindirmeye çalıştınız ama kurada adı çıkmayan milyonları da buradan üzdünüz. Ya arkadaşlar, vatandaşı kandırmayın.
Örneğin, buradan ben bir kez daha soruyorum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerine. Dün Komisyonda Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı vardı, ona sordum, Bakan Yardımcısı samimiyetle cevap verdi. Bu kürsüden bir kez daha soruyorum: Örneğin, ilim Antalya'da yapılacak olan konutların dün ve önceki günlerde kuraları çekildi. Buradan, bizi dinleyen vatandaşlarımızın ve bu kuralara katılan vatandaşlarımızın da özellikle iyi dinlemelerini talep ediyorum. Bu konutlar nerede yapılacak, ada parselleri nedir bilelim -bir Antalya Milletvekili olarak ben- bu konutlar yani o 500 bin konut projesi kapsamında yapılacak olan ve kuraları çekilen evler, konutlar nerede yapılacak bir öğrenelim, yerini öğrenelim nokta olarak. Dün, Bakan Yardımcısı sadece şunu söyleyebildi: "Serik ve İbradı'da yerler belli ancak diğer yerlerde ne adası belli ne parseli belli." Yani siz, ortada olmayan bir inşaatı, ortada olmayan bir projeyi ve ortada olmayan bir vaadi sattınız, insanların duygularıyla oynamış bulunmaktasınız. Yani bu seçim var ya bu seçim, çok şeylere kadir. İşte, seçim yaklaştı, aklınıza çok şeyler gelmeye başladı. Vatandaşın biz sorunlarını buradan her gün dile getirdik ancak seçim geldi kapıya, işte, bazı düzenlemeleri yapmak sizin ancak aklınıza geldi. İşte, diğer bahsettiğim proje dâhil bugünkü getirmeye çalıştığınız düzenleme de bunlardan birisi. Daha önce bu memlekette başkalarına ait taşınmazları "Benim." diyerek satan meşhur birileri vardı İstanbul'da. Şimdi de ortada olmayan, arsası dahi olmayan dairelerin kurasını çekerek hayal satan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bırakın artık insanların saf duygularıyla oynamayı, olmayan daire üzerinden vatandaşı kandırıp siyaset malzemesi yapmayın.
"Bu kanun teklifinde ne var?" dersek... Bu kanun teklifinde, ihtiyaç sahibi orta gelirli vatandaşın desteklenmesinden bahsedilmekte. Önce şunu söyleyelim: Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler, ihtiyaç sahibi olan vatandaşlarımızın her türlü sorununda, başta konut sorununda olmak üzere vatandaşımızın yanındayız, sonuna kadar da yanında olmaya devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Ancak sizin bu hayal satarak vatandaşımızın duygularıyla seçim sürecinde oynamanıza da müsaade etmeyeceğiz, gerçekleri vatandaşımıza anlatacağız.
Şimdi, konut satmak isteyen, hatta bugüne kadar elinde kalan daireleri satamamış ya da bundan sonra konut yapacak olan müteahhitlerin desteklenmesi var bu düzenlemede. Kanun teklifinde ne diyor? Madde şöyle: "Daha önce satılmamış ve yüklenici firmaların mülkiyetinde olan konutlar ile henüz başlamamış veya yapımı devam eden konut projelerinden konut edineceklere katkı sağlanabilir. Henüz başlamamış veya yapımı devam eden konut projeleri açısından mülkiyeti firmalara geçecek konutlara ilişkindir bu destekleme." Görüldüğü gibi, burada alıcıdan çok satıcı yani müteahhit desteklenmekte; sadece müteahhidin elinde olan bu daireler kapsama girecek. Kısacası, ortada haksız bir rekabet var.
Değerli arkadaşlar, vatandaşlarımız acı gerçeği bizzat yaşamakta. Acı gerçek ne? Sizin kötü ekonomi yönetiminiz nedeniyle bugün ülkede şu bir sene, bir buçuk sene içerisinde gayrimenkuller yani özellikle daireler 2 kat, 3 kat yükseldi. Orta ölçekte geliri olan bir vatandaşımız -daha önceki, o sizin beğenmediğiniz, eleştirdiğiniz Türkiye döneminde emekli olacak bir memur vatandaşımız "Emekli olayım da bir daire alayım emekli ikramiyemle." derken- bakın, bugün neredeyse kirayı zor tutar oldu. Şimdi, daire fiyatları 2'ye, 3'e katlamış vaziyette; maliyetler yükseldi, ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle daire maliyetleri olağanüstü yükseldi ve artık vatandaşımızın öyle kolay daire alma imkânı kalmadı.
