| Konu: | Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde 8/2/2023 Çarşamba Günü Saat 01.00'den İtibaren Üç Ay Süreyle Olağanüstü Hâl İlan Edilmesine İlişkin 8/2/2023 tarihli ve 6785 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'na İlişkin Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 09.02.2023 |
MHP GRUBU ADINA MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa'nın 119'uncu ve Olağanüstü Hal Kanunu'nun 3'üncü maddesi gereğince, 8 Şubat 2023 tarihli, 10 ilimizde üç ay süreyle OHAL ilan edilmesine ilişkin alınan Cumhurbaşkanlığı kararı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Konuşmamın başında yaşanan büyük depremler nedeniyle hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, yaşadığımız bu derin ve tarifsiz acıdan ötürü aziz milletimize başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Yine, yaşanan felakette ailesiyle birlikte hayatını kaybettiğini öğrendiğimiz Adıyaman Milletvekilimiz Sayın Yakup Taş'a, ailesine, yakınlarına ve AK PARTİ Grubuna da başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topoğrafyası ve meteorolojik özellikleri gibi nedenlerle her zaman çeşitli doğal afet tehlikelerine sahip olan bir ülke olmuştur. Bu gerçekler ışığında, ülkemizde deprem, heyelan, sel ve çığ gibi birçok doğa kaynaklı afet türü önemli sıklıklarla görülmektedir. Türkiye dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri üzerinde yer almaktadır. Ülkemizde oluşan depremlerin büyük bir kısmı Anadolu plakasında yer alan Kuzeydoğu Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı, Güneydoğu Anadolu bindirme kuşağı ve Ege graben sisteminde meydana gelmektedir.
Birleşmiş Milletlerin ilgili kurumları, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu ve insani yardım alanındaki birçok aktörün hazırlık süreçlerine dair oluşturulan INFORM Risk Endeksi, ülkelerin insani krizlere maruz kalma, bu krizlerden etkilenme ve bu krizlerle başa çıkma kapasitesini karşılaştırmalı bir şekilde analiz etmektedir. "INFORM Risk Endeksi 2021" adıyla yayımlanan 2020 yılı verilerine göre ülkemizin tehlikeye maruz kalma puanı 9 yani çok yüksek riskli, incinebilirlik puanı 4,9 yani orta riskli, başa çıkma kapasitesi ise 3,2 yani düşük risk puanı olarak kaydedilmiştir. Bu verilere göre, ülkemizin tehlikeye maruz kalma riskinin çok yüksek olduğu görülmektedir.
1900 ile 2023 yılları arasında ülkemizin 75'ten fazla büyük ve yıkıcı depreme maruz kaldığı ve binlerce vatandaşımızı kaybettiği malumunuzdur. 4 büyüklüğünün üzerinde meydana gelen deprem sayısı özellikle son yıllarda artış göstermiştir. Elde edilen verilere göre, 2020 yılında 320, 2021 yılında 187, 2022 yılında ise 170 adet 4 büyüklüğünün üzerinde deprem meydana gelmiştir. Son yirmi üç yıllık zaman dilimine bakıldığında ise 4,5 büyüklüğünün üzerinde 37 deprem meydana gelmiş ve bunların birçoğunda büyük yıkımlar yaşanmış, binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
