| Konu: | Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 25.01.2023 |
MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri ve televizyonları başında bizleri izleyen aziz Türk milleti; görüşmekte olduğumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun ek 5'inci maddesi gereği, kooperatiflerden sorumlu 3 bakanlığa bağlı olan tüm kooperatif ve üst kuruluşlarının, kooperatifçilik hizmetlerine elektronik ortamda eriştiği ve merkezî veri tabanının yönetildiği Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOPBİS) 26 Ekim 2022 tarihinde hayata geçirilmiştir. Ülkemizde bulunan 60 bine yakın kooperatif ve üst kuruluşunun yönetim kurulu üyelerinin kooperatife ilişkin gerekli tüm verileri kurulan bu sisteme 26 Nisan 2023'e kadar girmeleri gerekmektedir. Yapılmakta olan bu değişiklikle, kooperatif ve üst kuruluşları yönetim kurulu üyelerinin Kooperatif Bilgi Sistemi'ne aktarmakla yükümlü olduğu bilgilerin neler olduğu daha açık hâle getirilmekte ve veri girişi için ilgililere biraz daha zaman tanınarak sürecin sağlıklı izlemesinin temin edilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, veri aktarımına ilişkin sürenin uzatılması, yaşanacak olası sorunları en aza indirerek yönetim kurulu üyelerinin gecikmelerden kaynaklı cezai sorumluluklarının doğmasını önleyecektir.
Bilindiği üzere, esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının olağanüstü toplantıya çağırılabilmesi için üyelerinin dörtte 1'inin bir araya gelmesi ve noter onaylı talepte bulunması gerekmektedir. Esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşları dört yılda bir yapılan olağan genel kurullarını 2022 yılında tamamlamışlardır. Uygulamada olağan genel kurulunu yeni yapmış olan meslek kuruluşlarında dahi üyeler 1/4'ü bir araya gelerek olağanüstü toplantı talep edebilmektedir. Böylece, kamu kurumu niteliğinde olan bu kurumların olağan işleyişiyle alakalı iş ve işlemlerin olağanüstü genel kurul ve seçim süreçleriyle aksadığı görülmektedir. Yapılan bu düzenlemeyle, esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının olağanüstü genel kurul toplantılarında uygulamada yaşanılan sorunlara çözüm getirilmiş ve üyelere genel kurula çağrı talebinin kullanılabilmesi için aranan nisap artırılarak bu hakkın suistimal edilmesi de önlenecektir.
Değerli milletvekilleri, malumunuz olduğu üzere, serbest bölgeler, hazır altyapı imkânları, muhtelif yatırım ve faaliyet teşvikleri ile otuz beş yıllık uygulama tecrübesi ışığında ülkemize yatırım çekilmesi ve özellikle ülkemiz ihracatının artırılması noktasında önemli politika araçlarından biridir. Ülkemizde aktif olarak faaliyet gösteren 19 serbest bölgede 530'u yabancı olmak üzere 2.050 firma faaliyet göstermekte ve 90 binin üzerinde çalışana istihdam sağlanmaktadır. 2022 yılı sonu itibarıyla serbest bölgelerin yurt dışına ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 17 oranında artarak 11,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bir örnek verecek olursak; Antalya Serbest Bölgesi, ülkemizin ilk kurulan serbest bölgelerinden biri olma özelliğini taşımakta olup 14 Kasım 1987 tarihinde faaliyete başlamış ve günümüze kadar 6 milyar 767 milyon dolar ihracat yapmış olup, bu rakam sadece 2022 yılında ise 528 milyon 685 bin dolar seviyesine ulaşmıştır.
İhracata dönük yatırım ve üretimi teşvik etmek amacıyla kurulan serbest bölgeler, organize sanayi bölgeleri ve endüstri bölgeleri benzeri planlı yatırım alanlarıdır. Serbest bölgeleri işleten şirketler tarafından altyapı çalışmaları tamamlanarak yatırımcıya hazır arazi sunulması, bu bölgelerde yatırım yapmayı kolaylaştıran bir unsurdur. Serbest bölgelerin planlı yatırım alanı hüviyetinde kurulabilmesi için en önemli kriter altyapının tüm bölgeye hizmet edecek şekilde bütüncül bir yaklaşımla projelendirilmesidir.
