GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:57
Tarih:01.02.2023

HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Nepotizm... Bizi dinleyenler diyecek ki: "Bu kavram nedir, HDP bunu niye getirdi?" Nepotizmin anlamı, aslında, günlük yaşamımızda her gün karşılaştığımız bir problem. Nedir? "..."(*) Anlatayım, nepotizm şudur: Kayırmacılık; akrabaya, yandaşa, partiliye, hemşehriye dayı olmaktır, dayıcılık yapmaktır. Türk Dil Kurumu bile bunu böyle tanımlamaktadır. Hani bir yere girmek için, bir yere başvurmak için bir eril dille derler ya: "Dayın var mı yok mu?" Ve bu şekilde bugüne kadar gelmiştir. "Geçmiş dönemlerde de yok muydu?" diyecekler. Hep meşru görmeye... Sorun geçmişte değil, şeffaflıkla bu işin olmaması konusunda ısrar edenler bunu artık yaşamın her parçasına getirmişlerdir. Ve öyle bir hâle geldi ki bürokraside rutin işlerinizi bitirmek için bile neredeyse bir yandaş, bir akraba, bir dayı bulmak zorundasınız. Hani adalet, hani hakkaniyet? Yok. Liyakat mı var? Yok. Nedir? Akraba olacaksın, eş dost olacaksın, partili olacaksın, mezhebime uygun olacaksın, hatta hatta bölgemden olacaksın; buna yönelik atamalar, torpiller makam, mevki sahipleri tarafından uygulanmakta. Tanıdığın yoksa sürünüyorsun, tanıdığın yoksa perişan oluyorsun, tanıdığın yoksa yurt dışına gitmek için çareye başvuruyorsun. Gençler umutsuz -az önce de gençlerle ilgili konuşuldu, reddedildi- gençler gelecekle ilgili kaygılı, gençlerin dayısı yoksa, torpili yoksa herhangi bir işe giremiyor. Bitirdiğin okul mu, bildiğin yabancı dil mi, hatta hatta hazırlanan KPSS'deki başarın mı? Hayır, bir dayın olacak, dayın da iktidardan yana olacak, torpilin olacak. "Hamilikart yakınımdır." süresi bitti, açıkça gel, gir diye... Nedir peki? Bir taraftan bu nepotizm dışında... Ya, Türkiye'yi artık vekâletlerle yönetiyorsunuz, birçok yerde vekil yöneticiler söz konusu, vekil yöneticilerin hiçbir vasfı yok. Bir taraftan yetenek yok, hiç yetenek olmadığı gibi eğitim düzeyi, becerisi hiç dikkate alınmıyor; yakınının gelip yerleştirilmesi, yabancı dil yok. Öyle süreçler oldu ki yabancı dili olmayanlar yabancı dille ilgili sınavlarda jüri üyesi oldu, üniversitelerde insanlara kadro vermeye çalıştılar ve tarz şuna dönüştü; kafakol ilişkisiyle bürokrasiyi yönetme, bürokrasiyi tüketme ve bunun karşılığı da giderek bir çürümeye dönüştü. Ve siz, liyakati sadakate dönüştürdünüz, liyakatin yerine sadakat istediniz: "Bana bağlı olanlar umutlu olabilir, mutlu olabilir." Diğerleri hiç sizi ilgilendirmiyor, onların güvenleri söz konusu değil. Öyle bir hâle getirdiniz bu nepotizmi, bu kafakol ilişkisi, eş dost atamaları mizahta, skeçte söz konusu. Siz bugün sosyal medyadan izlerseniz, birçok oyunda insanların torpil aracılığıyla nasıl yerleştirildiklerini göstermekte. Bürokraside işin bitmemesi ve çürüme giderek artmakta.

Birçok ülkede düzenleme yapılıyor; etik açıdan, liyakat açısından, nitelik açısından düzenleme yapılıyor, şeffaflık getiriliyor ama Türkiye'de tam tersine, giderek yok ediliyor.

Örnekler: Ya, Soma katliamı hepimizin vicdanını sızlatıyor. Soma katliamında tekme atan Özel Kalem Müdür Yardımcısı şu anda Frankfurt'ta Ticari Ataşe. Ya, hiç mi vicdan yok? Bu mudur?

Bir diğeri, Bingöl. Burada söyledik, Plan ve Bütçe Komisyonunda söyledim, Bakana söyledim, teker teker, isim isim. Ya, her yıl kurayla 36 işçi alınırken, e-devlet üzerinden sonuçları açıklamışlar, e-devlet üzerinden... Ya, AKP ilçe kadın kolları başkanı yerleşmiş, AKP ilçe başkanının yeğeni yerleşmiş, eski il başkanının oğlu yerleşmiş. E-devlet yayınlamış, e-devlet, itiraz edemiyorlar. Hatta, hatta, mülakata hiç girmeyen birisi atanmış. Soru önergesi verdim, hiç cevap veremiyorlar. Bu açıkça, Bingöl gibi işsizliğin, yoksulluğun yüksek olduğu bir yerde bunu engellemektir.

Bir diğeri, Batman mesela, kayyum örneği vereyim ya. Batman kayyumunun bir görevi de özel kaleme birisini getirecek, iki üç ay çalıştıracak, tak diye memur kadrosuna atayacak. Siirt'ten gençlik kolları başkanını getirip, memur gibi atayıp özel kaleme yerleştiriyor, memurluk yolunu açıyor. Kayyumları zaten gasbettiniz, memurluk için bir kolaylığa dönüştürdünüz; mülakatmış, sınavmış, tümüyle bir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Hasankeyf... Ya, tarihini, doğasını, her şeyini yok ettiniz. Hasankeyf'in AKP'li Belediye Başkan Vekili, Adalet ve Kalkınma Partisinin Belediye Başkan Vekili diyor ki: "İlçe Başkanının ve Belediye Başkanının 30 yakınını işe yerleştirdiler. Ben dayanamıyorum, istifa ediyorum." Bir şey mi yaptınız? Herhangi bir şey yapmadınız.

Üniversiteler... Bitirdiniz. Üniversitelerde artık insanlar kadro açarken isim veriyor, onları yerleştiriyorsunuz. Artık dekanlar, yöneticiler eşlerini, akrabalarını, yeğenlerini getirip oturtuyorlar; hiç buna ses yok.

Ya, Ayşe Minaz Van'da -gasbettiğiniz makama- dedi ki: "Öğretmenim, sen benim kalem çalmamı, silgi çalmamı engelliyordun; olmaması gerekiyordu. Sen bu makama oturarak en büyük hırsızlığı yaptın." Şu anda da siz bütün makamları işgal ederek en büyük ahlak dışı kuralları uygulamaya çalışıyorsunuz. Dayısı olmayan, akrabası olmayan, partili olmayan bir yere gelemiyor. Türkiye'deki bütün bakanların dışında, valilerin dışında, kaymakamlar bir bölgede... Hiç mezhebine, etnik kökenine bakılmıyor, bunun araştırılması lazım.

Saygılarımı sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)