Tekrar söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ihtiyaç sahibi olan vatandaşlarımızın konut sahibi olmalarına, iktidarımızda, Millet İttifakı iktidarımızda her türlü desteği koşulsuz vereceğimizi bir kez daha ilan ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bakın, bu kampanya duyulur duyulmaz ne oldu? Bu kampanya duyulur duyulmaz, müteahhitler yani firmalar ellerindeki daire fiyatlarını bir anda -yüzde 20, 30, 40, 50 neredeyse- hemen artırdılar. Bu kapsama eğer ki biz ikinci eli almazsak -bakın, ikinci eli bu kapsama almazsak- sadece müteahhit elinde olan sıfır daire olarak kalan daire bu kapsama girerse, bu kanunun uygulanma şansı yok. Yani benim genç vatandaşım bu daireyi alamaz, emekli vatandaşımız bu dairelerden yararlanamaz, orta ölçekli geliri olan vatandaşlarımız bu düzenlemeden yararlanamaz. Çünkü neden? "Siz sadece müteahhidin elindeki daireyi almak zorundasınız, müteahhit ancak size satar." derseniz haksız rekabet koşulları içerisinde daire fiyatları işte yükselir; bir ayda yüzde 20, 30, 40 artmış. Eğer ki samimiysek, bakın, ihtiyaç sahibi olan vatandaşları daire sahibi yapmak istiyorsak gelin, burada, müteahhitten sıfır daire alma şartlarını değiştirelim, herkes gitsin istediği yerden istediği krediyi istediği evi alsın. Bugün sizin yarattığınız o kötü, olumsuz ekonomik koşullar nedeniyle, bakın, hem şirketler hem de şahıslar finansmana erişimde artık zorlanmakta, böyle bir kolaylık kalmadı. Gidin, istediğiniz daireyi alın "Ben -işte, bu daire 5 milyon olsun- 3 milyonluk kredi çekmek istiyorum." deyin, hadi bakalım kaç banka size kredi verecek? Artık bu uygulama kalmadı yani vatandaşın istediği daireyi alabilme imkânını, ihtimalini bitirdiniz. O nedenle tekrar söylüyorum: Eğer ki samimiysek bu rekabet koşullarını artıralım, herkes gitsin, istediği yerden istediği daireyi alabilsin. Bir şey daha söylemek istiyorum: Şimdi, bu kampanya, bu konu gündeme gelir gelmez, bakın, hemen büyük firmalar ilanları vermeye başladılar, sosyal medyada çok sayıda ilanlar dönmeye başladı; görüyorsunuz, bitirilememiş birçok projenin önünde araba kuyrukları var.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Antalya'da, işte, bu proje kapsamında yani bu uygulama ilan edilir edilmez... Kentsel dönüşüm projesi nedeniyle Antalya'da çok sayıda vatandaşımızı mağdur eden bir firma var. Bu firmayı bütün Antalya bilir, ismini buradan vermeyeyim. AKP iktidarının Antalya'da övünerek anlattığı, AKP'li Büyükşehir Belediye Başkanının da yine döneminde şov yaparak, işte, "Antalya'da çok büyük bir kentsel dönüşüm başlattık." dediği bir proje var, Kepez'de. Kepez ve Santral Mahallelerini kapsayan bu proje başladığı günden bu tarafa yedi yıl geçti ve yine, bakın, 2019'da teslim edilmesi gerekiyordu, 2019'dan bu tarafa da dört yıl geçti. Bu toplam süre içerisinde 1.817 konut ancak teslim edilebildi, 2.631 konut hâlihazırda teslim edilemedi. Ama bu firma, hak sahibi dediğimiz vatandaşlarımızın dairelerini yapacağı yerde şu an kendine isabet eden dairelerin inşaatlarını harıl harıl yapmakla meşgul. Neden? İşte, benzeri bu desteklemelerle satma peşinde, orada vatandaşlar... Peki, hak sahibi olan 2.631 vatandaşımız ne durumda? Bakın, söyleyeyim: Hepsi mağdur; bir kısmı kahrından öldü, bir kısmı "Artık buradan bir şey olmaz." dedi, dairelerini sattı ve buradan çekildi. Şimdi, nerede görülmüş ki yüklenici firmaya yüzde 76 oranla bu inşaat verilmiş, arsa sahiplerine yani hak sahiplerine yüzde 24? Buna rağmen, bu anlı şanlı firma, Türkiye'nin birçok yerinde iş yapan bu firma bu daireleri bitirememiş, 2.631 hak sahibini mağdur etmiş durumda.
