GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:54
Tarih:25.01.2023

MHP GRUBU ADINA RAMAZAN KAŞLI (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Heyetinizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023 yılında ülkemizin ekonomik ve sosyal alanlarda izleyeceği politikalar özenle belirlenmiştir. "Türkiye Yüzyılı" vizyonuyla "lider ülke Türkiye" hedefimiz inşallah Cumhur İttifakı'yla gerçekleşecektir. 2020 yılından bugüne özellikle Covid salgınının olumsuz yansımalarıyla daralan dünya ekonomisi, 2022 yılında ise Rusya-Ukrayna savaşıyla başlayan jeopolitik gerilim, küresel ekonomi üzerindeki riskleri ve belirsizlikleri önemli oranda artırmış, bu küresel belirsizliklerden ülkemiz de önemli ölçüde etkilenmiştir. Bu süreçte özellikle uluslararası kuruluşların büyüme öngörülerinde kayda değer şekilde aşağı yönlü güncellemeler yapılmışken ülkemiz, vatandaşımıza sağlanan kısa çalışma ödenekleri, birçok sektördeki vergi indirimleri, SGK prim ödemelerinin ertelenmesi, işletmelere yönelik hibe destekleri ve kredi uygulamaları gibi salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmeye yönelik politikalar oluşturarak ekonomiyi destekleyici düzenlemelere gitmiştir. Bu düzenlemeler çerçevesinde, şu anda da görüşmekte olduğumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğiyle ilgili kanunda, mevcut üyelerle ilgili hukuki uyuşmazlık yaşamamaları adına çeşitli düzenlemelere gidilmiştir.

Kanun teklifinin 1'inci ve 2'nci maddeleriyle, kooperatif ve üst kuruluşları yönetim kurulu üyelerinin Kooperatif Bilgi Sistemi'ne aktarmakla yükümlü olduğu bilgilerin neler olduğu belirgin hâle getirilmekte; bununla birlikte ülke genelinde yaklaşık 60 bin kooperatifin 6,5 milyon ortağına ait verilerin girişinde yaşanacak sorunları en aza indirmek ve yönetim kurulu üyelerine cezai sorumluluk doğmasını önlemek amacıyla bilgi aktarımına ilişkin sürenin uzatılması sağlanmaktadır.

Ülkemizin ihracatının artırılması noktasında önemli politika araçlarından biri olan serbest bölgelerle ilgili düzenleme ise kanun teklifinin 3'üncü ve 4'üncü maddelerinde yer almıştır. Ülkemizde aktif olarak faaliyet gösteren 19 serbest bölgede, 530'u yabancı olmak üzere 2.050 firma faaliyet göstermekte ve 90 binin üzerinde çalışan istihdam edilmektedir. 2022 yılı sonu itibarıyla serbest bölgelerin yurt dışına ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 17 oranında artarak 11,4 milyar dolara ulaşmıştır. Yapılan bu düzenlemeyle, serbest bölge işleticilerinin fiilen yapmakta oldukları doğal gaz yatırımı ve bölge içi doğal gaz dağıtım faaliyetlerinin yasal zemine oturtulması amaçlanmaktadır.

Kanun teklifinin 5'inci ve 6'ncı maddesiyle yapılan düzenlemeyle, fiilen ticareti terk edenlerin vergi mükellefiyetini sonlandırmasına karşın ticaret sicili kaydını sildirmemesi nedeniyle oda ve borsa üyelikleri devam ettiğinden aidat tahakkuklarının da devam etmesi nedeniyle beklenmedik borçlarla karşılaşmamaları için vergi kaydı silinen oda ve borsa üyelerinin üyelikleri askıya alınarak aidat tahakkukları durdurulmaktadır. Bu sayede, ticareti terk etmiş olanlar için oda ve borsa aidat borçlarının birikmesinin ve bu hususta mağduriyet yaşanmasının önüne geçilmiş olacaktır.

Kanun teklifinin 7'nci maddesiyle asıl ve ikincillerin toplamı asgari ücretin yarısını geçmeyen ve zaman aşımı süresine bir yıldan az kalan aidat borçlarının silinebilmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır. TOBB Genel Kurulu tarafından bu sınırı aşmamak üzere her yıl üst sınır belirlenecek, oda ve borsa meclisleri ise alacak durumları ve takip masrafları gibi hususları dikkate alarak düşük tutarlı aidat borçlarını silebileceklerdir.

