| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 08.03.2023 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; emniyet güçleri ortaya çıkmadığı ya da müdahale etmediği zaman gerçekten yürüyüşler çok güzel oluyormuş. Ankara'daki feminist yürüyüşten geliyorum ve büyük bir kalabalık. Gerçekten Türkiye'nin her yerinde kadınlar direniyor. Ben bir kez daha direnen bütün kadınları selamlıyorum.
Sadece sermaye sahiplerini düşünen ve onlar için seçim müjdesi olarak da okunan, son altı yılda 5 kez çıkarılan yapılandırma ve af içeren kanunlara bir yenisini daha eklediniz. Bu teklif, ekonomistler tarafından, sermaye sahipleri için tasarlanan şu ana kadarki en geniş kapsamlı mali aflardan biri olarak yorumlanıyor. Teklifle 521 milyar liralık vergi borcu kapsama alınırken asıl amacın hemen seçim öncesi kasaya 300 milyar kadar bir para akışı sağlamak olduğunu biliyoruz. Bunca yıldır vergi politikalarını hep servet sahiplerinin hizmetine soktunuz, şimdi de devam ediyorsunuz. Örneğin, 2016 yılının 1.000 lirası bugün yaklaşık olarak 8.000 liraya karşılık geliyor. Düzenlemeyle, geçmiş dönem borçların tahsili söz konusu olduğunda zaten enflasyon karşında servetlerini katlamış olan zenginler, kamuya olan 1.000 liralık vergi borçlarını aslında 8.000 lira olarak ödemeleri gerekirken 1.050 lira olarak ödeme şansı ve lütfuna sahip olacaklar. Bu af niteliğindeki düzenlemeden, 2.000 liraya kadar olan vergi borçlarının silinmesinden yararlanacak olan küçük esnafın dışında asıl olarak sermaye sınıfı yararlanacak. Toplumun ancak yüzde 10'u kadar bir kesiminin kamu borçları neredeyse sıfırlanacak.
Bakın, çoğu seçim öncesine denk gelecek şekilde 10'u vergi yapılandırması teklifi, 6'sı uzatma teklifi olmak üzere 16 adet vergi affı teklifiyle aralarında 5'li çetenin de olduğu şirketlere en az 128 kez vergi ve harç indirimi yapıldı. Bir şirkete 30 kez, diğer bir şirkete 36 kez, diğerine 24 kez, bir diğerine 19 kez vergi muafiyeti tanındı. Son iki yılda iktidar bloğu patronlara aylık bin liralık işveren primi desteği sağladı, varlık barışı uygulamasını uzattı, şirketlerin kâr payı dağıtımında uygulanan gelir vergisi stopajını yüzde 15'ten yüzde 10'a indirdi, asgari ücreti vergi dışı bırakırken emekçilerin yararlandığı asgari geçim indirimi uygulamasına son verdi, ihracatçıların ihracattan elde ettikleri kazançlara uygulanan kurumlar vergisi oranını 1 puan düşürdü, şirketlerin yurt dışı işlerde çalıştırdığı işçiler için gelir vergisi ve SGK istisnası getirdi. Son depremlerin ardından düzenlenen ve aslında bir şova dönüştürdüğünüz bağış kampanyasında bile durmadınız, depremzedeler için değil sermaye sahipleri için çalıştınız. Bağışların vergiden düşülmesini sağlayarak ayrıca bir kıyak geçildi. Gelir İdaresi Başkanlığı sosyal medya üzerinden açıklama yapıp bağış ve yardımların vergiden değil matrahtan düşürüldüğünü söyleyerek halkı ikna etmeye çalıştı ama nafile. Eğer yapılan bağış tutarı kadarı kazançtan düşüldükten sonra vergi oranının uygulanması söz konusuysa bu, apaçık, bağışların vergiden düşülmesi demek.
İnsanların depremden önce belki bir evi, bir arabası vardı; şimdi artık onlar da yok. Bu vaziyette bile depremzede yurttaşın vergisini yapılandırma, gayrimenkul zengininin ve onlarca arabası olanın vergisini affetme peşindesiniz. Toplumun yüzde 90'ı borçlanarak yaşıyor, attığı her adım için doğrudan veya dolaylı vergi ödemek zorunda kalan yurttaşlar hayatta kalmak için sürekli çalışmak zorunda.
Bakın, ne olmuştu? 26 Aralık 2003, Kemal Unakıtan: "Bundan sonra vergi affı yok." 30 Nisan 2013, Mehmet Şimşek: "Hiçbir şekilde içeriye dönük vergi affı gündemde değil." 3 Mart 2016, Naci Ağbal: "Vergi affı asla söz konusu değil." 17 Temmuz 2018, Maliye Bakanı Berat Albayrak: "31 Temmuz son fırsat, başka yapılandırma yok."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Şimdi, bunlar bir yana, bizim mutlaka uygulamak istediğimiz servet vergisi asla gündeme bile gelmediği gibi yurttaşın sırtına yüklenen ve sürekli artan tüketici vergileri, ÖTV'si, KDV'si de cabası.
Peki, gelelim hep soracağımız ve aslında cevabını da sadece bizim bulacağımız soruya: 1999'dan beri toplanan deprem vergileri ne oldu, nerede kullanıldı? Şayet toplanan deprem vergileri amacı doğrultusunda kullanılsaydı bugün 800 bin konut inşa edilirdi. Sonuçta, vergi düzenlemesiyle ilgili bir genel ahlaktan bahsedemiyoruz ne yazık ki. Vergiler kendi bekanız için sarıldığınız en önemli araçlardı fakat bu bölüşüm ilişkileriniz de sizinle beraber tükenecek.
Üzerimizdeki bu yükü hep birlikte kaldıracağız ve vergi politikalarını sosyal adalet ilkesi çerçevesinde değerlendirirken toplanan vergilerin ve kamu gelirlerinin de nereye harcandığı bildiğimiz bir düzen yaratmamız mümkün; bunu başaracağız.
Saygılar sunuyorum.