GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/1428, 2953, 3030, 3049, 3330, 3757, 4665, 4850, 5742, 5743, 5980, 5981, 5982, 5983, 5984, 5985, 5986, 5987, 5988, 5989, 5990, 5991, 5992, 5993, 5994, 5995, 5996, 5997, 5998, 5999) No.lu, Yaşlıların Hayatın Çeşitli Alanlarında Yaşadıkları Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:74
Tarih:16.03.2023

HDP GRUBU ADINA DİLŞAT CANBAZ KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, böylesi bir komisyonun kurulması esasen olumluydu yani hem birlikte çalışma yürütmemiz açısından hem işleyiş açısından ama elbette ki buna dair, Komisyonun dışında, bir dizi de eksiklikler vardı, onu da ifade etmek istiyoruz.

Komisyon süresi boyunca, genel itibarıyla, hizmet sonucu sadece kamu, kamu kuruluşları ağırlıklı bir çalışma oldu. Mesela, emeklilerin -EMEKLİ-SEN- emekli dernekleri vardı, bunların hiçbiriyle görüşme olmadı; belediyeler ve bazı kuruluşlarla açıklandı sadece. Muhatabı olan, işte, yaşlıların temsilcilerinin, biraz önce de söylediğim gibi, emeklilerin olması... Eksiklik olarak değerlendiriyoruz çünkü sendikaların Komisyonda daha fazla söz alması gerekiyor.

Bilimsel araştırma ve veriler üzerinden baktığımızda, Türkiye'nin her geçen gün yaşlanan bir nüfusa sahip olduğunu gösteriyor. Burada birkaç veriyi paylaşmakta fayda görüyorum: Ülkemizde yaşlı nüfusu 2017 ile 2021 yılları arasında yüzde 19,57 artarak 8 milyon kişiyi geçmiştir; bu oran, nüfusunun yüzde 10'una denk geliyor. 2040 yılına kadar 65 yaş üstü nüfusun 0-5 yaş arasındaki grubu geçmesi bekleniyor; kısaca, Türkiye de her geçen gün daha fazla yaşlı nüfusa sahip bir ülke oluyor. Bu, elbette, bazı kesimlerin ifade ettiği gibi bir felaket tablosu değildir çünkü dünyadaki eğilim de büyük oranda bu şekilde. Yaşlılıktan korkmamak, ona yönelik ekonomik ve sosyal politikaları iyileştirmek gerekiyor ki Türkiye'de "yaşlılar" ile "yoksulluk" kavramı daha sık bir arada kullanılıyor. Milyonlarca emekçinin asgari ücretle yaşamını sürdürdüğünü, geçinmek zorunda kaldığını biliyoruz; buna bağlı olarak düşük ücretlerle emekli oluyorlar. Yaşlıların büyük çoğunluğu asgari ücret düzeyinde dahi bir gelire sahip değiller.

Son üç yıldır derin bir ekonomik kriz yaşanıyor. Bunu en derinden hisseden grupların başında da maalesef yaşlılar geliyor. İŞKUR'un Şubat 2022 tarihli verileri bize bu gerçeği gösteriyor. Bu verilere göre, 50 yaş üstü 204 bin kişi iş bulmak için başvuruda bulundu. İSİG Meclisinin 2022 verilerine göre de 50 yaş ve üstü 527 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. Yani yaşlılarla ilgili sorunların başında ekonomik sorunların geldiği aşikâr. İşte tam da bu nedenle öncelikli olarak yaşlı nüfusa yönelik ekonomi politikalarının değerlendirilmesi, iyileştirilmesi ve planlanması gerekiyor.

Yaşlılık konusunu işlerken soruna biraz da kadın cephesinden bakmak gerekiyor ki bildiğiniz gibi yaşlılarda yaşa bağlı olarak vücut hareket ve fonksiyonlarında gerilemeler yaşanıyor. Yine yaşa bağlı olarak bakım desteği olmaksızın yaşamını devam ettirmesi mümkün olmayan binlerce yaşlı var. Engelli, yaşlı bakımındaki sorumluluk sadece kadınlara yükleniyor, sanki bunu yapmakla yükümlü olan sadece kadınlar, onlar için bu zorunlu bir görev olarak görülmekte. Engelli, çocuk, yaşlı bakımına baktığımızda bütün sorumluluk, evet, evdeki kadına yükleniyor. Komisyon tartışmalarında da buna şahit olduk, yaşlı bakımı kadınlar üzerinde zimmet bir görev olamaz, olmamalı da yani tek sorumluluğumuz sadece bu olmamalı. Çocuk bakımı, yaşlı bakımı, engelli ve hasta bakımı maalesef bizi o alana sıkıştırıyor. Toplum ve devletler tarafından kadınlara yüklenilen bu sorumluluk kadınların sosyal, kültürel ve siyasal yaşama katılmasının önündeki en büyük engellerden biridir. Bununla birlikte, kadınların bu bakım emeği görmezden geliniyor. Devlet tarafından verilen bakım destekleri oldukça yetersiz. Evde bakım aylığı sadece 4.336 TL yani asgari ücretin yarısı kadar. Burada devlet buna uygun sosyal hizmet modellerini oluşturmak zorundadır.

Ayrıca, ifade etmek isterim ki mühim bir mesele var, Komisyonda da tartıştığımız için tekrarlamak istiyorum. Yaşlılar yani ileri yaşa göre bakım meselesinde de "3 çocuk yapın, daha fazlasını..." meselesini... Yani yaşlıya bakma meselesinde elbette ki şunu görmek lazım: Annelerimiz-babalarımız, hepimizin çocukları var ama hepsi bize bakmakla yükümlü değil. Bunun sorumluluğu devlette olmalı. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Yoksa "3 çocuk yapın, 5 çocuk yapın." meselesi bu durumu maalesef kurtarmıyor, kurtarmamalı diye de düşünüyorum.

Partimiz olarak bazı önerilerimiz vardı, benden önceki arkadaşım da söyledi, kısa kısa söyleyeyim: Bu yerel yönetimde yerinde yönetimler meselesi çok önemli çünkü oradaki kentin altyapısı yaşlı ve engelli nüfusa göre uygun olmalı diye düşünüyoruz. Toplumun tüm kesimlerinde olması gerektiği gibi, yaşlı bireylerin ana dillerinde kamu hizmeti almasını sağlamalıyız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) - Yaşlı, çocuk ve engellilerin sorunlarının yerinde tespiti ve çözümü için birincil basamak sağlık kuruluşlarında çalışanlar yani sosyal hizmet uzmanı, sosyal çalışmacı, sosyalog ve psikolog istihdam edilmelidir diye düşünüyoruz. Bu şekilde, bu önerilerimizle birlikte en azından Komisyonun oluşturulacağı şeyin daha önemli olduğunu düşünüyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.