GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:74
Tarih:16.03.2023

CHP GRUBU ADINA ULAŞ KARASU (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün konuştuğumuz Kızılayın tarihine baktığımızda, geldiği noktanın içimizi nasıl yaktığını bir örnekle açıklamak istiyorum. Tarih 1912, yer Trablusgarp; Derne Kuvvetleri Komutanı Mustafa Kemal 16 Ocak 1912'deki muharebede gözünden yaralandı, bir ay tedavi gördü, o tedavinin ardından taburcu oldu, nice savaşlar kazandı, en sonunda milletine bir cumhuriyet kurdu. Tedavi gördüğü sırada kaleme aldığı notların, mektupların altına hep "Hilal-i Ahmer" ibaresini düştü, o kurum bugünün Kızılayıdır. İşte, böyle bir kurumun bugün AKP sayesinde toplumun nezdinde itibarının sıfırlandığını görüyoruz. Öyle ki depremin en zor zamanlarında çadır satmaktan geri durmayan, bu haber ortaya çıkınca da pişkin pişkin konuşan bir Başkana sahip kurum. Depremin 2'nci günü Ahbapa çadır satan Kerem Kınık "Vergi kaçırma değil, vergiden kaçınma." diyerek Amerika'daki TURKEN Vakfına 8 milyon dolar bağış yapan kişidir. Kerem Kınık'ın okyanus ötesiyle tek irtibatının da TURKEN Vakfı olduğunu düşünüyorsak yanılıyoruz. Kendisi çok ateşli bir Fetullah Gülen taraftarı. Öyle ki FETÖ elebaşının yamacında fotoğraf çekip sosyal medya hesabından yayınlayacak kadar sadık bir FETÖ'cü. FETÖ iltisakının, irtibatının dik âlâsı olan bu kişiye yüz elli beş yıllık bir kurumu nasıl teslim ettiniz? Bu kişinin Kızılayın başında kaldığı her gün, her saat, her dakika bu halka edilmiş hakarettir, küfürdür.

Değerli milletvekilleri, ben depremin ilk gününden itibaren yirmi gün boyunca Genel Başkan Yardımcımız Veli Ağbaba ve milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Malatya'daydım, hatta 2'nci depremi Malatya'da yaşadım. Malatya'da sokakta kalan insanların soğuktan titrediğini gördük, içme suyu olmadığı için kar suyunu eritip içenleri gördük, altı aylık bebeğine süt bulamayan anneleri ağlarken gördük, enkaz başında bekleyip "Hiç değilse yakınlarımın cenazesini verin." diyen depremzedeleri gördük, arabanın içinde, sokakta bekleyen cesetleri gördük, vicdanının sesini dinleyip deprem bölgesinde yardıma koşan güzel yürekli dostlarımızı gördük, tırlarla ekmek yollayan belediyeleri gördük, yirmi dört saat uyumadan yardım dağıtan gönüllüleri gördük. Tüm bunlar gözümüzün önünde olurken, depremin en kritik yetmiş iki saatinde ne Kızılayı gördük ne yetkilisini gördük ne de kentte fabrikası olmasına rağmen çadırını gördük. Neredeydi bu Kızılay? Ben söyleyeyim nerede olduğunu: O dakikalarda Kızılay Ahbapa çadır satmakla meşguldü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ULAŞ KARASU (Devamla) - Böylesine bir çürümüşlüğün kurumudur Kızılay.

Biz araştırma önergesini destekliyoruz ama "yetmez" diyoruz. Depremde hayatını kaybeden canlarımız için, 84 milyon vatandaşımız için, pisliğe bulaşmış, yetim hakkı yemiş kim varsa hepsinden de hesap soracağız.