GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:71
Tarih:09.03.2023

İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülen bazı alacakların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili kanun teklifinin ikinci bölümü üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, görüşülen kanun teklifi 24 maddeden oluşan ve 12 farklı kanunda değişiklik öngören bir torba kanundur. Cumhurbaşkanının konuşması üzerine aceleyle sarayda hazırlanıp Meclise gönderilmiş, Mecliste gerekli çalışma zamanı sağlanmadan da Genel Kurula getirilmiştir. Teklifin kanunlaşması durumunda etkisinin ne olacağı ve devlete maliyetinin ne kadar olacağını gösteren etki analizi bile tam yapılmamıştır. Kısaca, saray ferman buyurmuş, Meclisin payına ise sarayın isteğini yasalaştırmak için el kaldırmak ve indirmek düşmüştür. 2018 yılından beri açıkça görülmektedir ki bu saray düzeninde milletin ne beklediğinin bir önemi yoktur, vatandaşın sorununun ne olduğunun bir önemi yoktur, devletin ve milletin menfaatinin ne olduğunun da bir önemi yoktur; ehliyet yoktur, liyakat yoktur, planlama yoktur; tek bir şeyin önemi vardır, o da sarayın emir ve talimatlarıdır, tek adamın tensip ve takdirleridir. Bu sistemde 85 milyonun kaderi, koca bir devletin geleceği sarayda yaşam süren, halkın gerçeklerinden bihaber olan tek adamın iki dudağı arasına hapsedilmiştir. Bu düzende saray talimat vermezse yanan ormanlarımız söndürülemez, saray emir vermezse depremde göçük altından çıkamazsınız, saray takdir etmezse devletin hiçbir organı hareket edemez, saray affınızı kabul etmezse istifa dahi edemezsiniz. İşte, bugün, bu düzende "Saray emretti." diye aceleyle, hazırlıksız bu kanun teklifi getirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, görüşülen kanun teklifi özüne bakıldığında mali aflar getirmektedir. Hükûmet teklifin gerekçesinde bu mali afları getirmenin nedenini şöyle açıklamıştır: "Bu yıl güçlü ve dengeli bir büyüme yaşamışız, bütçe açığımız düşmüş, göstergelere göre çok iyi bir yıl geçirmişiz." İnanırsanız tabii. Bu yüzden de saray bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını emretmiş. Başka ülkede yaşasak belki buna inanacağız, sürekli havuz medyasını takip etsek belki inandırıcı gelecek ama bizim ve milletimizin gerçekleri sizinkinden çok farklı. Siz sarayda gerçekleri görmüyor olabilirsiniz, pembe tablolar çizerek "Vatandaşı aldatabilir miyiz?" diye düşünebilirsiniz ama biz biliyoruz ki bu ülkede her 3 kişiden 1'i icralık durumda. Biz biliyoruz ki bu ülkede evine ekmek götüremeyen milyonlar var. Biz biliyoruz ki esnaf geçen yıl 10 bin lira kira verdiği iş yerine bu yıl 40-50 bin lira arası kira veriyor. Biz biliyoruz ki sadece son bir yılda sanayide kullanılan elektrik fiyatları 5 kat arttı. Biz biliyoruz ki enflasyon yüzde 130'ları aşmış durumda. Biz biliyoruz ki bu ülkede milyonlar evini kaybetmiş, soğukta sokakta yatarken çadır satan bir Kızılay var. Biz biliyoruz ki 2022 yılında cari açık 48,8 milyar dolarla son dokuz yılın zirvesine çıktı. Biz biliyoruz ki merkezî yönetim bütçesi ocak ayında 32 milyar liralık açık verdi. Biz biliyoruz ki kısa vadeli dış borç stoku geçen yıla göre yüzde 22,1 artarak 145,6 milyar dolara çıktı. Biz biliyoruz ki ocak ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,4 artarak 10,2 milyar dolardan 14,2 milyar dolara çıktı ve rekor seviyeye ulaştı.

