| Konu: | Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 01.03.2023 |
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de bütün konuşmacılar gibi 6 Şubatta ve sonrasında gerçekleşen depremlerde yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yaralıların da bir an önce sevdiklerine ve onları sevenlere kavuşmalarını diliyorum.
Depreme dair kısa bir şey söyleyeceğim ama yasayla ilgili özellikle paylaşmak istediğim bir şey var. Birincisi şu: Bir vakıftan önce Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü kurdunuz. Bu Enstitü güya ülke çapında bir faaliyet yürütecek ama her nedense Antep Büyükşehir Belediyesinin yan kuruluşu gibi bir enstitü kurdunuz, şimdi de Büyükşehir Belediyesinin bir yan kuruluşu gibi vakıf kuracaksınız. Böyle bir enstitünün, böyle bir vakfın ulusal çapta faaliyet yürütmesi mümkün değil. Kaldı ki bu sadece benim görüşüm değil; bakın, bu Enstitü kurulduğunda da ilk kurultaylarını yaptığında da arkeoloji camiasının önemli bir bölümü, bu ülkenin en önemli arkeologları ve arkeoloji kurumları bu Enstitünün bu biçimde kurulmasına da kurultay yapmasına da karşı çıkmış. Zamanım çok kısa, buna dair başka bir şey söylemeyeceğim, sadece bu bilinsin istiyorum.
İkinci şey şu: Bakın, arkadaşlar "ikiyüzlülük" dışında nasıl tanımlanır bilmiyorum ama rica ediyorum bir dakika beni dinleyin. Bakın, şimdi, bu vakıfla bir enstitü kurdunuz, bu enstitünün ismi Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü. Şimdi de bir vakıf kuruyorsunuz, bu Vakfın adı Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı, başında "Türk" var, değil mi? Resmî adı bu, bugünkü kanunla da resmî adı bu olacak. Bu Enstitünün en büyük gelir kaynağı Avrupa Birliğiyle yürüttüğü fonlar, en büyük gelir kaynağı bu. Bu Vakıf da yürüteceği faaliyetleri yine bu Avrupa Birliğiyle yürüteceği fonlar sayesinde yürütecek. Sorun şu: Benim "ikiyüzlülük" dediğim bu değil, herkesi fon almakla suçluyorsunuz ya, herkese haram kıldığınız şeyi kendinize helal görüyorsunuz ya, ondan bahsetmeyeceğim. Sizden rica ediyorum, bu Enstitünün internet sitesine bakın, Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Avrupa Birliğiyle proje faaliyeti yürüttüğünde kendine ne diyormuş? "Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü" diyormuş. Bakın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kendisini "Türk Arkeoloji Enstitüsü" olarak tanıtan bu kuruluş Avrupa Birliğinden para almak için kendisine "Anadolu Kültür ve Miras Vakfı Enstitüsü" diyormuş. Avrupa Birliğinden fon almak için Türklüğünüzden vazgeçersiniz, Türklüğünüzden. Bu yasa teklifi bunun açık kanıtı. Açın, internet sitesine bakın, eğer yanlış bir şey söylüyorsam hepinizden özür dileyeceğim. Güya kimliğinizle gurur duyuyorsunuz, sorsak en büyük Türkçüsünüz, sorsak en büyük Türk milliyetçisisiniz; Avrupa Birliğinden proje almak için "Türk" demekten çekiniyorsunuz "Anadolu Kültürel Mirası" bilmem ne diyorsunuz. Kaldı ki o tanımlama yanlış bir şey değil, sadece Türk'e ait değil bu coğrafya. Anadolu coğrafyası binlerce yıldır binlerce uygarlığa beşiklik yapmış; yasa teklifiyle ilgili bunu söylemiş olayım.
Depremle ilgili söylemek istediğim çok şey var; çok öfkeliyim, bununla ilgili çok ayrıntılı konuşmayacağım yani bu öfkeyle konuşmak istemiyorum ama sadece şunu söyleyeyim: Bakın, Kahramanmaraş'ta ben bir hafta kaldım. Elbistan'da, Pazarcık'ta, Narlı'da, Nurhak'ta, Ekinözü'nde, köylerde, kent merkezinde yüzlerce tırlık yardım dağıttık arkadaşlar, yüzlerce tırlık. Pazarcık'ta bir koordinasyon merkezi kurduk, ilçe merkezinde bile değildi; 6 kilometre dışında bir köy evinin bahçesinde koordinasyon merkezi kurduk. Oraya onlarca tır yardım geldi, o yardım tırlarının hepsini Kahramanmaraşlılara köylere kadar götürüp yardım dağıttık. Bir sabah Pazarcık Kaymakamı yanında yüzlerce askerle gelerek "Bundan sonra burayı ben yöneteceğim." dedi. Bakın, "Bundan sonra burayı ben yöneteceğim, buraya kayyum tayin ediyorum." dedi. Ya, insanların yardım yapmasına bile düşmansınız ya! Ya, böyle bir yönetim anlayışı olabilir mi? Koca Pazarcık içerisinde kullanabileceğiniz tek bir merkez yoktu da HDP'nin kurduğu koordinasyon merkezine mi kaldınız, oraya mı çökmek istediniz? Bu kadar mı iyiye düşmansınız, bu kadar mı iyiliğe düşmansınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Evet, tamamlayalım.
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Sadece bir hafta yönetti orayı o Kaymakamlık; ikinci günün fotoğrafları var -göstermek istemiyorum- çöp yığınına çevirmiş. 54 arkadaşımızla onlarca köye yardım ettiğimiz o koordinasyon merkezimizi o Kaymakamlık, kamu yönetimi eğitimi almış o Kaymakam çöp yığınına çevirdi; bir hafta sonra da içindeki bütün yardım malzemelerini tırlara doldurarak kelimenin tam anlamıyla yardımlara çöktü ve başka yerlere götürdü. Bu yüzden insanlar sizin yaptıklarınızı değil, yapmadıklarınızı eleştiriyorlar. Pazarcık gibi bir ilçede bunu yapan bir siyasi iktidarın 11 kentte ve bu 11 kente bağlı 53 ilçede ne yaptığını varın siz düşünün.
Burada, emin olun, sizi eleştirenler yaptıklarını, gördüklerini paylaşıyorlardı sizinle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Hepiniz biliyorsunuz ilk üç gün Hükûmet olmadığını, hepiniz biliyorsunuz ilk üç gün devlet olmadığını ama bunu itiraf etmeye çekiniyorsunuz diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.