| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 08.03.2023 |
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkanım.
Genel Kurul ve değerli halkımız; bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Cinsel, sınıfsal, ulusal sömürüye karşı yaşamın her alanında kadın özgürlük mücadelesini yükselten kadınlara selam olsun.
Depremin yaraları henüz sarılmamışken iktidar tarafından depremin sonuçları sıradanlaştırılmaya çalışılıyor. AKP'nin yaptığı iki şey var: Biri, yıkımı bir inşaat yıkımı olarak ele alıp, yeniden ihaleler yapıp inşaatlar yapmaya başlamak; bir diğeri de toplumsal yıkımı da "fıtrat" diyerek "kader" diyerek geçiştirmeye çalışmak. Fakat bir yaptığı diğer bir şey daha var, çok tehlikeli bir adım atıyor AKP. Yaptığı şey de şu; diyor ki: "Bu depremin sonuçlarının bu kadar ağır olmasının sebeplerinden bir tanesi kentsel dönüşüm projelerine halkın ve kurumların, demokratik kitle örgütlerinin karşı çıkmasıdır." Burada bir diğeri de şudur, en tehlikelisi olan: İstanbul depremi var. Bilim insanları her gün uyarı yapıyorlar ve AKP şuna hazırlanıyor, olası bir İstanbul depreminde de şunu söyleyecek: "Biz yapmaya çalıştık ama halk karşı çıktı, demokratik kitle örgütleri, meslek örgütleri buna karşı çıktı." diyerek katliamdaki doğrudan rolünü, olası katliamlardaki doğrudan rolünü gizlemeye çalışacak; bunu buradan açıktan söylüyoruz. Biz hiçbir zaman kentsel dönüşüme karşı olmadık, biz AKP'nin rantsal dönüşümüne karşı çıktık. Örnek vermek istiyorum: Bakın, İstanbul'da bilim insanlarının "riskli" dediği yerleri iktidar riskli ilan etmiyor. AKP'li belediyeler de Kandillinin "risk düşük" dediği yerlerde dönüşüm başlatıyor. Örneğin; Zeytinburnu, Bahçelievler, Küçükçekmece gibi ilçeler risk altında ama AKP buralarda dönüşüm yapmıyor. Nerede yapıyor? Rantı büyük yani müteahhidin gidip kâr edebileceği yerlerde; işte, Armutlu, Derbent, Çubuklu, Fikirtepe gibi yerlerde risk düşük olmasına rağmen kentsel dönüşüm yapmaya çalışıyor.
Bakın, şu tabloyu buradan bir kez daha göstermek istiyorum. Burada kırmızı olarak işaretlenmiş yerler Bakanlığın riskli ilan ettiği yerler, kırmızı olan yerler fakat tüm sarı olan yerler hem bilim insanlarının hem de Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansının riskli tespit ettiği yerler. Buralarda dönüşüm yok, buralarda dönüşüm yok. AKP ne yapmaya çalışıyor? AKP'nin yaptığı kentsel dönüşümün örneği burada. Bakın, Mall of İstanbul, görüyor musunuz tesisi? Ve bu tesisin tanıtım reklamında da şu yazıyor: "Mall of İstanbul aynı zamanda bir kentsel dönüşümdür." Ve tanıtımında da şunu söylüyor: "TEM Otoyolu üzerindeki Mahmutbey gişelerinin yakınında, Atatürk Uluslararası Havalimanı'na 5 kilometre mesafede..." Şimdi, bu kentsel dönüşüm mü oluyor? Bu, işte tam olarak rantsal dönüşüm. Bir başka örneğe bakalım. Biz neye karşıyız? Biz işte buradaki tabloya karşıyız. Burada kim var? AKP Beyoğlu Belediye Başkanı. Yanındaki kim? AKP Genel Başkanının oğlu. Aralarındaki diyalog kameralara, mikrofonlara yansıyor, kapalı zannediyorlar mikrofonu. Diyalogları şu: "Bakalım, şu dönüşümde birkaç şey yapabilirsek, bir şey kalırsa bize." "Projede var değil mi?" "Olmasa da bir iki yer bina olarak aldık mı yeter bize." "Ya, altını istediğimiz gibi yaparız, altta havuz olur, üstü koordinasyon yeri vesaire." İşte, AKP'nin kentsel dönüşümü budur. Kentsel dönüşüm, halkın depreme karşı canını koruyan, aynı zamanda bölgenin tarihsel yapısını da koruyan, insanların sosyolojik olarak da yapısını koruyan bir çalışmadır. Kentsel dönüşümde siz halkın yerinden yurdundan edilerek oralara rezidans dikilmesini söylerseniz bunun adı "rantsal dönüşüm"dür. AKP rantsal dönüşüm yapıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Şimdi, AKP diyor ki: "İnsanlar niye yerlerinden çıkmak istemiyorlar?" Aynı şeyi depremde de söylediniz, insanlar ilk depremden sonra eksi 15, eksi 20 derece soğukta kendilerini kapıda buldular ama tekrardan evlerine dönmek zorunda kaldılar ve işte evlerine girdikleri anda, ikinci depremde hayatlarını kaybettiler. Yani insanlar keyiflerinden hasarlı evlerde kalmıyorlar. Siz insanları onlarca yıl borçlandırırsanız, yerinden yurdundan ederseniz, onların yerlerine rezidanslar dikerseniz insanların açlıkla, yoklukla karşı karşıya kaldıklarında evlerinden çıkmak istememeleri son derece normaldir; bu, insani bir tutumdur. Dolayısıyla, kentsel dönüşüm şeffaf olmalıdır, kentsel dönüşüm yerinde olmalıdır; insanlar borçlandırılmamalıdır, ücretsiz bir biçimde insanların evlerinin dönüşümü sağlanmalıdır. Rantsal dönüşüme karşıyız, rantsal dönüşüme karşıyız, rantsal dönüşüme karşıyız.