| Konu: | Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 25.01.2023 |
RIDVAN TURAN (Mersin) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
"Kooperatif Bilgi Sistemi" diye kooperatif organizasyonunu ve haberleşmesini ve aynı zamanda işleri kolaylaştırmak için bir şey ihdas edilmiş ama yani palavradan bir iş. "Palavradan bir iş" derken yapılan işi küçümsemek için falan söylemiyorum ama Türkiye'de kooperatifçilik mevzuatına ilişkin olağanüstü sorunlar var; bu sorunların hiçbirini görmüyorsunuz, bu sorunları çözmek için adım atmıyorsunuz, kooperatiflerin bilişim ortamında entegrasyonuna dair oraya dandikten "KOOPBİS" diye bir şey koymuşsunuz, bununla sorunun çözüleceğini düşünüyorsunuz.
Bakın, şimdi, kooperatifler bir defa 12 Eylül 1980 askerî darbesinin belasını hâlâ taşıyor. O zaman kooperatifler bir komünist örgütlenmesi olarak görülmüştü ve buna göre de kooperatiflere yapılmayan kalmadı. Nihayetinde o kadar yaftalandı ki kooperatifler, ortalama bir çiftçiye gidin deyin ki: "Ya, sizin köyde biz bir kooperatif kurmaya niyetliyiz." Tedirgin olur. Niye? Çünkü 12 Eylülden bu zamana kadar, kooperatiflerin dayanışmayı, hemhâl olmayı, imeceyi, yan yana gelmeyi değil, tam tersine böyle, terör odaklarıyla iltisaklı olmayı çağrıştıran bir muhtevası olduğu anlatılageldi, bunu siz de devam ettirdiniz. "Bunu devam ettirdiniz." derken "Buna ilişkin çaba sarf ettiniz."den ziyade, o yasal mevzuat neyse onu devam ettirdiniz, bunu söylemeye çalışıyorum. O yasal mevzuat neydi? Şimdi, Türkiye'de kooperatiflerle ilgili 3 tane bakanlık var, 3 tane de mevzuat var. Anayasa yani kooperatifleri ilgilendiren esas yasa Tarım Bakanlığına ait; diğerleri de Çevre Bakanlığı, inşaat vesair gibi konularda şekillenmiş, toparlanmış durumda. Ya, bunları bir defa demokratik bir muhtevaya alıp demokratik bir biçimde tek bir mevzuat hâline getirmek lazım. 3 tane mevzuat Türkiye gibi bir ülkede kooperatifçilik yapmak isteyen herkese zül, gerçekten zül. Ortalama bir çiftçi gitse, kooperatif kurmaya çalışsa kuramaz. 7 kişiyi yan yana getireceksin; ondan sonra sözleşmeye ilişkin hükümleri yerine getireceksin; bunu yapması mümkün değil. Ancak bu nasıl olur biliyor musunuz? Araya birileri girer -o işi bilenler- çiftçiden de buna ilişkin muhtemelen para temin ederler, bu şekilde kurulabilir. Bir defa Kooperatifler Yasası'nın baştan sona demokratikleştirilmesi gerekiyor. Demokratik muhtevaya sahip olmayan bir kooperatifler yasası korporatizmdir yani bunun pratikte hiçbir anlamı ve karşılığı yoktur. O sebeple, bir, kooperatifler tek bir merkezden koordine edilmeli; ikincisi, bu ülkede tarımın bu kadar yerle yeksan olduğu, konut kooperatifçiliğinin bu kadar olumsuz şartlarla malul olduğu bir yerde bir kooperatifler bakanlığına ihtiyaç var. Biz HDP olarak bunu yazdık, bütün gruplara da gönderdik. Alternatif kooperatifler yasası önergemizi herkes görmüş olmalı diye tahmin ediyorum. Yetmez, aynı zamanda kooperatifleri finanse edecek bir kooperatifler bankasına ihtiyaç var. Bak, ne dedim? Kooperatifler tek mevzuatta birleşmeli, kooperatifler bakanlığı kurulmalı ve kooperatifler bir bankayla finanse edilmeli. Şimdi, bunlar olduktan sonra, kooperatiflerin, bir defa, 12 Eylülden bu zamana kadar taşınagelen antidemokratik, ırkçı, faşizan, toplumsal cinsiyete aykırı bütün özelliklerini oradan bir ayıklamak lazım. Çünkü değerli arkadaşlar, kooperatif dediğin nedir? Kooperatif şöyle bir şeydir: Kooperatif, o alanda faaliyet sürdürenlerin dolaysız, başlarında herhangi bir iktidar sultası, baskısı ve tahakkümü olmadan, yan yana gelerek, kendi alanlarında söz, yetki ve kararı kullanma aygıtlarıdır. Şimdi, mesele ya böyledir ya da faşizandır; zaten ona kooperatif denilmez. Bakın, bu biçimde uygulanan kooperatifçiliğin dünyada öyle örnekleri var ki mesela İspanya'da Mondragon var, Japonya'da başka örnekleri var yani bunlar olağanüstü derecede güce sahip olmuş olan yapılar. Bir defa şirket ile kooperatifin arasındaki farkı iyi koymak gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
Buyurun.
RIDVAN TURAN (Devamla) - Ticari şirketler kâr için uğraşırlar, onların esas amacı kâr elde etmektir; kooperatiflerde esas mesele kâr elde etmek değildir, o kesimin dayanışmasıyla birlikte toplumsal fayda üretmektir. Bu ikisi arasındaki fark ortadan kalktıktan sonra... Çok iyi anlıyorum ki siz her şeye ticaretten ve paranın gözünden baktığınız için kooperatif ile ticari şirket arasındaki farkı da zaten tamamen silikleştirmişsiniz. O nedenle böyle KOOPBIS gibi Zihni Sinir projelere ihtiyaç yok, bunun bu memlekete hiç bir faydası da yok, onu da söyleyeyim. Kooperatifler ancak demokratikleşirse, gerçekten yerelde çalışan ve üreten insanların öz inisiyatifini, karar ve yetki hakkını iradeleştirirse bir anlamı var, onun haricinde, bırakın, kooperatifleri kapatın, yerine ticari şirket kurun, bundan da kimse size uluslararası alanda bir şey söylemez. Ama bir şey yapacaksanız doğru dürüst yapın ve eşyayı ismiyle çağırın. (HDP sıralarından alkışlar)