GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:73
Tarih:15.03.2023

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime, bugün Urfa'da ve Adıyaman'da yaşanan sel felaketinde yaşamını yitiren canları saygıyla, rahmetle anarak başlamak istiyorum. Ama bu Meclisin de artık bir başsağlığı dileme meclisi olmaktan çıkıp gerçekten halkın yaralarını saracak, halkın sorunlarına çözüm üretecek, bu afetleri önleyecek bir politika, bir politik hat çizmesi gerektiğinin, buna göre önlem alması gerektiğinin de önemle altını çiziyorum.

Biz daha yeni, çok büyük bir depremi geride bıraktık, üzerinden otuz beş, otuz altı gün geçti; şimdi sel felaketi oldu ama görüyoruz ki aslında ülkede hiçbir şey değişmiyor. Deprem oluyor, ölüyoruz; sel oluyor, ölüyoruz; maden patlıyor, ölüyoruz; çığ düşüyor, ölüyoruz yani ne yaparsak yapalım, bu ülkede yaşamanın yolunu yurttaş olarak bulamıyoruz. Neden? Çünkü başımızda yüzyılın felaketi olan bir AKP iktidarı var; yandaşlarını doyurmak için, kasasını doyurmak için kendini ranta vermiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Siz insanların yaşamları pahasına o iktidar koltuklarında oturuyorsunuz. Bugün deprem bölgesinde ölen her bir canın müsebbibi sizsiniz. Sadece "Bina yıkıldı." diyemezsiniz, sadece "Sel geldi, su aldı, götürdü." diyemezsiniz, "Maden patladı, gazdan zehirlendi." diyemezsiniz; siz önlem almadınız. Siz burada hiçbir zaman gerçek bir kentsel dönüşüm projesi getirmediniz, siz rantsal dönüşüm yaptınız. Geçen gün de söyledik; Fikirtepe'ye bakın, Sulukule'ye bakın, İzmir'deki Kadifekale'ye bakın; her birinden, o kent merkezlerinde kalan yerlerden dünyanın rantını devşirdi sizin o 5'li çeteniz, müteahhitleriniz.

Bugün gelinen nokta ne? Bugün, depremden kurtulan yurttaş Adıyaman'da sel konteyneri götürdüğü için can verdi ya, can verdi. Bugün öyle bir hâle geldik ki bir baba bir başka babanın görüntüsünü ve kızının son dakikalardaki ses kaydını paylaşıyor ve şunu söylüyor: "Allah'ım, inşallah, benim kızım hemen ölmüştür." Yani ölümümüzün şekli için dua ettiğimiz bir ülke yarattınız ya, "Çocuklarımız, sevdiklerimiz enkazın altında uzun süre kalmamış olsun, imdat dilememiş olsun, donmamış olsun, ağrı çekmemiş olsun." diye dua eden bir ülke yarattınız siz ve şimdi hiç utanıyor musunuz? Gerçekten merak ediyorum ya. Tek bir istifanız yok. Hatay Valiniz istifa etmiş. Niye? Değerli hemşehrilerine çok büyük hizmetler yaptı ya, çok can kurtardı ya, şimdi de milletvekili olarak hizmet edecekmiş. Utanın ya, utanın! Gerçekten bir utanma duygunuz yok mu sizin? Yirmi yıldır kim iktidarda o Urfa'da? Kim Urfa'nın Büyükşehir Belediyesini yönetiyor? Bugün Valiniz açıklama yapmış, "Kentin değişik yerlerinde dalgıçlarımız arama kurtarma çalışması yapıyor." diyor. Bir kentin merkezinde dalgıcın arama yapmasını gerektirecek kadar nasıl su birikintisi olur? Siz altyapıyı neye göre yapıyorsunuz? Neye göre yapıyorsunuz da dalgıçlar insanların cenazelerini arıyorlar? Bu mu sadece? Hayır, sadece bu da değil. Bakın, birçok görüntü var, gerçekten insanı dehşete düşürüyor. Ya, su motoru yok, su motoru olmadığı için kepçeyle su tahliyesi yapılıyor ki araçlara ve onların içindeki cenazelere, insanlara ulaşılsın diye. Peki, siz burada hiçbiriniz bundan sorumlu olduğunuzu düşünüyor musunuz? Bir kişi istifa etmeyi düşünüyor mu? Düşünmüyorsunuz. Niye? Çünkü öyle bir derdiniz yok. Sizin insanları yaşatmak gibi bir derdiniz yok, tek bir derdiniz var o da koltukta oturmak, iktidarınızı devam ettirmek ve ne olursa olsun bu rant, talan, zulüm düzeninizi devam ettirmek istiyorsunuz. Bunu kabul etmediğimizi söylememiz gerekiyor.

Şimdi, bakın, yine, Urfa'da Eğitim Araştırma Hastanesinden görüntüler: Bütün 1'inci katı, bodrum katını, girişi su basmış. Niye su basar? Bir hastaneyi su basar mı ya? Bir hastane afette ilk yıkılan yer olur mu? Olur. Niye? Çünkü iktidarda AKP var, çünkü siz yönetiyorsunuz. Siz malzemeden çaldığınız için, siz ihaleyi yandaşınıza peşkeş çektiğiniz için, siz zemin etüdü yapmadığınız için, siz bütün bu süreçlerden nemalandığınız için hastaneler ilk yıkılan yerler, ilk su basan yerler oluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Afet anlarında insanlara sağlık hizmeti sunması gereken yerler sağlık hizmetinin yanından bile geçmez hâle geliyor. Niye? Çünkü siz rantsal dönüşümün bir benzerini de sağlıkta yaptınız. "Sağlıkta dönüşüm" dediniz, vurdunuz paranın sırtına, açtınız bütün kamu hizmetlerini özelin, sermayenin iştahını kabartacak şekilde ve bugün insanların çoğu, depremden kurtulan da selden kurtulan da sağlık hizmeti alamadığı için ölüyor. Bunun vebalini taşıyorsunuz ama hâlâ sorumluluk almıyorsunuz, hâlâ tek bir yetkiliniz tek bir sorumluluk duyup da istifa etmedi. Etmiyorsunuz, etmeyeceksiniz ama biz size söyleyelim, halkımız sizin biletinizi çoktan kesti. Her bir canın ahı üzerinizde ve o ahlar sizi iktidardan düşürecek.

Saygılar sunuyorum.