Değerli milletvekilleri, kısaca söylemek gerekirse iktidarın "Ekonomi büyüdü, bu nedenle de kamuya olan borçları yapılandırıyoruz." ifadesi en hafif tabiriyle palavradan ibarettir. Kaybedeceğini anlayan iktidar şu an telaşla tüm tuşlara basmaktadır. Bunu yaparken umurlarında olan ne devlet ne millet, akıllarında olan tek şey saltanatlarını sürdürebilmektir. AKP, vatandaşı önce yoksulluğa, açlığa mahkûm etti, finansal istikrarı bozdu -ekonomiyi iflasın eşiğine getirmiş, vergi adaletini bozmuş- şimdi de çıkmış vergi yapılandırması yapmaktan bahsediyor. Asıl yapılandırılması gereken AKP'nin kendisidir, asıl sorun bizzat AKP'nin kendisidir. Sorunun kaynağı olan bir iktidardan milletin sorununu çözebileceğini beklemek de manasızdır. Bu yüzden milletimiz sorunun kaynağını sandıkta kurutacaktır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de vergi adaleti kalmamıştır. Memura, esnafa, işçiye, emekliye, çiftçiye yüklenen vergi; zengine vergi istisnası, devasa şirketlere ise vergi cezasının silinmesi olarak yansımaktadır. Türkiye'de vergi düzeni vatandaştan alıp yandaşa verme üzerine kurulmuştur. Bu düzeni kuran iktidar seçim yaklaşınca da bir yapılandırma, bir af çıkarıp oy almayı hedeflemektedir. Yani iktidar, vergiyi bir silah olarak vatandaşa doğrultup seçim dönemlerinde de oy karşılığında silahı kılıfına sokmaktadır. AKP iktidarında uzatmalar hariç tam 12 defa vergi affı çıkarılmıştır, iki yılda bir vergi affıyla kamu mali yönetimi iflas etmiştir. Aynı zamanda, bu durum vergi bilincini zedelemiş, uzun vadede mali disiplini bozmuş, kamu alacaklarının yapılandırılması istisnai bir uygulamadan çok genel bir uygulamaya dönüşmüştür. Kısaca, bir yandan vergisini düzenli ödeyen vatandaşlar cezalandırılmış, diğer yandan da "Vergi borcuna yapılandırma geliyor." diye sevinen vatandaş kısa süre sonra bunun bir işe yaramadığını, yine borçlarını ödeyemediğini, gittikçe daha da fakirleştiğini görmüştür. Bunun faturası da enflasyon olarak, işsizlik olarak, art arda gelen zamlar olarak, paranın değer kaybetmesi olarak, kur şokları olarak, hayat pahalılığı olarak, gelirde azalma olarak yine millete yansımıştır. Nitekim, 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı yapılandırma kanunu sonucunda tahsilat oranı yüzde 66,7'yken 2017 yılındaki 7020 sayılı Kanun'da bu oran yüzde 43,5'e, 2020 yılındaki 7256 sayılı Kanun'da ise yüzde 26,3'e kadar düşmüştür. Tamam, vatandaşın vergi borcunu yapılandıralım ama görüldüğü gibi vatandaş yapılandırdığı borcunu dahi ödeyemez hâle gelmiştir. Bu yapılandırma sonunda da tahsilat oranı yine yüzde 20'lerde kalacaktır, esas çözülmesi gereken sorun işte tam da budur.

Değerli milletvekilleri, taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği ortadadır. Milletimiz seçimden seçime verdiğiniz rüşvete prim vermeyecektir. Milletimiz kendi parasıyla kendisine lütuf sunmanıza prim vermeyecektir. Milletimiz ağır vergi yükü altında ezilirken yandaşlarınıza nasıl vergi muafiyeti getirdiğinizi unutmayacaktır. Milletimiz, çiftçinin traktörüne haciz koyarken yandaş medya imparatorlarına milletin parasını nasıl verdiğinizi unutmayacaktır. Milletimiz, 2002-2022 arasında toplanan 36 milyar dolar deprem vergisinin buharlaştığını unutmayacaktır. Milletimiz, dar gelirliye vergilerle cehennem azabı yaşattığınızı, yüksek gelirliye ise saray sefası sürdürdüğünüzü bilmektedir. Milletimiz, getirdiğiniz 2023 yılı bütçesinde gelir ve kâr elde eden servet sahibi kesimlerden alınan doğrudan vergilerden sadece 1,2 trilyon lira toplanırken vatandaşın zaruri ihtiyaçları için tükettiği mal ve hizmetlerden alınan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerden ise tam 2,5 trilyon lira toplayacağınızı bilmektedir. Özetle, milletimiz, sürekli vatandaştan alıp yandaşa verdiğinizi bilmektedir.

Değerli milletvekilleri, sürekli yapılandırma ve af kanunlarına başvurmak yerine artık, bir vergi sistemi reformu yapılarak daha adil bir vergi sisteminin kullanılması gereklidir. Bu yüzden ortak mutabakat metninde milletimize söz verdiğimiz gibi saydam mevzuat, saydam uygulama, öngörülebilir vergi yükü, geniş vergi tabanı, vergi yükünün adil dağılımı, etkili ve tarafsız denetim prensiplerine dayalı kapsamlı bir vergi reformu gerçekleştireceğiz. Vergi istisna ve muafiyetlerini gözden geçirerek en aza indireceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

Vatandaştan alınan dolaylı vergilerin ağırlığını azaltan bir vergi yapısı tesis edeceğiz. Çalışanlar üzerindeki vergi ve sigorta prim yükünü indireceğiz. Tarım sektöründe kullanılan mazottaki ÖTV yükünü kaldıracağız. Milletin parasının yandaşlara gitmesine asla ama asla müsaade etmeyeceğiz.

Çok az kaldı diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.