Ayrıca, kiralarla ilgili sorun artarak devam etmekte. İlk başlangıçta bu dairelerin fiyatları... Örneğin; 1+1 daire 100-150 bin, 2+1 daire 200-250 bin, 3+1 daire 350-400 bin civarındayken kiralar 600 TL, 700 TL, 1.100 TL'ydi. Şimdi, bu daireleri bu müteahhit firma 2,5 milyona, 3 milyona, 3,5 milyona satarken, bakın, 2.631 hak sahibi şu an 1.100 TL kira almakta. Ya, bu reva mı arkadaşlar? O kadar vatandaş şu an Antalya'nın en ücra noktasında 5 bin liraya kiralayacak daireyi zor bulurken daire fiyatları 10 kat artmış, bu firma bu daireleri 10 kat pahalıya satıyor ama benim vatandaşım 1.100 TL kirayı zar zor almakta. Bakanlığa buradan sesleniyorum: Topu belediyelerin üstüne atamazsınız, bu sorumluluk AKP iktidarınındır, bu sorumluluk önceki Büyükşehir Belediyesinden kalma olarak sizin üzerinizdedir. Dolayısıyla, kira artışlarının bugünün makul seviyesine yükseltilmesi ve vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi gerekir. Bakın, yoksa bu vatandaşlarımız oturacak yer bulamıyorlar, hemen hemen hepsi de emekli, belli yaş grubunda insanlar. İşte, bakın, bu firma da bu proje kapsamında ilanlarını boy boy verdi, şimdi "Nasıl olsa buradaki kampanyadan ben yararlanacağım." diye, efendim, bir taraftan zar zor yürüttüğü daireleri, inşaatları pazarlamaya çalışıyor. İşte, sizin yapmaya çalıştığınızın açık emsali orada gözükmekte yani sizin, alıcıyı değil satıcıyı yani müteahhidi desteklemeye çalışan anlayışınız açıkça ortada.
Son söz olarak buradan şunları söylemek istiyorum: Değerli arkadaşlar, bakın, biz, ihtiyaç sahibi olan gençlerimize, emeklilerimize, yeni evleneceklere destekleme yapılması gerektiğini ama doğru düzgün destek olunması gerektiğini savunuyoruz. Sizin yarattığınız ekonomik tablodan dolayı gençler neredeyse evlenemez duruma düştü çünkü sizin yüzünüzden kiralayacak ev bulamıyorlar.
Bakın, şunu da söyleyeyim: Son mağdur grubu da bu "Evim" mağdurları. Biliyorsunuz, daha önce Plan ve Bütçe Komisyonundan, sonrasında Genel Kuruldan alınan bir kanun vardı. Biz o zaman da söyledik, "Sizin çıkarmaya çalıştığınız düzenleme 'evim' mağdurlarının mağduriyetini çözmeyecek, daha da artıracak." dedik çünkü siz gerçekçi bir çözüm üretmediniz ve esas itibarıyla şirketleri yani o "Evim" şirketlerini koruyan, kollayan bir düzenleme getirdiniz. O gariban vatandaşımızı, zar zor imkânlarıyla bu sisteme dâhil olan vatandaşlarımızı korumadınız, şirketleri korudunuz. Keşke o şirketler bu vatandaşlardan paraları toplarken iktidar olarak, devlet olarak "Dur kardeşim, sen ne yapıyorsun?" deseydiniz diyorum, hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)