GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:54
Tarih:25.01.2023

KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 4'üncü maddesiyle ilgili grubum adına söz almış bulunuyorum.

Maddeyle, serbest bölge işletici şirketlerce serbest bölge içinde gerçekleştirilecek doğal gaz dağıtım ve satış faaliyetlerinin düzenlenmesi amaçlanmaktadır.

Yüz yıllık bir cumhuriyetten söz ediyoruz; bu yüz yıllık cumhuriyetin yirmi yılı sizin iktidarınız döneminde geçti. Her hafta üç gün bir torba içine kanun maddeleri doldurup getiriyorsunuz. Dünyanın hiçbir tarafında haftanın üç günü sürekli kanun yapmak, yeniden, yeniden, yeniden, bir kez daha kanun yapmak söz konusu olmuyor ama ülkemizde maalesef böyle bir durumla karşı karşıyayız çünkü başkaları, ülkeyi yönetenler, yirmi beş yıllık, elli yıllık, yüz yıllık vizyonlarını önlerine koyarlar, ülkenin gerekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda da yasal düzenlemeler yaparlar, bizde ise çıkarılan her kanun, yapılan her düzenleme yeni bir düzenleme yapmanın zeminini hazırlamak üzere yapılıyor neredeyse; bu da sürekli Meclisin kanun yapar, her gün yeniden, yeniden kanun yapar duruma gelmesine sebep oluyor.

Değerli arkadaşlar, bu yaptığımız kanunlarla da çok şeyi düzeltme şansımız olmuyor. Doğal gaz dağıtımıyla ilgili her ne kadar şey yapılıyorsa bunun dışında da yapılması gereken onlarca düzenleme var, bunların birkaç tanesini söyleyeyim: 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve benzeri onlarca kanun var. Bunların düzeltilmesi yapılmadan bu yeni düzenlemenin yapılmasının çok anlamlı olmadığını hep beraber görüyoruz.

Geçen ay, yine, bir limanların sözleşme sürelerinin kırk dokuz yıllığına uzatılması hakkındaki kanunu görüştük ve kabul edildi, bu Meclisten geçti. Beni 70'li yıllara götürdü; 70'li yıllarda Haydarpaşa'da çalışan Bingöllü Kürt işçiler vardı, bir sendikanın iş yeri temsilcisi olduğum için o arkadaşları ziyaret etmiştim. "Tahmil ve tahliye işi" denirdi o zaman yani gemileri yükleme ve boşaltma işi yapıyorlardı; şimdiki serbest bölgede çalışan insanlarla aynı koşullarda çalışıyorlardı. Aradan elli yıldan fazla zaman geçti ama değişen bir şey olmadı ne yaşadıkları yerler açısından ne mesai saatleri açısından ne aldıkları ücretler açısından. Şu anda serbest bölgede çalışan insanlar çalışmadıkları günlere karşı ücret alamamakla karşı karşıyalar; aynı zamanda, zaman zaman -iş çok olduğu zaman- on altı saat çalışmak zorunda kalmaktalar. Bir nevi köle ticaretiyle karşı karşıyayız gibi görünüyor. Arada geçen elli yılda -ki bunun yirmi yılı sizin iktidarınız döneminde geçti- çalışanlar, emekçiler hakkında herhangi bir gelişme, maalesef, söz konusu olmadı.

Şimdi, değerli arkadaşlar, küçük esnaf ile sermayenin mücadelesi bugünün bir mücadelesi değil, eskiden beri vardı. 1970'li yıllarda bir tiyatro oyunu vardı, onu da izlemeye gitmiştim: "Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı" O zaman da yeni yeni "süpermarket" adı altında marketler açılıyordu. Tabii, şimdiki hipermarketler gibi, işte, 3 harfliler, 5 harfliler gibi falan değildi, daha küçüktü ama sonuçta bakkallar onlarla mücadele ediyordu, yarışıyorlardı. Zeliha Berksoy başrol oynuyordu, mahalledeki bakkallar toplanıyor, diyorlar ki: "Ankara'ya git, bizim dertlerimizi anlat, bunun önüne geçsinler, biz yaşayamayacağız." İşte, bakkalların hem mahalle kültüründe yeri vardır, emanetinizi bırakırsınız, borç alırsınız, borç yazdırırsınız, bir şey olduğu zaman ihtiyacınızı giderirsiniz falan, bunun yaşamasını savunuyorlar ve Zeliha Berksoy'u Ankara'ya gönderiyorlar. Zeliha Berksoy bir süre sonra geliyor; sahneye çıktığında elinde bir valiz, bitkin bir hâlde sahnenin ortasına geliyor. "Ne yaptın, derdimizi anlattın mı?" diyorlar. Zeliha Berksoy diyor ki: "Gittim, anlattım, anlattım ama anlatamadım." İşte, biz de şu anda aynı durumdayız. Dolayısıyla da hipermarketler, süpermarketler, zincir marketler vesaire; bu marketler başka ülkelerde saat yedide kapatılır, haftanın bir günü mutlaka kapalı olur ki diğer bakkallar, diğer küçük esnaf iş yapabilsin. Ama tabii, küçük esnaftan da marketlerin fiyatına ürün alabilmek için aynı zamanda o insanların da gelir düzeyinin belirli bir noktaya taşınması gerekiyor. Bu, bir zincir işidir, üretimden başlar, tüketime kadar devam eder; bir yerinde açık verirseniz, zincir kırılırsa bunun gerçekleşmesi mümkün olmaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

KEMAL PEKÖZ (Devamla) - Onun için, bir düzenlemeyi yaparken baştan hepsinin her şeyi belirli bir düzen içerisinde, uzun vadeli, üç gün sonra değiştirilmeyecek şekilde ve taraflarla konuşarak ihtiyaçlar doğrultusunda düzenlemelerin yapılması lazım ki biz burada ikide bir, tekrar tekrar kanun yapar durumda olmayalım diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)