| Konu: | Milletin doğal afetler nedeniyle çektiği bu eza ve cefanın en büyük sorumlusunun Erdoğan ve onun iktidarları olduğuna, yapılan haklı eleştirilere karşı verilen tepkilere, TBMM'ye Afet Yeniden İmar Fonu'nun kurulması amacıyla sunulan kanun teklifine; seçim sathımailine girilmesine, deprem gerçeğini ve sorumlularını hiçbir şeyin gölgeleyemeyeceğine, Kızılaya ve iktidarlarında devletin devlet olma vasıflarını yeniden inşa ve ihya edeceklerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 09.03.2023 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Bilindiği gibi Türkiye deprem riskinin yüksek olduğu bir coğrafya üzerinde yaşamaktadır. Karşılaştığımız felaketler acıyla sınanmaktan öte anlamlar içermelidir. Yirmi yıl bu ülkeyi yönetip muhtemel doğa olaylarının afete dönüşmesini engelleyecek adımları atmayan iktidar sahiplerinin kendilerine yöneltilen eleştirilere karşı da tahammülsüzlükleri tarafımızdan görülmekte ve yadırganmaktadır. Tedbirsizliğin ve yönetim noksanlığının sonucunda milletimizin çektiği bu eza ve cefanın bize göre en büyük sorumlusu Sayın Erdoğan ve onun iktidarlarıdır. Kendisine yönelik haklı eleştirilere karşı "Seçimlerden sonra herkese hak ettikleri muameleyi yapacağız." ifadesi kullanmak durumunda kalmıştır. Biz, İYİ Parti olarak elbette tedbirsizliklerin, beceriksizliklerin, yanlış politikaların hesabını soracağız. Bu çarpık mekanizmaya, bu beceriksiz iktidarın milletimizi hedef alan tehdit diline karşı da asla sessiz kalmayacağız. Kimsenin salladığı parmağa aldırmadan, korkmadan konuşacağız.
Sayın Erdoğan bundan yirmi yıl önce, Bingöl depreminden sonra "Olay kader diye geçiştirilemez." diyordu. Peki, yirmi yılda ne değişti? "Deprem felaketi kötü yönetimin sonucudur." diyen siz değil misiniz? "Tüm sorumlulardan hesap sorulmalıdır." diyen siz değil misiniz? Şimdi, ne oldu da hesap veren yerine tehdit eden ve tahkir eden oldunuz? Ne yazık ki yirmi yıl sonra Türkiye'yi getirdiğiniz noktada hiçbir yapılanın hesabı verilmiyor, hesap sorandan hesap soruluyor ve herkes susturulmak isteniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ancak Hükûmete kötü bir haberimiz var, seçim zamanı yaklaştı ve artık sizin vaktiniz de tamam. Sandık önüne geldiğinde bu millet size öyle bir hesap soracak ki siz bundan böyle hiç kimseye hesap soramayacaksınız. Bilindiği üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisine Afet Yeniden İmar Fonu'nun kurulması amacıyla bir kanun teklifi sunulmuştur, elbette ki bu Fon vatandaşlarımızın yaralarının sarılması, bölgede hayatın normalleşmesi gibi önemli bir göreve sahiptir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ancak dün de ifade ettim, devlet yalnızca vatandaşlarının zararını tazmin eden bir sigorta şirketi değildir, her şey olup bittikten sonra Z raporunu döken esnaf da değildir; devlet, potansiyel riskleri öngören, gerekli tedbirleri alan, plan yapan ve icra eden bir organizasyondur. Dolayısıyla devlet adına ve millet için bir iş yaparken gayemiz yalnızca öngörüsüzlüğün ve plansızlığın sebep olduğu yıkımın zararlarını tazmin etmek değil, aynı zamanda bundan sonraki doğal afetlerde benzer acıları ve yıkımı ülkemize yaşatmayacak tedbirleri almak olmalıdır. Bu düzenleme yalnızca testi kırıldıktan sonra alınacak önlemleri kapsamaktadır ve bu yönüyle gerekli derslerin alınmadığını da açıkça ortaya koymaktadır. Bu kanun teklifinin önemine binaen daha uzun vadeli ve daha kapsamlı bir perspektifte hareket edilmesi gerekliliğini bugünden Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile getiriyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Her konuşmamda defaatle vurguladım, seçim sathımailine girilmesi ve ülkenin siyasi gündeminin yoğunluğu deprem gerçeğini ve bu gerçeğin dünkü sorumlularını, bugünkü yükümlülüklerini, yarına yönelik öngörü ve planlarını asla gölgelememelidir. Milletimizin yüreğini yaralayan bu hususu, Kızılay Başkanının deprem sırasında çadır satışı gerçekleştirmesini bu millet unutmuş değildir, unutmayacaktır. Tüm bunları konuşmaya devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Geçmişte güzide kurumlarımızdan biri olan Türk Kızılayı tümüyle yozlaşmış ve çürümüş bir yer hâline gelmiştir. Varlık amacı kâr etmek olan firmalar bölgeye yardım yağdırırken varlık amacı afette halkına yardıma koşmak olan Kızılayın çadır ve konserve satması bu ülke için utanç vesikasıdır. AK PARTİ Hükûmeti olarak kamu hizmetini ticarileştirdiniz, kamu kurumlarını şirket, vatandaşı da müşteri olarak gördünüz. Bu durumda kurumun başına koyduğunuz Kerem Kınık da kendisini CEO zannetmiştir. Kızılayı sosyal devletin ihtiyaçları doğrultusunda kullanmak yerine bir holding gibi yönetmiştir. Geçmişte güzide kurumlarımızdan biri olan Türk Kızılayının tümüyle yozlaşmış ve çürümüş bir yer hâline gelmesi aslında sizin eserinizdir; vatandaşlarımızın kamu kurumlarına duyduğu güveni sizin sayenizde yerle bir etmiştir. Ancak artık önümüzde çok az bir zaman kaldı, iktidarımızla birlikte millet ile devlet arasındaki rabıtayı yeniden sağlayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Son cümlem efendim.
Yozlaşan ve partizanlaşan tüm kamu kurumlarını, devletin devlet olma vasıflarını yeniden inşa ve ihya edeceğiz.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.