GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:58
Tarih:02.02.2023

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yükseköğretim Kanunu'yla ilgili değişiklikle bugün son kez YÖK konusunu konuştuğumuzu düşünüyorum çünkü mayıs ayında, Millet İttifakı'nın iktidarında artık "YÖK" diye bir kurum olmayacak. (CHP sıralarından alkışlar) Özerk, bağımsız, bilime dayalı ve ülkemizin dünya markası olacak üniversitelerinin yolunu açacak kurul oluşturulacak ve üniversitelerin yapısı bugünkü gibi başvurusu dahi olmayan bölümlerin olduğu, o anlamda da dünyada üniversitelerin arasında statü olarak geriye düşen bir noktadan bilimle buluşan noktaya taşınacak. AR-GE'nin, inovasyonun, ülkemizin çağdaşlığa açılan kapılarının olduğu üniversitelerimizin olması sağlanacak.

Bakınız, Niğde'ye tıp fakültesi açıldı. Biz de yıllardır bunun için mücadele ettik, mutlu olduk ama açılan tıp fakültesi, eğitim ve araştırma hastanesiyle birlikte işlev görüyor. Oysa "üniversite" dediğinizde eğer tıp fakültesi varsa markalaşmış hastaneleriyle bütünleşir ve toplum oralardan fazlasıyla fayda sağlardı. Bugün kalp, beyin hastalığı, kanser ve bunun gibi hastalıklara tıp fakültesinin olduğu Niğde'de değil, ya Kayseri'de ya Ankara'da ya Adana'da ya da farklı illerde çare aranıyor. Fakültenin adı var, işlevi sınırlı, olsun diye yapılmış iş. Oysa üniversite, bulunduğu bölgenin gelişiminin ötesinde, bilgiyi, bilimsel araştırmaları ve gelişmişliği de topluma nakşedecek, onların o anlamda önünü açacak değerlerin buluştuğu önemli merkezler olarak da gelişmişliğe açılan bir kapı olmalıydı. Bazı üniversitelerde açılmış bölümlere başvuruların olmaması ya da mezun olanların mezun olduktan sonra bir yüksek lise bilgisiyle üniversitelerden diploma alması ülkemizde acı bir gerçeği ortaya çıkardı. Bugün yüzlerce mezunu olan ama kamunun dışında iş bulabilme olanağı sınırlı üniversite mezunlarımız var. Esasında, eğer o bilgiyle donanmış olsalardı hem özel sektörde hem de kendi oluşturacakları alanlarda başarılı olurlardı ve geleceğe dönük çalışmaları da kendileri organize edebilirlerdi ama bilginin ve bilimselliğin sınırlı ölçüde olduğu, donanımlı olarak mezun olunmayan okullar nedeniyle gençlerin önemli bir bölümünde diploma var ama bir iş yerine gittikleri zaman kendilerini mezun oldukları konuda yeterlilik arz etmedikleri için öne taşıyamıyor. Bütünüyle baktığımız zaman, üniversitelerimizin Türkiye'de gelişime, değerlendirmeye ve yeniden Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı olmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Bakınız, bugün Yükseköğretim Kuruluyla ilgili gelen bu düzenlemede neyi konuşuyoruz? Öğrenci, disiplin cezaları ve bunlarla ilgili uygulamalar. Yani YÖK tanımının içinde, kurulduğu günden beri en çok konuştuğumuz konu, oradaki baskılar, yönetimdeki anlayış olarak, bilgi ve bilimsel çalışmaya kapalı, yandaş, kayırmacı bir anlayışın varlığı. Bunu disiplin cezalarıyla buraya getireceğimize, farklı konulardaki üniversitelerin sorunlarını buraya kanun teklifi olarak getirip onları değerlendirmemiz ülkemizin daha hayrına olurdu.

Bakınız, denklikle ilgili, bu kanun teklifi geldiğinden beri Komisyon Başkanı açıklamalar yapıyor. Yurt dışında eğitim almış, YÖK'e başvurmuş, denklikten yararlanamayan öğrencilerin varlığını ya da mezunların varlığını yok sayabilir misiniz? Sayısı kaç olursa olsun, ortada bir mağduriyet var. Yine YÖK tarafından "100/2000 Projesi" adı altında, 6 bin genç bilim insanına bir kapı aralanıyor; diyorlar ki: "Sizlere bu proje kapsamında iş garantili burs vereceğiz." Sonra ne oluyor? Bu gençlerin ihtiyaçları sınırlı sayıda karşılandığı hâlde önemli bölümü bu projenin dışında bırakılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Eğer bir projeyi getiriyorsanız bu projeye katılan herkese de bu bağlamda olanak tanınmalı ve 100/2000 Projesi'nde yer alanların mağduriyeti de ortadan kaldırılmalıydı.

Genel olarak yükseköğrenimin bugün çok iyi yerde, konumda, bilgiyle donanmış, bilimselliğe açılmış, bu anlamda da ülkeye artı değer yaratan bir konumu var diyebileceğimiz bir noktada olmadığı gerçek. Onun için, YÖK'le ilgili konuştuğumuz son kanun teklifinin bu olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra, Millet İttifakı'nın iktidarında yeni oluşacak yapıyla üniversitelerimiz de, ülkemiz de güzelliklere erecek diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)