| Konu: | Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin Türk lirasına ilişkin açıklamasına, Hükûmetin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük özelleştirme hamlesini yapmasına rağmen mevcut dış borca ve AK PARTİ'nin seçim sürecinde kullanacağı "Yeter! Söz milletindir!" sloganına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 25.01.2023 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nureddin Nebati iki gün önce Türkiye için talihsiz başka bir açıklamada daha bulundu ve dedi ki: "Türk lirasını değerli hâle getirirseniz sanayi yavaşlar, işsizlik olur." Hükûmetinizi hiç olmazsa asgari ölçüde ciddiyete davet ediyoruz. Sorumluluk sahibi bir Bakanın böyle sorumsuz bir beyanda bulunmasını da yadırgadığımızı ifade etmek istiyorum. Aynı Bakan, geçtiğimiz yıl "Türk lirası daha da değersizleşebilir. En zayıf durumda, daha ne kadar değersizleşebilir? Şu an en zayıf durumda ve gideceği yer yok." diyordu. Bunu gözden geçirmenizi ifade ediyorum. Sayın Bakan, özel şirket yönetmediğinin farkına varsın istiyoruz. Burada mesele Türkiye Cumhuriyeti devletinin idaresidir ve burada asıl mesele, 85 milyonun bugünü ve istikbalidir. Kaldı ki Türk lirasının mal ve varlıklarımızın, emeğimizin ucuz olmasını ve yabancı sermaye tarafından kolayca satın almasını savunan bir siyasi iktidara yerli ve millî denilemeyeceğini de buradan dile getirmekte yarar görüyorum.
Yapılan uluslararası sermayeye taşeronluktur. Türk lirasını değersizleştirerek kendi vatandaşlarınızı ev alamayacak, kira dahi ödeyemeyecek bir yoksulluğa sürükleyen de sizsiniz. Türk vatandaşlarının artık alamadığı konutları yabancı sermayeye, Körfez sermayesine yoğun şekilde satan ve promosyon olarak da Türk vatandaşlığı veren sizsiniz. Bunları sadece eleştirmek için değil, aynı zamanda sizleri uyarmak için söylüyorum. Daha ne kadar Türk lirasına hasımlık edeceksiniz? Daha ne kadar Türk milletini fakirleştireceksiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Daha ne kadar Türkiye'nin mallarını ve kaynaklarını yabancı sermayeye peşkeş çekeceksiniz?
"Millî düzen" diye yola çıkıp sonunda neoliberalizme rahmet okutan bir siyasi geçmişiniz var ve düşünün ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük özelleştirme hamlesini yapan Hükûmetsiniz. Kamunun en stratejik yatırım ve kaynakları da dâhil 70 milyar dolara yakın bir özelleştirme gerçekleştirmişsiniz, geldiğimiz noktada 500 milyar dolar dış borcumuz var. İşte, böyle bir tabloda, 14 Mayıs seçim tarihini dillendiriyorsunuz. 14 Mayıs 1950 seçimine referans yaparak kullandığınız slogan ise tarihî bir atıfla "Yeter! Söz milletindir!" Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı bu sloganı kullanma konusunda gerçekten kararlıysa ortada iki seçenek var: Ya siyasi tarih bilmiyorsunuz ya da siyasi tarihi yine göz göre göre çarpıtıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Zira 1946-1950 arası süreç tıpkı bugün olduğu gibi iktidarın otoriterleştiği, devlet idaresinde denge ve denetleme mekanizmalarının da var olmadığı bir tarihsel süreçti. Evet, milletimiz yetmiş üç yıl sonra yeniden otoriterleşmeye "Yeter! Söz milletindir!" diyecektir. Evet, milletimiz yetmiş üç yıl sonra yeniden otokrasiye "Yeter! Söz milletindir!" diyecektir. Ancak Türk milletinin iradesinin tecellisinde hedef muhalefet değil, iktidarın ta kendisi olacaktır. Millet bize değil size seslenecek ve "Yeter! Söz milletindir!" diyerek iktidarınıza son verecektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.