Doğal gaz, elektrik, su, haberleşme, yol, sosyal tesisler gibi altyapı yatırımlarının tek elden ve süratle yapıldığı serbest bölgelerde altyapı maliyetlerinin mümkün olan en asgari seviyeye indirilmesi de amaçlanmaktadır. Organize sanayi bölgeleri ve endüstri bölgelerinde altyapılar da bu yaklaşım çerçevesinde OSB tüzel kişiliği veya endüstri bölgesi yönetici şirketi tarafından yapılmaktadır. Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'nda bölge içi doğal gaz şebekesi yatırımı ile bölge içinde doğal gaz satışının OSB tüzel kişiliği sorumluluğunda olduğuna, OSB'nin izni olmaksızın doğal gazın başka bir kaynaktan satın alınamayacağına ilişkin düzenleme de bulunmaktadır. 20 Ekim 1922 tarihli ve 7419 sayılı Kanun'la Endüstri Bölgeleri Kanunu'na eklenen hükümle aynı yetki ve sorumlulukların endüstri bölgelerinde yönetici şirketin uhdesinde olduğu da düzenlenmiştir. Buna karşın Ticaret Bakanlığımızla akdettikleri işletme sözleşmeleri gereğince bölge dışında bağlantı hattı ve bölge içi doğal gaz şebekesi yatırımı yaparak bölge girişinde dağıtım şirketinden satın aldığı doğal gazı bölge kullanıcılarına ulaştıran serbest bölge işleticilerinin bu faaliyetlerine ilişkin bir düzenleme Serbest Bölgeler Kanunu'nda mevcut değildir. Görüşmekte olduğumuz kanunla serbest bölge işleticilerinin fiilen yapmakta oldukları doğal gaz yatırımı ve bölge içi doğal gaz dağıtım faaliyetlerinin yasal zemine oturtulması da bu yasayla amaçlanmaktadır. 1985 yılından bugüne değin başarıyla uygulanmakta olan serbest bölge modelinin zafiyete uğramaması adına doğal gaz altyapısının işleticiler tarafından yapılması uygulamasına devam edilmesi serbest bölgelerimiz açısından önemli bir düzenleme olacaktır.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; mevcut durumda fiilen ticareti terk edenlerin vergi mükellefiyetlerini sonlandırmasına karşın ticaret sicil kaydını sildirmemesi durumuna sıklıkla rastlamaktayız. Bu durumda bulunanlar, oda ve borsa üyelikleri devam ettiğinden aidat tahakkukları da devam etmekte, dolayısıyla beklenmedik borçlarla karşılaşabilmektedir. Yapılan bu düzenlemeyle, vergi kaydı silinen oda ve borsa üyelerinin üyelikleri askıya alınarak aidat tahakkukları da durdurulmuş olacaktır. Bu sayede ticareti terk etmiş olanlar için oda ve borsa aidat borçlarının birikmesinin ve bu hususta mağduriyet yaşanmasının önüne de geçilmiş olacaktır. Vergi kaydının silinmesi sebebiyle oda ve borsa üyeliği askıya alınanların adres ve durumlarının da tespit edilememesi, diğer bir ifadeyle fiilen ticaretin terk edilmiş olması durumunda oda ve borsa üyeliği silinerek Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde gerekli işlemler yapılmak üzere durum ticaret sicil müdürlüğüne de bildirilecektir. Vergi kaydını yeniden tesis edenlerin ise oda ve borsa üyeliği tekrar aktif hâle getirilerek aidat tahakkukları da başlamış olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mevcut kanun gereği, ödenmeyen oda ve borsa aidatları için yasal takip işlemi gerçekleştirilmesi zorunlu bulunmaktadır. Bu alacakların zaman aşımına uğraması ise oda ve borsa organ üyelerinin hukuki sorumluluğunu doğurmaktadır. Bu kapsamda, oda ve borsalarca zaman aşımına uğramaması amacıyla, tutara bakılmaksızın bütün alacaklar için yasal takip işlemi gerçekleştirilmekte, bu durum genellikle oda ve borsalar ile üyeleri arasında hukuki ihtilaf yaşanmasına da sebep olmaktadır. Ayrıca, düşük tutarlı veya tahsil kabiliyeti olmayan alacaklar için yasal takip işlemi gerçekleştirilmesi oda ve borsalar için zahmetli ve maliyetli bir iş hâline gelmiştir; alacaktan çok avukat bedelleriyle de çok fazla karşılaşılmaktadır. Bu kapsamdaki alacaklar için genellikle alacak tutarından daha fazla takip masrafı da yapılmaktadır. Bu kapsamda, asıl ve ferîlerinin toplamı asgari ücretin yarısını geçmeyen ve zaman aşımı süresine bir yıldan az kalan aidat borçlarının silinebilmesine yönelik de bir düzenlemedir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Kurulu tarafından bu sınırı aşmamak üzere her yıl üst sınır belirlenecek olup oda ve borsa meclisleri ise alacak durumları ve takip masrafları gibi hususları dikkate alarak düşük tutarlı aidat borçlarını da silebileceklerdir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin sayılı üniversiteleri arasına giren TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesine Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından verilen destek 2025 yılında sona erecektir. Görüşmekte olduğumuz bu kanun teklifiyle bu desteğin on yıl daha uzatılması sağlanacak ve 2035 yılına uzatılacaktır. Bu sayede, üniversite hastanesinin yatak kapasitesinin 200'e çıkarılması ve başvurusu yapılan TOBB ETÜ Teknopark'ın kurulmasına da bu kanunla katkı sağlanmış olacaktır.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; lisanslı depoculuk, uzun süreli depolanabilen ve standardize edilebilen tarım ürünlerinin ticaretine yönelik bir sistemdir. Lisanslı depoculuk sistemini ülkemize kazandırarak ürünlerin uygun koşullarda depolanması ve depolanan ürünlerin ticaretinin kolay, hızlı ve güvenilir biçimde yapılmasını sağladık.