Son olarak Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde, 6 Şubat 2023 tarihinde, gece saat 04.17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş ve bundan dokuz saat sonra Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde ikinci bir büyük deprem meydana gelmiştir. Yaşanan bu depremler birçok bilim adamı tarafından dünyanın en büyük afetlerinden biri olarak nitelendirilmiştir. Deprem bilimciler tarafından, Kahramanmaraş merkezli depremlerin dünya üzerinde karada meydana gelen en büyük depremler olduğu ifade edilmiştir. Ülkemizin tarihte yaşadığı en büyük deprem felaketi olarak değerlendirilen, Kahramanmaraş'ta meydana gelen bu 2 büyük depremin yaklaşık 1.200 atom bombası gücünde bir enerji etkisi oluşturduğu bilim adamları tarafından yine ifade edilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 3'üncü seviye uluslararası acil durum ilan edilmiş, depremin etkisini yoğun olarak gösterdiği Suriye'yle birlikte yaklaşık 23 milyon kişinin depremden etkilendiği açıklanmıştır. Bu büyük depremlerin yanı sıra, ilk depremden itibaren şimdiye kadar meydana gelen binden fazla artçı deprem nedeniyle özellikle bölgede bulunan 10 ilimiz ve sayıları 13,5 milyonu bulan vatandaşımız depremden ağır bir şekilde etkilenmiş ve etkilenmeye devam etmektedir. Elde ettiğimiz son bilgilere göre yaşanan deprem dolayısıyla bölgede 6.444 bina yıkılmış; Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye, Adana ve Elâzığ'da toplam 14.351 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 63.794 vatandaşımız da yaralanmıştır. Devletimizin tüm imkânlarıyla beraber seferber olduğu bu süreçte bölgede, AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DAK, Millî Savunma Bakanlığı, Emniyet, Jandarma, UMKE, itfaiye, Millî Eğitim Bakanlığı, STK, gönüllüler ve yerel destek ekiplerinden görevlendirilen personel ile 5.709'u uluslararası arama kurtarma ekiplerinden oluşmak üzere alanda görev yapan toplam personel sayısının 113.201 olduğu ifade edilmiştir. Depremzede vatandaşlarımızın barınması için bölgede şu ana kadar 92.738 AFAD çadırı kurulmuştur. Müsait durumda bulunan tüm otel ve misafirhaneler depremzede kardeşlerimizin kullanımına sunulmuştur. 10 ilimizde 77 sahra hastanesi kurulmuş, yaralı vatandaşlarımız askerî ve sivil hava araçlarıyla diğer illerde bulunan hastanelere nakledilmişlerdir. Bölgede bulunan vatandaşlarımızın yiyecek, içecek, barınma ve ısınma başta olmak üzere her konuda ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında geniş çaplı bir çalışma yürütülmekte, ayrıca psikososyal destek hizmetleri de verilmektedir. Aziz milletimiz büyüklüğünü ve asaletini bir defa daha göstermiş; kan bağışları, ayni ve nakdî yardımlar, gönüllü arama kurtarma faaliyetleri olmak üzere deprem bölgesindeki kardeşlerimizden desteklerini ve dualarını esirgememiştir.
Tüm Türkiye'de bir hafta süreyle millî yas ilan edilen bu süreçte Cumhurbaşkanımızın 6 Şubat 2023 tarihinde yapmış olduğu açıklamayla depremden etkilenen 10 ilimiz genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilmiştir. Yine, depremin şiddeti, büyüklüğü ve etkili olduğu alan dikkate alınarak, 8 Şubat 2023 tarihi itibarıyla, ağır bir şekilde etkilenen bu bölgede, Anayasa'nın 119'uncu ve Olağanüstü Hal Kanunu'nun 3'üncü maddesi gereğince Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerimizde üç ay süreyle OHAL ilan edilmiştir. Bölgede asayişin sağlanması, iletişim ve koordinasyonun sağlıklı bir şekilde yürütülmesi, ivedilik gerektiren iş ve işlemlerin derhâl yerine getirilmesi ve her şeyden önce zaman kaybının önüne geçilmesi maksadıyla OHAL ilan edilmesi son derece lüzumlu ve isabetli bir karar olmuştur.
Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, olağanüstü hâl bir zaruret hâlidir. Böyle bir durumda toplumun korunması ve bekası esas olmalıdır; bazı hakların kısıtlanmasından bahsedilse bile temel gayenin toplum ve fert yararının birlikte sağlanması olduğu unutulmamalıdır. Bu çerçevede olağanüstü hâl uygulaması Anayasa'mızın 119'uncu maddesinde ve kanunlarımızda düzenlenmek suretiyle hukuken mahiyeti ve şümulü belirlenmiş bir uygulamadır; bu açıdan bakıldığında olağanüstü hâl, hukuk dışı veya hukuk üstü bir hâl olarak görülemez. Tabii afetler, Anayasa'mızda olağanüstü hâlin sebepleri arasında sayılmıştır. Kuşkusuz her tabii afet olduğunda olağanüstü hâl ilan edilecek değildir ancak karşı karşıya olduğumuz deprem felaketlerinin etkili olduğu 10 ili içine alan coğrafya, bu coğrafyada ortaya çıkan yıkım, meydana gelen can kayıpları, oluşabilecek güvenlik ve asayiş boşlukları, süreç içerisinde söz konusu olabilecek riskler ve millî güvenliğimizle ilgili zafiyet ihtimalleri olağanüstü hâl ilanının gerekliliğini tartışmasız kılmaktadır. Süre açısından değerlendirildiğinde ise üç aylık sürenin oldukça ölçülü olduğu kabul edilmelidir. Deprem felaketinin sebep olduğu olağanüstü şartların üç aydan daha kısa süre içinde ortadan kalkabileceğini, bu nedenle OHAL süresinin uzun olduğunu iddia etmek akla ve gerçeklere aykırı bir tutum olarak görülmelidir. Olağanüstü hâlin bölgesel olarak gerekliliği tartışılmaz bir şekilde karşımızdayken vatandaşımızın can, mal emniyeti ile millî güvenliğimizi temin ve garanti altına almaya matuf olan bu kritik karara karşı çıkmak doğru bir tavır olarak görülemez. Biz memleketimizde yaşanan acılardan ve felaketlerden fırsat çıkarmaya çalışacak kadar alçalınabileceğini düşünmek veya görmek istemiyoruz. Bu safhada alınan hiçbir kararın, yapılan hiçbir çalışmanın da hata ve kusurdan münezzeh olduğu iddiasında da değiliz ancak zaman yıkıcı, manipülatif mahiyette davranışlarda bulunma zamanı değildir; zaman kenetlenme, millet ve devletin bir arada olması gereken bir zamandır. Acımız büyüktür fakat bu acılarla baş edecek olan yine büyük Türk milleti ve büyük Türk devleti olacaktır.
Yaşanan felaketlerde devletimiz bu yıkımın altında kalır diye bekleyenler, el ovuşturanlar, sosyal mecralarda yalan haber yapıp dezenformasyon yapanlar devlet bu yıkımın altında kalırsa üstte kimin veya kimlerin kalmasını beklemektedirler? Biliyor ve inanıyoruz ki ameller ancak niyetlere göredir, herkesin niyeti neyse eline geçecek de odur. Kimin mücadelesinin Allah'ın rızası ve milletin selameti için olduğunu en iyi bilen de Cenab-ı Allah'tır. Bizler, aziz milletimizin yaralarını sarmanın, yaşadığımız toplumsal travmayı hep birlikte atlatmanın insani, vicdani, tarihî, millî bir görev olduğuna inanmaktayız. Bu hususta yapılan ve yapılacak olan her türlü çalışmaya koşulsuz olarak destek vermeye devam edeceğimizi bir defa daha tekrar ediyoruz.
Tarihten bugüne yaşamış olduğu her buhranı, her afeti ve her saldırıyı büyük bir fedakârlık, kahramanlık ve dayanışmayla yenen aziz milletimiz inşallah bu zorlu ve acı günleri de atlatacaktır. Bize düşen, Gazi Meclisimizde daima milletimiz için ve milletimize göre hareket ederek aziz milletimizin bizlere yüklediği sorumluluğu daima milletimizin menfaatine olacak şekilde yerine getirmek olacaktır. Büyük Türk milleti olarak, devlet-millet el ele, millî dayanışma içerisinde bu zorlu sürecin üstesinden geleceğimize yürekten inanıyoruz.
Dünyanın ve cumhuriyet tarihinin en büyük deprem felaketlerini yaşadığımız bugünlerde samimi olarak devletimizin yanında yer alan, taziyelerini ileten, yardımda bulunan ve arama kurtarma ekiplerini gönderen başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere tüm devletlere ayrıca teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, göçük altındaki vatandaşlarımıza ise sağ salim kavuşmayı diliyoruz.
Arama kurtarma çalışmalarına katılan bütün personelimize Yüce Allah'tan muvaffakiyetler diliyoruz.
Allah devletimize zeval vermesin; ülkemizi ve milletimizi her türlü bela ve afetten muhafaza eylesin. Aziz milletimizin başı sağ olsun.
Bu duygu ve düşüncelerle, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 8 Şubat 2023 tarihli, 10 ilimizi kapsayan ve üç ay süreyle ilan edilen olağanüstü hâl kararını desteklediğimizi tekraren ifade ediyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.