| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 09.03.2023 |
ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bazı alacakların yeniden yapılandırılması üzerine verilen kanun teklifinin 13'üncü maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 13'üncü maddesi TOKİ'nin konut ihalelerine damga vergisi istisnasını getirmektedir. Maddenin Komisyon görüşmeleri sırasında "vergiden vazgeçilecek oranın sürekli hâle gelmesi" önerimiz reddedilmiştir. Buradan bir kez daha iktidarın vatandaşın belini büken uygulamalarda kalıcı bir uygulama yapmaya niyeti olmadığı anlaşılmıştır.
Değerli milletvekilleri, milletin çözüm beklediği konularda saray iktidarının adım atmasında bir sorun yok. Asıl sorun, yirmi bir yıllık AKP iktidarının yarattığı rant, lüks, tek adam zihniyeti ve saadet zincirinin vatandaşa yaşattığı sıkıntılardır. Asıl sorun, vatandaşı önceden muhtaç hâle getirip sonra "çözüm ürettik" diye göstermelik şov yaparak seçim önceleri oy tüccarlığına dönüştürmektir. Bugün, vatandaş üç gün enkaz altında kurtarılmayı bekliyorsa, yardım yapmak için devlet kurumlarını değil sivil toplum kuruluşlarını tercih ediyorsa, depremden kurtulan vatandaşlarımız hâlen çadır bulamıyorsa, tüm bu sorumsuzluklara rağmen tek bir kişi bile istifa etmemişse burada tek sorumlu vardır, o da vatandaşla arasına duvar ören, milletin gerçeklerinden kopmuş, depremzedeye çadır satmayı bile kendisine hak gören saray iktidarıdır. Bu anlayış değişmedikçe çıkarılan kanunların, verilen tekliflerin hiçbirinin önemi yoktur. Buradan sormak isterim: AKP iktidarının "dertleri çözeceğiz" diye getirdiği onlarca paketten hangisi yaralara merhem oldu?
Değerli arkadaşlar, ekonomik krizin üzerine yaşanan büyük felaket sonrasında milyarlarca lira yardım toplandı. Cumhurbaşkanı ve yetkililer sürekli televizyonlara çıktı, afet bölgesindeki tüm ihtiyaç sahiplerine "Yaraları saracağız, kimse açıkta ve aç kalmayacak." dedi. Ancak bugün bir bakıyoruz ki deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın, esnaflarımızın, KOBİ'lerimizin sırtındaki yük daha da artıyor; vatandaş çadır bulamıyor, su bulamıyor, yemek ihtiyacını hâlâ gerekli yerlerden sağlayamıyor.
Kamu bankalarının 0,99'dan kullandırdığı kredi bir gecede 1,59'a çıkartılıyor. Sayın Bakan herhâlde gece rüyasında görmüş olacak ki sabah kalktığında ilk işi faiz oranlarını artırmak oldu. Hani deprem bölgesine sınırsız destek gelecekti? 38 milyon vatandaşın bankalara zaten borcu var, 23 milyon kişi icralık durumda, üzerine çok büyük 2 deprem olmuş, 11 şehrimiz etkilenmiş, bazı şehirlerimiz neredeyse tamamen haritadan silinmiş, Sayın Bakanın aklına ilk gelen şey faiz artırmak. Allah aşkına hiç mi vicdan yok, hiç mi vatandaşın derdini anlamıyorsunuz? Adana'daki, Maraş'taki, Hatay'daki, afet bölgesi ilan edilen diğer illerimizdeki depremzedelerimiz nasıl normale dönecek? Bir de bu 11 ilin birbirine ticari anlamda da duygusal anlamda da sürekli bağı var. Esnafı, vatandaşı, KOBİ'si, şirketi karşılıksız, geri ödemesiz ya da sıfır faizli destek beklerken aklıevvel saray ekonomistleri ise kredilere faiz gönderiyor. Değerli milletvekilleri, mali afların, vergi yapılandırmalarının, esnafın derdini çözmeyen kanunların, depremzedelerden para kazanmayı amaçlayan kredi düzenlemelerinin başarılı sonuçlar getirmesi mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki milletimiz de bu yapılanları görüyor ve not alıyor.
Bakın, Adanalı hemşehrilerimiz günlerdir "hastane sorunu" diye haykırıyor. Çukurova Balcalı Hastanesinin, Yüreğir Devlet Hastanesinin de Akkapı'ya taşınacağı konuşuluyor. Bunun gerçekleşmesi durumunda tam 1.800 personel açıkta kalacak. Bölümlerin başka hastanelere dağıtılmasıyla emekliliği gelen doktorlarımız bu ortamda emekli olmayı düşünecek. Her gün tedavi gören ortalama 7 bin hasta mağdur edilecek. Yeşil Kartla tedavi gören hastalarımız için hastaneye ulaşım çok daha zor hâle gelecek. Sağlık Bakanlığının bu çığlığı duyması, hastane yetkilileri, Tabipler Odası, bölge muhtarları ve bileşenlerle birlikte, ortak akıl çerçevesinde, kimseyi kırmadan ve mağdur etmeden bir çözüm üretmesi gerekiyor. Saray iktidarı milletin derdine çözüm üretmek istiyorsa yine Adana'mızla ilgili Adana Şakirpaşa Havalimanı'nın yıkımından vazgeçilmelidir. Depremde önemi bir kez daha kanıtlanmış, tüm afet koordinasyonunu organize etmiş, diğer havalimanları kullanılmaz hâldeyken devlet yetkilileri, bürokrasinin tamamı bu havaalanını kullanmış, hatta gelen tüm yardımları, iş makinelerini afet bölgesine ulaştırmıştır. Dünyanın en güvenilir ve stratejik konumunda bulunan bu havalimanına gereken değerin verilmesi lazım, Şakirpaşa Havalimanı'mızın yıkılmasından vazgeçilmesi lazım. Gelin, giderayak, bir kez dahi olsun vatandaşın ne istediğine bakın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
ORHAN SÜMER (Devamla) - Saray iktidarı çözmese dahi Türkiye'nin içinde bulunduğu tüm sorunları "13'üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu" öncülüğünde ve millet ittifakıyla birlikte çözeceğimizin sözünü veriyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.