Ülkemizde ilk lisanslı depo işletmesi 2011 yılında Ankara'nın Polatlı ilçesinde 40 bin ton kapasiteyle faaliyete geçmiştir. Bugün ise gelinen aşamada hububat, baklagiller, yağlı tohumlar, pamuk, fındık, kuru kayısı, zeytin ve Antep fıstığı ürünleri fiilen lisanslı depolarda muhafaza edilmektedir. Modern altyapıya sahip lisanslı depolarda depolanan bu ürünlerin ticareti de ürünün mülkiyetini temsilen düzenlenen elektronik ürün senetleri (ELÜS) vasıtasıyla Türkiye Ürün İhtisas Borsasında -bu senetler- yapılmaktadır. Bugüne kadar 307 adet lisanslı depoculuk şirketinin kuruluş izni almış olmaları ve bunların 169'unun lisans alarak faaliyete başlamasını burada övünçle söyleyebiliriz. Bu depoların kapasitesi 8 milyon tona bugün ulaşmış durumdadır. Bu pandemi sürecinde özellikle gıdaların depolanmasının ne kadar önemli ve bir ülke için de hayati mesele olduğunu da anlamış olduk.
Yine, lisanslı depoculuk hizmetine yönelik kira desteği, nakliye desteği, analiz ücreti desteği, faizsiz kredi desteği, yatırım kredisi desteği ve vergi muafiyetleri gibi çeşitli destek ve teşvikler de bu kanunda bulunmaktadır. Ayrıca, lisanslı depoculuk sistemi, tarım ürünlerinin elektronik ortamda kolay ve güvenli bir biçimde alınıp satılabilmesini sağlayarak bu sayede güvenilir, etkin ve istikrarlı bir piyasa oluşumunu da temin etmektedir. Ancak, gelinen aşamada gerek sektörden gelen talepler ve gerekse uygulamada görülen lüzum üzerine bu iki yıllık sürenin üç yıla çıkarılmasına ihtiyaç duyulduğu da görülmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2012 yılında yürürlüğe giren 5957 sayılı Kanun'la birlikte toptancı hallerindeki iş yerlerinin tahsis usulüyle işletilmesine yönelik uygulama kaldırılarak iş yerlerinin kiralama yöntemiyle işletilmesi usulü getirilmiş olup yapılan bu düzenlemeye istinaden mevcut tahsis sahiplerinin haklarını korumak amacıyla tahsisli iş yerlerini kullananlara on iki yıllık kiracılık hakkı da bu kanunla verilmiştir. Ancak, gelinen aşamada söz konusu meslek mensuplarının kira sözleşmeleri 2023 yılı sonunda sona erecektir. Bu kapsamda meslek mensuplarından gelen talepler de dikkate alınarak meslek mensuplarının kiracılık haklarının korunmasını temin etmek, meslek mensuplarının faaliyetlerinin devamlılığını sağlamak üzere kiracılık hakkı on sekiz yıla çıkarılarak bir mağduriyetin de önüne geçilecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dağıtım kanalında üretici, tedarikçi, perakende işletmeler arasındaki ticari ilişkilerden kaynaklanan ödeme sürelerinin uzun olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Bu durumu özellikle otuz gün içinde bozulabilen tarım ve gıda ürünleri üretiminde sürdürülebilirliğin sağlanması önemli ölçüde güçleştirmektedir. Zira bu ürünlerde görece yüksek olan talebi karşılayabilecek düzeyde arzın oluşturulabilmesi için üretici ve tedarikçilerin alacaklarını kısa süre içerisinde tahsil etmeleri gerekmektedir; diğer bir deyişle, otuz gün içinde bozulabilen bu ürünlerde hızlı bir nakit akışı döngüsüne ihtiyaç duyulmaktadır. Yapılmakta olan bu yeni düzenlemeyle, otuz gün içinde bozulabilen tarım ve gıda ürünlerinin ödeme süreci üretimin sürdürülebilirliğini temin edebilmek üzere tarafların ölçeği ne olursa olsun ödemelerin kırk beş gün içinde yapılması da sağlanacaktır.
