GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:54
Tarih:25.01.2023

HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli hazırun; bu araştırma önergesini vermemizin temel sebebi, Marmara Denizi'ndeki kirliliğin geçen seneden bu zamana hâlâ bir artış trendi içerisinde olmasıdır.

Hatırlayacaksınız, 8 Haziranda, 22 maddelik bir eylem planı açıklanmıştı ve o zamandan bu zamana, esasında, bu 22 maddelik planın bir türlü hayata geçirilemediği, denizin iyileşmesi bir yana, daha da kötü hâle geldiğini hep beraber görüyoruz.

Marmara Denizi'ndeki kirliliğin çok farklı faktörleri var. Örneğin, evsel atıklar, İstanbul başta olmak üzere bütün büyük kentlerin atığı Marmara'ya; tarımsal atıklar, özellikle Güney Marmara havzasındaki, tarım havzasındaki, Balıkesir havzasındaki bütün atıklar Marmara'ya; endüstriyel atıklar, Kocaeli'de, İstanbul'da ve Trakya'ya yayılmış bir biçimde yine Marmara'ya... Meteorolojik kirlenme, bunun yanında bir başka faktör. Günün sonunda, Marmara, içinde canlı yaşayamayacak su kalitesine sahip bir deniz hâline dönüşmüş oluyor. Tabii, burada bir şeyi özellikle alıntılamak istiyorum: "Bu kirliliklerden hangisi en fazla etki ediyor?" denirse başta mutlaka Ergene derin deşarjını konuşmak lazım değerli arkadaşlar. Biz, Ergene derin deşarjının, 50 kilometrelik bir hattın, işte denizin 50 metre kadar derinine basılan deşarjın o bölgesinden aldığımız su numunelerinde, Bakanlığın iddialarının tersine, ağır metallerin Dünya Sağlık Örgütünün standartlarının yüz binlerce kat üstünde olduğunu gördük. O zaman da demiştik, bütçede de söyledik yani bizim rakamlara inanmıyorsanız gelin bu analizi beraber yapalım ve sonucu görelim diye.

Değerli arkadaşlar, Ergene boyunca 2 bin sanayi tesisi var. Bu 2 bin sanayi tesisi farklı niteliklere sahip; metaldir, boyadır, tekstildir, şudur, budur bir sürü sanayi tesisi bütün atıklarını Ergene'ye atıyor. Peki, bu sanayi tesisleri suyu nereden alıyor? Ergene akiferinden yani en kaliteli, en nitelikli ve bizim kolektif olarak ortak değerimiz olan su yer altından çekiliyor, kirletiliyor ve Ergene'ye basılıyor, daha sonra bu derin deşarj vasıtasıyla da Marmara'ya basılıyor. Şunu çok açıklıkla söylemek istiyorum. Ergene'deki bu kirliliğin Marmara'ya basılmasından dolayı Marmara'da canlı hayatı olağanüstü bir risk altındadır. Özellikle kirlenme söz konusu olduğunda kirlenmenin ilk etabında o kirlenmeye dayanabilen canlılar ortamda kalır, dayanamayanlar ya ölürler ya da ortamı terk ederler. Daha sonrasındaysa kirlenmenin devam etmesiyle birlikte buradaki canlı popülasyonu iyiden iyiyi azalır ve abiyotik yani canlılığın olmadığı bir ortama dönüşmeye başlar. Şu anda Marmara'nın bazı bölgelerinde canlı hayatı tam olarak ortadan kalkmış durumda. Hep söylediğimiz şeyi bir daha söyleyelim. Bu sanayi tesislerinin kâr hırsı devam ettiği sürece, belediyelerin bu konudaki umursamazlığı devam ettiği sürece yani Marmara gibi olağanüstü bir varlığı, bir değeri lağım gibi, foseptik gibi kullanma yaklaşımı devam ettiği sürece Marmara'nın kaybı işten bile değildir. Niye diyorum Müsilaj Komisyonundan bu zamana kirlilik arttı diye. Bakın şu anda Baltalimanı İleri Biyolojik Arıtma Tesisi'nin -tırnak içine alarak söylüyorum- açılmasından sonra Boğaz'da olağanüstü bir medüz, denizanası artışı söz konusu oldu, olağanüstü bir patlama oldu, aynı müsilaj dönemindeki gibi bir şeyle karşı karşıya kaldık. Artık ne arıtılıyor ve ne kadar arıtılıyorsa soru işareti. Önümüzdeki dönemde havaların biraz daha toparlanmasıyla çok yüksek ihtimalle müsilaj gibi olmayan belki başka fitoplanktonların sebep olabileceği başka türden patlamalarla karşı karşıya kalacağız.

Değerli arkadaşlar, bakın, şu anda Marmara'da tutulan balıklarda bir tür balık pandemisi yaşanıyor; balıkların üreme organları olması gerekenden daha düşük boyutta, balıkların cesameti yaşlarıyla orantısız durumda. Bakanlığın da bu konudan bilgisi olduğunu biliyorum yani balıkların büyük bir kısmını içine alan bir balık pandemisiyle karşı karşıyayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

RIDVAN TURAN (Devamla) - Bu pandeminin yarın bu balıkları tüketen insanlarda da başka düzeyde hastalıklar yapmayacağının garantisi yok, vibriyo kökenli bir bakterin yaptığı bir şey bu. Yani bir balık hazinesini, bir deniz hazinesini, el birliğiyle, ne yazık ki iktidarın bu konudaki yaklaşımı sebebiyle kaybediyoruz. Bu sebeple ivedilikle Marmara'da derin deşarjın engellenmesi lazım; önce Ergene derin deşarjının ardından "derin deşarj" denilen şeyin ortadan kaldırılması, karada olanın karada kalması lazım, arıtılan suların peyzajda ve tarımda karada kullanılması lazım, endüstriyel atıkların engellenmesi lazım. Balıkesir-Çanakkale Bütünleşik Sahil Yolu Projesi gibi Zihni Sinir projeleri ve Kanal İstanbul Projesi gibi kabul edilmesi mümkün olmayan, denizi yok eden projeleri engellemek lazım ama her şeyden önce bu Meclisin bir kez daha toplanması ve bu kirliliğin niye devam ettiğini bir kez daha ortaya çıkarması ve tedbir alması lazım. (HDP sıralarından alkışlar)