| Konu: | Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 24.01.2023 |
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, konut finansmanına erişebilirlik meselesi öyle yasal düzenlemelerle ve birtakım kredi imkânlarıyla çözülebilecek bir konu değil. Öncelikle, konuta erişebilmek açısından hane halkının gelirinin bu kredileri ödeyebilecek durumda olması gerekir. Şimdi, ülkemizdeki enflasyon oranları ve kişi başına düşen millî gelir, bu gelirin hane halkına dağıtılması ve insanların hane halkının geçinebilme imkânlarına baktığınız zaman bütün bunların birer hayal ürünü olduğunu da görüyoruz. TÜİK rakamları enflasyonu yüzde 64,27 olarak açıklıyor, bağımsız kuruluşlar ise ki bu konuda en çok çalışma yapan ENAG'tır yüzde 137,55 olarak hesaplıyor. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup yüzde 79,83'le konut sektöründen oluşuyor, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda ise enflasyon yüzde 77,87 olarak gerçekleşiyor. Şimdi, bu resmî enflasyon rakamlarına rağmen asgari ücrete yapılan zam ise yüzde 54,5 oranında yani 8.500 TL olarak tespit ediliyor. Şimdi, memur ve emekliye yapılan zam ise yüzde 30 oranında. Dolayısıyla açlık sınırının 9.796 lira, yoksulluk sınırının 26.994 lira olduğu bir yerde insanların konuta erişiminin, bu tür kredileri geri ödeyebilme ve kredi kullanabilme imkânları komik olmaktan öte bir yere gitmiyor.
Şimdi, ABD Konut Bakanlığı, "erişilebilir konut" tanımını krediyle konut alımında ödenen aylık taksitlerin ya da aylık kiranın hane halkı gelirinin yüzde 30'unu aşmamasına imkân sağlayacak nitelikte fiyatları olan konutlar olarak yapıyor yani yüzde 30'un altındaysa, bu, erişilebilir konut anlamına geliyor ya da hane halkının geliri, buradan konuta ayırdığı gider, konut alımına ya da kiraya ayırdığı gider eğer gelirinin yüzde 30'unun altında ise bunu ancak o ailenin ve hane halkının bir konutu erişilebilirliği olarak ölçmek gerekiyor. Genel olarak kişiler barınma ihtiyaçlarını karşılarken talep gösterdikleri konutların da finansal açıdan erişilebilir olması bekleniyor ve bu ancak böyle mümkün oluyor.
Şimdi, konut sahibi olma olgusu bazı toplumlarda sosyal güvencenin değişmez bir parçası olarak kabul ediliyor. Özellikle bizim gibi ülkelerde insanlar, yaşamlarını, geleceklerini garanti altına alabilmek için, çocuklarının, ailelerinin bir geçim sıkıntısı, zor yaşam koşullarına karşı ayakta kalabilme mücadelesinde başarılı olabilmesi açısından mutlaka bir konuta sahip olmasını öngörüyorlar. Kimi ülkelerde insanlar konut almaya dahi ihtiyaç duymuyor çünkü aylık geliriyle ya da yıllık geliriyle çok rahatlıkla sosyal konutlarda ya da kiralık yerlerde yaşamlarını sürdürebiliyorlar ama Türkiye gibi ülkelerde eğer bir eviniz yoksa, başınızı sokabileceğiniz bir konutunuz yoksa sizin aylık gelirinizle herhangi bir yerde kira ödeyerek yaşamınızı sürdürebilmenizin imkânı gözükmüyor, ya çok sefil bir hayat yaşamanız gerekiyor, zor koşullarda, insan onuruna yakışmayacak şekilde o kriterlerin altında bir yaşam sürdürmek zorunda kalıyorsunuz ya da hakikaten bu alanları terk etmek, belki de başka çözüm yolları bulmak zorunda kalıyorsunuz.
Şimdi, dolayısıyla Türkiye'de konut kredisinin taksit-hane geliri oranı -vergilerine göre- İstanbul'da, ekim ayında, konut kredisi aylık taksitlerinin miktarı hane halkı net harcanabilir gelirinin yüzde 63'ü oranına gelmiş durumda yani Türkiye'deki minimum oranlar ise yüzde 60'ın üzerinde dolayısıyla bu tür imkânlar sağlayarak insanların bu dar gelirli koşullar altında konut sahibi olmaları bir hayal ürünü olmaktan başka bir şey değil.
Tabii, bir taraftan da konut peşinde koşarken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
Konut alma hayali kurarken bir de dolandırılanlar var yani bir de bu var arkadaşlar. Bu kürsüde "konut mağdurları" diye birkaç kez de dile getirmiştik. Özellikle İstanbul'da bununla ilgili oluşturulmuş platformlar var, Esenyurt başta olmak üzere, Fikirtepe ve benzeri yerlerde konut mağdurları var. Bunlar da binbir güçlükle bir araya getirdikleri birikimleriyle konut alıyorlar ve bu konutlar maalesef iktidarın da desteklediği ya da iktidar belediyelerince lansmanları yapılan, reklamları yapılan konutlara yazılıyorlar ama paraları ödedikten sonra ortada konut filan da yok. Bu tür vakalarda artık dernek kurdular ve parasını ödedikleri konutları almaya çalışıyorlar, bunlara da çözüm üretmek gerekiyor.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)