Değerli milletvekilleri, günümüzde alışveriş merkezlerinin sayısının hızla artması, tüketicilerin alışveriş merkezlerini sosyal alanlar olarak kullanılmasına ve fiziki ticaretin önemli bir bölümünün bu mekânlarda gerçekleşmesine yol açmaktadır. Alışveriş merkezlerinin ortak gelirlerinin tasarrufu ve giderlerinin paylaşımına ilişkin sorunların ortaya çıkması, alışveriş merkezi malikleri ile perakende işletmeler arasında sorunların oluşmasına da neden olmaktadır. Zira uygulamada alışveriş merkezlerinde ortak gider paylaşımının suistimal edildiği de bilinmektedir, son dönemlerde apartmanlarda yaşananlar gibi. Bu sorunların çözümü için yasal düzenleme yapılması gerektiği de ortaya çıkmıştır. Böylece, giderleri alışveriş merkezi içindeki perakende işletmeler tarafından ödenen alanlardan elde edilen gelirlerin sadece alışveriş merkezi maliklerine ait olmasının önüne geçilerek hakkaniyet de sağlanacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm dünyada olduğu gibi maalesef ülkemizde son yıllarda artan küresel ısınmadan ve beklenen yağışların olmamasından dolayı kuraklık ve susuzluk nedeniyle başta insan olmak üzere her türlü canlıyı etkileyecek büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Üzülerek söylemek istiyorum ki özellikle Antalya'mız da bu kuraklık ve susuzluktan etkilenecek illerimizin başında gelmektedir. Bu konuda devletin alacağı tedbirleri beklemeden başta Antalyalı hemşehrilerim olmak üzere tüm vatandaşlarımızın özellikle içilebilir ve tarımsal sulama sularını daha dikkatli ve tasarruflu kullanmaları noktasında gereken hassasiyeti göstermelerini geleceğimiz adına bir ziraat mühendisi olarak hepinizden istirham ediyorum.
Değerli milletvekilleri, 12 Aralık 2022 tarihinde Antalya, Finike, Kumluca ve Demre ilçelerimizde meydana gelen sel ve su baskını afetinden 35 mahallede 2.781 çiftçimize ait 11.755 örtü altı üretim alanı etkilenirken 2.511 adet arılı kovan, 114 küçükbaş hayvan telef olmuş, 480 boş kovan ile depolanmış 40,6 ton ürün ise maalesef kullanılamaz hâle gelmiştir. Bunun yanı sıra ulaşım yolları, çok sayıda iş yeri ve araç da zarar görmüştür. Devletimiz tüm imkânlarıyla selden etkilenen vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için seferber olmuştur. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı acil destek giderleri tertibindeki ödenekten 20 milyon TL, AFAD'tan 20 milyon TL olmak üzere 40 milyon TL ödenek tahsis edilmiş olup; sel, su baskını afetinden etkilenen ve Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden düşük faizli kredi kullanan üreticilerimizin 2015 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı çerçevesinde borç ertelemesinden ve taksitlendirmesinden faydalanmaları sağlanmıştır. Ayrıca, meydana gelen sel felaketinden etkilenen, tarım sigortası yaptıran üreticilerimize 90 milyon TL hasar tazminatı ödemesi de gerçekleştirilmiştir. Bu arada, TARSİM'in üreticilerimizin mağduriyetinin giderilmesi noktasında biraz daha hızlı hareket etmesi çiftçilerimiz açısından da son derece önemlidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken bir daha hatırlatmak isterim ki Milliyetçi Hareket Partisi, politikalarının merkezine insanı koyan, eşitlik, ahlak ve adalet ilkelerini gözeten bir yönetim anlayışıyla her zaman toplumsal refahın artırılmasını öngörmüştür. Bu politikalar çerçevesinde atacağımız her adım, cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümünde Cumhur İttifakı'nın kutlu yürüyüşüyle birlikte, 2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin yüz yıllık tecrübesiyle millî hedef ve ülkülerine yükselecektir diyor; bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi ve televizyonları başında bizleri izleyen aziz Türk milletimizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)