Kanun teklifinin 9'uncu ve 10'uncu maddesi ise lisanslı depoculukla ilgili düzenlemeler içermektedir. Sistemin hukuki altyapısı 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu'nun 2005 yılında yürürlüğe konulmasıyla oluşturulmuş, ülkemizde ilk lisanslı depo işletmesi 2011 yılında Ankara'nın Polatlı ilçesinde 40 bin ton kapasiteyle başlatılmıştır. Lisanslı depoculuk için bugüne kadar 307 adet şirket kuruluş için izin almış, bunların 169'u lisans alarak faaliyetlerine başlamışlardır. Bu depoların toplam kapasitesi ise yaklaşık 9 milyon ton civarındadır. Ayrıca, lisanslı depoculuk sistemi, tarım ürünlerinin elektronik ortamda kolay ve güvenli bir biçimde alınıp satılabilmesini sağlayarak bu sayede güvenilir, etkin ve istikrarlı bir piyasa oluşumunu temin etmektedir. Bu maddelerde yapılacak değişikliklerle, lisanslı depoculuk mevzuatı kapsamında, 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu'na göre ilgili işletmelere verilen iki yıllık lisans süresi de üç yıla çıkarılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, kanunun öngördüğü genel düzenlemelerden en önemlisi ise alışveriş merkezleriyle ilgili olan düzenlemedir. Alışveriş merkezlerinin ortak gelirlerinin tasarrufu ve giderlerinin paylaşımına ilişkin sorunların ortaya çıkması alışveriş merkezi malikleri ile perakende işletmeler arasında sorunların oluşmasına yol açmış ve bu yasal düzenlemeyle hakkaniyetli bir yaklaşım sağlanmıştır. Alışveriş merkezlerinin sayısının hızla artıyor olmasının önemli bir sonucu olarak bugün bu merkezlerin toplumun tüm kesimleri için sosyal alanlar hâline gelmesiyle birlikte fiziki ticaretin de artık bu merkezlerden sağlanıyor olmasıdır. Toplumsal ve iktisadi dönüşümlerin meydan okuması karşısında biçare olan düşük sermaye sahibi küçük işletmelerin tümü ne yazık ki artık bu dönüşüme teslim olmaya başlamışlardır. Teknolojinin ve küresel ekonomiye toplumsal adaptasyon seviyesinin ilerlemesiyle birlikte Türkiye'deki küçük işletmelerin hayatta kalma şartları giderek zorlaşmaktadır. Özellikle ticaret, imalat ve hizmet sektörlerinde yer alan iş sahalarında küresel veya büyük aktörler pazar paylarını büyütmekte, bu nedenle küçük işletmelerin faaliyet sahaları ve rekabet imkânları azalmaktadır. Küçük esnaf değişime ayak uydurma konusunda âciz ve yetersiz kalmakta ve daha da önemlisi, Türk toplumunun tüketim alışkanlıkları ve hayat tarzı hızla köklü bir şekilde dönüşmekte, bu da bazı iş kollarının daralmasıyla neticelenmektedir. Evinizin anahtarını bıraktığınız, çocuğunuzu emanet ettiğiniz, paranız yetişmediğinde borç para aldığınız, cenazenizde, hastalığınızda yanınızda olan, beraber ağlayıp beraber güldüğünüz mahalle bakkalınızın, fırıncınızın; lokanta, pastane gibi her türlü temel gıda işletmeleri başta olmak üzere, giyim, ayakkabı, mobilya, beyaz eşya satan yerel esnafımızın, tuhafiyecinin, züccaciyecinin yani kısaca tüm esnafımızın sorunlarını bir nebze çözebilmek adına, büyük market zincirlerinin şehir merkezinde şube açmaları için asgari iş yeri büyüklüğü standardı getirilmeli ve bu standarda uymayan mevcut şubeler de bir program dâhilinde yerleşim yeri dışına taşınarak küçük esnaf aleyhine gelişen bu haksız rekabetin önüne geçilmelidir.

Ülkemizin istikrarı, kalkınması ve dinamizmi açısından vazgeçilmez bir unsur olan, bugün sayıları 1 milyon 923 bin civarında olan esnafımızı anlamak, tüm problemlerini yerinde ve doğru tespitlerle çözüme kavuşturmak için, yeni yüzyılın Türkiye Yüzyılı olması için Cumhur İttifakı olarak "lider ülke Türkiye" hedefimize doğru durmadan, yorulmadan, yılmadan, var gücümüzle çalıştığımızı ve önümüzdeki süreçte de daha çok çalışacağımızı bir kez daha bu kürsüden beyan ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)