GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 1 Mart Bosna Hersek'in bağımsızlık gününe, 1-7 Mart Deprem Haftası'na, Hatay'dan başlayarak tüm Türkiye'de yabancılara konut satışının durdurulması gerektiğine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grup toplantısında yapmış olduğu konuşmaya, Borsa İstanbuldaki işlemlerin depremden üç gün sonra durdurulmasına, depremzedelere yapılacağı söylenen 10 bin TL'lik yardıma, Hatay ve Adıyaman'dan farklı illere giden depremzedelerin hasar tespitlerini bildirmelerine ilişkin uygulamaya, depremde yanan İskenderun gümrük depolarına yapılan müdahaleye ve Kızılaya ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:6
Birleşim:67
Tarih:01.03.2023

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün 1 Mart, dost ve kardeş ülke Bosna Hersek'in bağımsızlık günü. 1 Mart 1992'de bağımsızlığını kazanan Balkanların yükselen değeri Bosna Hersek devletini ve halkını tebrik ediyor, muhabbetle selamlıyorum.

Toplumda deprem bilincinin oluşması, deprem öncesinde, esnasında ve sonrasında hazırlıklı olunması ve deprem tehlikesinin kamuoyunun gündeminde kalması amacıyla her yıl 1-7 Mart tarihleri arası Deprem Haftası olarak belirlenmiştir. Maalesef yaşadığımız büyük deprem sonrası Hükûmetin depreme öncesinde ve sonrasında hazır olmadığı net bir şekilde görülmüştür. Yıkılan şehirler sonrası kentlerin yeniden ayağa kalkması ve tekrar yaşanabilir hâle gelmesi için yeni konut inşaatlarına başlanacağı duyurulmuştur. Elbette şehirlerimizi yeniden onaracağız fakat bunu yaparken yeni bir usulsüzlüğe müsaade etmeyeceğiz. Saraya yakın müteahhitlerin yaptığı denetimsiz yeni binaların depremde un ufak olduğunu unutmayacağız fakat üzülerek görüyoruz ki Hükûmet hâlâ akıllanmamıştır. Afet bölgesi tasarım alanları rehberinde yer alan bilgilere göre deprem bölgelerinde yapılacak dairelerin yapımı yeniden saraya yakın müteahhitlere verilmiştir. Tamamen yıkılan bu kentlerin imar planları yenilenmeden, kent planları yapılmadan konut çalışmalarına başlamak, hele hele bu konutların nerelere kurulacağına yönelik gerekli jeolojik, jeofizik etütleri yapmadan, bunların altyapıya olan etkileri değerlendirilmeden, bütünlüklü bir kent planlaması yapılmadan başlanması yanlıştır. İleride bu tür felaketlere yol açacak gelişmelere şimdiden zemin hazırlamamak gerekir.

Diğer bir husus: İlk gün Sayın Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi, öncelikle Hatay'dan başlayarak tüm Türkiye'de yabancılara konut satışları durdurulmalıdır. Bizim amacımız insanlarımızın evlerine, yurtlarına geri dönmesi; hiçbir vatandaşımızın herhangi bir hakkının kaybolmamasıdır. Biz bu amaca yönelik olarak da bir kanun teklifimizi Meclis Başkanlığına sunduk.

Cumhurbaşkanı Erdoğan az önce grup toplantısında yapmış olduğu konuşmada "Sorulması gereken hesapları adli, idari, siyasi olarak sormak boynumuzun borcudur." ifadesini kullanmıştır. İktidara gelirken "Fırat'ın kenarında kaybolan bir kuzunun bile sorumluluğu benim üzerimdedir." diyen Erdoğan, bugün yaşadığımız büyük afeti beceriksiz yönetimiyle felakete dönüştürmesine rağmen kendi üzerinde hiçbir sorumluluk hissetmemektedir. Oysaki binaların denetlenmemesi, gerekli tedbirlerin alınmaması, imar affının çıkarılması ve deprem acil planının uygulanmaması gibi birçok sorumluluk birinci derecede Erdoğan'a aittir. Deprem sonrası bölgeye ivedilikle yetişilmemesinin ve koordine olunamamasının sorumluluğu birinci derecede Erdoğan'a aittir. Sorulması gereken hesabın tek adresi Erdoğan ve Hükûmetidir. Aziz milletimiz 14 Mayısta bu hesabı soracak, faturayı kesecektir. Gerçek şudur ki depremin merkez üssü Kahramanmaraş, felaketin merkez üssü Beştepe'dir.

