| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 02.02.2023 |
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 11'inci maddesi üzerine söz aldım.
12 Eylül faşist darbesinin kurumlarından olan ve yükseköğrenim gençliğini bastırmak üzere oluşturulan YÖK, akademik özgürlüklerin önündeki en büyük engel olmaya bugün de devam ediyor.
12 Eylül rejimi Türkiye'de yükselen devrimci mücadelenin ana unsurlarından bir tanesi olan üniversite öğrencilerinin kontrole alınması ve mücadeleden uzaklaştırılması için planlanmış ama daha sonra aynı zamanda öğretim üyeleri dâhil olmak üzere üniversitede görev yapan her kademe üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanmaya başlamıştır.
Öncelikle, 686 no.lu KHK'yle Ocak 2017'de, önce 2.012 kişiden oluşan barış imzacıları öğretim üyeleri üniversiteden uzaklaştırıldı, daha sonra da 15 Temmuz darbesiyle birlikte de 4 binin üzerinde tekrar değişik kademelerdeki üniversite öğretim üyesi üniversitelerden uzaklaştırıldı ve büyük bir çoğunluğu yurt dışına gitti, başka ülkelerde bilgi üretmeye başladı fakat Türkiye'de aynı zamanda görevlerine iade edilmedikleri için çoğu da farklı işlerde yaşamını sürdürmek zorunda kaldı.
YÖK kurulduğu günden beri iktidarların, sermayenin eliyle yönetilmekte, her daim öğrencilerin ve akademisyenlerin baskılanması aracı olarak da kullanılmaktadır. AKP iktidarı, kurulduğu zaman, iktidara gelmeden önceki yaptığı açıklamalarda ilk başlarda YÖK'ü kaldıracağı kurumlar arasında saydı ama iktidara geldikten sonra tam tersi bir uygulamayla YÖK'ten daha fazla nasıl yararlanabilirim, üniversiteleri nasıl zapturapt altına alabilirim, nasıl daha kendi istediğim doğrultuda bilgi ürettirebilirim ya da bilgisizlik ürettirebilirim diye bir çabanın içerisine girdi ve dolayısıyla da üniversiteleri her gün olandan bir miktar daha geri götürdü, daha önceki konumlarından çok daha geri bir noktaya taşıdı.
Ülkenin her yerinde olduğu gibi üniversitelerde de YÖK eliyle kendilerinden olmayanı yok sayan, tek kutuplu bir siyaset anlayışı var. Örneğin Kürt gençlerinin ana dilinde eğitim istemeleri nedeniyle yüzlerce öğrenci üniversitelerden uzaklaştırıldı, bir kısmı da ihraç edildiği için tekrar, bir daha okuma hakkı elde edemedi. Oysaki bunlar sadece ana dillerinde eğitim talebiyle ortaya çıkmış ve onu istemiş bulunmuşlardı.
Tabii, üniversitelerin kontenjanı sürekli arttırılıyor ama üniversitelerin niteliği aynı zamanda düşüyor. Daha önce dünyada sıralamada olan üniversitelerimizin hiçbir tanesi artık belirli bir sıralamada maalesef yer alacak durumda değil. Yayınlanan makalelerde, yapılan atıflarda da yine üniversiteler en geride, tabiri caizse nal toplamaya devam ediyor. Oysaki daha önce az da olsa üniversitelerimiz dünya sıralamasında yer alırdı, makalelerimize, bilimsel makalelerimize atıflar yapılırdı ama şu anda böyle bir durum da söz konusu değil.
Öğrencilerin yine aynı zamanda geçim sıkıntısı yaşıyor olmaları da ayrı bir problem. Çünkü geçen gün Adalet Bakanlığından yapılan bir açıklamada 20 tane daha cezaevi yapılacağı müjdesi veriliyordu. Oysaki 400 binin üzerinde öğrenci yersizlikten yurtsuzluktan orada burada kalıyor ve 5-6 kişi bir odada kalmak zorunda kalıyorlar, kiraların da pahalı olması nedeniyle. 20 tane cezaevi yapılacağına 20 tane yurt yapılabilirdi ve 40-50 bin civarında öğrenci de bu yurtlarda barınma şansı elde ederdi.
Ne kadar üniversitelerde eğitim kalitesi düşerse, ne kadar gerileme olursa bilimden ve teknolojiden ne kadar uzaklaşırsak Türkiye'de demokrasinin gerilemesiyle birlikte aynı zamanda cezaevlerinin de sayısı o oranda artar. Çünkü cezaevleri ne kadar çoksa eğitim o kadar azdır, eğitim ne kadar yetersizse cezaevlerinin sayısı da o kadar çoktur. O nedenle önümüzdeki bu kanun teklifini bırakın kabul etmeyi, tartışmayı, biz toplam olarak bu kanun teklifinin tamamen geri çekilmesini ve bir daha da gündeme getirilmemesini, YÖK'ün de en kısa zamanda lağvedilip yerine çok daha demokratik üniversite işletebilecek olan, bilimsel eğitimi, bağımsız eğitimi ve demokratik üniversite yaratacak olan bir kurumun oluşturulmasını istiyoruz ve YÖK'ün de bir an önce kaldırılmasını istiyoruz.
Sizleri saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)