| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 08.03.2023 |
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, hepimizin tanık olduğu bu ağır felaket sonrasında çoğumuz hemen deprem bölgesine koştuk ve deprem bölgesindeki durumu, yaşadıklarımızı kısaca özetlemek istersek; değerli milletvekilleri, ilk gittiğimizde ses varken ekip yoktu, ekip varken bu sefer ekipman yoktu, ekipman varken de bu sefer artık ses yoktu; tam da yaşadığımız durumun özeti buydu.
Tabii, depremde gördük ki dört bir yanımız düşmanlarla çevrili değilmiş meğer. "Bir gece ansızın..." diye efelendikleriniz en önce yardımımıza koşanlar arasındaydı. "Musluğu kapatır, sizi aç bırakırız." diye efelendikleriniz yine yardımınıza ilk önce koşanlar arasındaydı. Yine, bu depremde gördük ki düşmanımız da dış güçler değil, sizin ihmalleriniz, doymak bilmeyen açlığınız, ihtiraslarınız ve kendi hırsızlarınızmış yani dışımızda değil, içimizdeymiş yıkıcılar.
Tabii, birçok görüntü, birçok olay, birçok acı yansıdı, sadece birini paylaşmak istiyorum. Hatay'da, Özel Defne Hastanesi -biliyorsunuz- yoğun bakım ünitesinde 1'i bebek 14 hasta cihazlara bağlı bir şekilde, ölü bir şekilde bulundu. Depremin 3'üncü gününe ait görüntüler çıktı ve insanlar orada ölüme terk edilmişti. Tabii, sadece bu skandalla bitmiyordu, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de bu skandalın benzeri, bu katliamın benzeri yine meydana gelmişti. On yıllık bir hastane olan Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi de büyük hasar almıştı ve iddiaya göre doktor ve hemşireler de hastanede yoktu. Elektrikler kesilince, jeneratörler çalışmayınca yoğun bakımda, acil serviste ve çocuk doğumda tedavi gören hasta ve bebekler kaderine bırakılmıştı. Hastanede hayatını kaybedenler ve hastalar ancak bir gün sonra çıkarılmaya başlandı. Bir UMKE görevlisinin hem şahitliği, tanıklığı hem de çektiği görüntüler aslında bu vahşeti gözler önüne seriyordu çünkü çıktığı her katta hastalar, ölenler ve ölüme terk edilenler bulunuyordu. Yoğun bakım ünitesinde jeneratörler çalışmadığı için soğuktan ölen bebekler vardı. Yine, diğer katlarda da bu şekilde ölüler görülüyor görüntülerde. Tabii, Sağlık Bakanlığı bu duruma dair bir açıklama yapmadı.
Sadece şunu söylemek istiyorum değerli milletvekilleri: Bakın, birkaç gün önce Yunanistan'da bir tren kazasında 36 kişi hayatını kaybetti diye bakan hemen çıkıp istifa edebiliyor, bürokratlar istifa edebiliyor ama bu vahşet karşısında, bu ihmaller karşısında, bu tedbirsizlikler karşısında şu ana kadar iktidar kanadında ya da bakanlar arasında istifa eden tek bir kişi yok.
Filozofları kıskandıracak yüksek bir kavrayış gücüne sahip Ingmar Bergman'a sormuşlar "Gidişat çok kötü, dünya nasıl kurtulacak?" diye. "Utanç." demiş Bergman, "Dünyayı bir tek utanan insanlar kurtarabilir çünkü utanmak 'kibir' denilen en büyük günahın panzehridir." demiş. Ne güzel söylemiş değil mi değerli milletvekilleri? Bence de utanmak yalanın, iftiranın, hırsızlığın, pişkinliğin, arsızlığın önündeki en büyük engeldir. Toplumun gerektiğinde başını öne eğebilen, yüzü kızaran, özür dileyebilen insanları görmeye ihtiyacı var artık. Maalesef ki iktidarın ihmalleri, yetmezlikleri, koordinasyonsuzluğu karşısında pratiklerinde özür yok, mahcubiyet yok, utanma yok; iktidarın pratiklerinde hakaret var, "Not aldık." diye tehdit etmek var.
Değerli iktidar vekilleri, biliyoruz, vicdanınız tertemiz çünkü onu bir kez bile kullanmadınız. Az biraz vicdanınızı kullanmaya davet ediyorum çünkü deprem bölgesinde gördüklerimiz, yaşadıklarımız sadece bir doğa olayıyla açıklanabilecek bir durum değildi; sizin ihmalleriniz, sizin hırslarınız, sizin yönetememeniz ağır bedellere sebep oldu. Bu sebeple sorumlular derhâl istifa etmeli ve yargılanmalıdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.