Türkiye'nin 10 ilinde etkili olan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde 44 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiğini, yüz binlerce insanımızın da evsiz kaldığını biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Ancak Borsa İstanbulda işlemler depremden üç gün sonra durdurulmuştur. Merkezî Kayıt Kuruluşuna göre bölgede 380 bin yatırımcı bulunuyor. Endeks açılıştan itibaren değer kaybını sürdürürken çimento hisselerinin üç gün boyunca yukarı yönlü sert çıkışı dikkat çekmiştir. BİST 100 Endeksi son iki yıl içerisindeki en sert düşüşünü gerçekleştirmiştir. Borsa İstanbulda BİST 100 Endeksi'ndeki şirketlerin üç günlük değer kaybı yaklaşık 660 milyar TL olmuştur. SPK borsayı üç gün açık tutarak bazı kişilerin vurgun yapmasına, depremzedeler başta olmak üzere birçok kişininse zarar etmesine olanak tanımıştır. Özellikle vadeli işlemler piyasasında büyük rezalet ortaya çıkmıştır. Birileri vadeli piyasada açığa satış yaparak vurgun yaparken alım yönünde kredili pozisyonla depreme yakalanan ve işlem yapamayanlar ise eksiye düşmüştür. Borsada eşitlik ilkesi olması gerekir. Herkesin işlem yaparken aynı koşullara sahip olması gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Milyonlarca kişi depremden etkilendi. Göçük altında olanlar, onlara yardım etmek için seferber olan milyonlarca insan varken borsayı açık tutmak büyük bir rezalettir. 1999 Gölcük depreminden sonra yedi işlem günü kapatılan borsanın 6 Şubat Kahramanmaraş depreminden hemen sonra neden kapatılmadığı Hükûmet tarafından açıklanmalıdır. İYİ Parti olarak depremzedelerin parası üzerinden para kazanılmasını vicdansızlık ve bir nevi yağma olarak görüyor, konunun takipçisi olacağımızı da kamuoyuna bildiriyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 13 milyondan fazla vatandaşımızın etkilendiği bu Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza 10 bin TL yardım yapılacağı açıklanmıştı. Fakat bölgeden gelen, bize gelen şikâyetlerde birçok depremzedenin bu yardımı alamadığını tespit ettik. Üstelik bunların içerisinde binasına ağır hasarlı teşhisi konmuş depremzedeler de mevcuttur. Verilecek 10 bin liralık destek bugüne kadar kaç vatandaşımıza verilmiştir, kaç vatandaşımıza daha verilmesi planlanmaktadır? Evi ağır hasar görmüş ya da evi yıkılacak, çadırda kalan vatandaşlarımıza yapılacak nakdi yardım öncü olması gerekirken neden ihmal edilmiştir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

Vatandaşlarımızın sesini ve mağduriyetlerini yüce Meclisimizin çatısı altında dile getiriyor, Hükûmetten konuya ivedilikle yaklaşmasını bekliyoruz.

Diğer bir aksaklık da yine bugün bize intikal eden bazı şikâyetlere göre, şimdi Hatay ve Adıyaman'dan Ankara'ya gelen veya başka illere giden depremzedelerin depremde hasar gören binasını veya kaybettiği malı bildirmesi için bizzat kendisinin deprem bölgesindeki valiliğe gitmesi isteniyormuş. Şimdi zaten depremzede Ankara'ya gelmiş, yeri yok, yurdu yok. Ona "Hasar tespiti için bizzat oraya geleceksin." deniyor. İnternet ortamında e-devlet veya benzeri platformlardan form açılması gerekirken zaten her şeyini kaybetmiş vatandaştan tekrar bölgeye gelmesinin istenmesi nasıl bir akıldır? On-line olarak bir form açılması çok mu zordur? İnsanlar yapılan 10 bin TL yardımı da yola mı harcasın? Kalacak yeri, çadırı mı var da insanları oraya gitmeye zorluyorsunuz. Bölgede kamu kurum ve kuruluşu binası mı kaldı, insanları bölgeye gelmesi için zorluyorsunuz? İnsanları olmayacak işlere zorlamayın, işleri zorlaştırmayın, kolaylaştırın diyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Yani yine her geçen gün bir rezaletle karşılaşıyoruz. Bakın, yani bu beceriksizlik artık had safhaya gelmiş. Biliyoruz ki depremde İskenderun gümrük depoları yandı. Şimdi, orada gümrük depolarına en yakında Antalya Limanı'nda o esnada da hava koşullarıyla ilgili sismik araştırma çalışmasına ara verilmiş olan Oruç Reis gemisi tam donanımlı olarak beklerken Oruç Reis gemisine müdahale ettirilmiyor, ta İstanbul Kuruçeşme'de bulunan Nene Hatun gemisi bir sürü yol süresi geçirerek oraya müdahale ediyor. Yani bunları anlamak mümkün değil. Bunu hangi akıl idare ediyor? Yani bakın, bunun, bu facianın göz göre göre geldiğini hakikaten her ortaya çıkan delil bunu delillendirmiş oluyor.

Son konu da Sayın Başkanım, bu Kızılayla ilgili de her gün tekrar bir rezalet ortaya çıkıyor. Bakın, son rezalet de şu: Kızılaya bağlı Kızılay Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi var. Bunlar aralık ayında SPK'ye bir müracaatta bulunuyorlar. Ne için müracaatta bulunuyor? Kendi paraları...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son sözlerinizi alayım lütfen.

Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Paraları çok ya arkadaşların çünkü yardım yapmıyorlar, ihtiyaç sahiplerine dağıtmıyorlar; paraları altına ve dövize... Bakın, bu da Hükûmetin politikalarına ters. Bir yandan "TL'leşme" "liralaşma" deniliyor, bir yandan da Kızılayın paralarının altına ve dövize yatırılabilmesine imkân sağlayacak bir müracaat yapıyor SPK'ye. SPK'den olumlu görüş geliyor. 6 Şubatta deprem oluyor, efendim, millete çorba götürmesi gereken, çadır götürmesi gereken Kızılay bunları yapmıyor, 9 Şubatta KAP'a bildirimde bulunuyor. Böyle bir akıl kabul edilemez. Kızılayı bu hâle getirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bütün sorumluların istifa etmesini bekliyoruz.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.