GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:75
Tarih:20.03.2023

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım Bakanlığının önermesiyle, milletvekili arkadaşlarımız tarafından yeni bir kanun teklifi Meclisimize getirildi. Burada planlamadan söz ediliyor, ormanlarla ilgili düzenlemeler içeriyor ancak 2006 yılında bir Tarım Kanunu çıkarılmıştı, bu Tarım Kanunu Türkiye'nin özünde ihtiyaçlarını da içeren önemli bir Tarım Kanunu'ydu; ne var ki o uygulanmadı. O süreçten bu yana örneğin tarımsal desteklerle ilgili, millî gelirin yüzde 1'inin çiftçilere verilmesi yönündeki madde hiçbir zaman uygulamaya alınmadığı gibi 2023 yılı bütçesinde de destek olarak 54 milyar lira ayrıldı. Normalde çiftçimize 186 milyar lira verilmesi gerekirken bu destek de ne yazık ki bütçeye konulmadı.

Şimdi, bu getirilen düzenlemelerle yapılmak istenen şu: Çiftçileri planlı üretime yönlendirmeyi amaçlıyor ama burada, cezayla, tehditle işlem yapmak istiyorlar; çiftçilerimizi tarımdan tümden uzaklaştırmayı amaçlayan uygulamaları bu kez de burada gündeme getiriyorlar; bu, yanlış. Çiftçiyi destekleyecekseniz, hangi bölgede hangi ürünün yetişeceği bir yıl önceden planlanacaksa bununla ilgili taban fiyatı açıklarsınız, çiftçileri oraya kanalize edersiniz, vereceğiniz desteklerle çiftçiyi ekim anlamında yönlendirirsiniz. "Tarım ilçe müdürlüğünden izin alacaksın, bizim dediğimizi ekeceksin, ekmezsen sana ceza vereceğiz." anlayışı yanlış bir anlayış.

Sözleşmeli tarımla ilgili yine 2006 yılında çıkarılan kanuna göre düzenleme getirilmiş ama bu düzenleme de yaşama geçirilmede sorunlar üretmiş. Bu kere burada şirketlerin lehine çiftçilerin aleyhine yeni uygulamalara gidiliyor. Arkadaşlar, tarımda yaratılan sorunlar Adalet ve Kalkınma Partisinin yirmi iki yıllık iktidarında ne yapacağını bilmemesinden kaynaklanıyor. Her bakan geldiğinde politika değişti, uygulamalarında çiftçinin yanında olmadılar, besicinin yanında olmadılar, üreticinin yanında olmadılar. Millî ve yerli üretimi geliştirmek yerine ithalatçı bir anlayışla dışa bağımlı tarımı geliştirdiler, daha doğrusu oradaki ürün gelişinin yolunu açtılar, gıdada dahi sorun yarattılar.

Şimdi, sözleşmeli tarımdan ne amaçlanıyordu? 2006 yılında çıkan kanunun gerekçesinde de var, orada belirtilen şuydu: Arz açığını ortadan kaldırmak. E, bugün Türkiye'de Bakanlığın verdiği yanıta göre 21 üründe arz açığı devam ediyor. Verimlilik ve üretim konusunda ne yazık ki yapılan çalışmalarda istenen sonuca erilmedi. Niye erilmedi? Önce çiftçimizi, besicimizi, üreticimizi anlayan, dinleyen, onlarla birlikte üreten, onlarla birlikte politika geliştiren bir anlayış yok. Yalnızca getirdiklerini uygulamaya koymak için büyük tekellerin, yurt dışı kaynaklı bu anlamda tarımı dizayn etmek isteyenlerin verdikleri talimatlar bu ülkede uygulandığı için tarım gelişemiyor. Bize ait olanı, yerliyi, halkımızın gıda ihtiyacını karşılayacak olan ürünleri üretecek çiftçimizi, besicimizi eğer sahiplenselerdi bugün yaşananlar yaşanmazdı. Kamucu bir anlayıştan uzaklaşıp yalnızca Türkiye'yi yabancı tekellerin ürettiği ürünlerin pazarı hâline getirme anlayışından sıyrılmadıkları için de sürekli olarak değişkenliğe gidiyorlar. Bugün seçime elli gün kalmış, tarımsal dönüşümle ilgili yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuyorlar çünkü yaptıkları işte yetersizliklerinin farkına varıyorlar ama yanlışı yanlışla sürdürüyorlar. Planlamadan anladıkları da bu kanun maddesinde görüldüğü üzere tehditle, cezayla yıldırarak "Bizim dediğimizi yapacaksın." anlayışına dayanıyor; bu, yanlış bir anlayış, bundan vazgeçin. Aslında vazgeçmenize gerek kalmadı, 14 Mayısta sandık geldiğinde bu ülkenin çiftçisi, esnafı, emeklisi, engellisi, köylüsü, kadını sandığa giderek size yirmi iki yılda Türkiye'yi getirdiğiniz noktanın boyutlarının dersini verecek. Ondan sonra da yeni süreçte Türkiye'de tarım yeniden düzenlenip, planlanıp -üretimin, verimin, kalitenin- üretilen katma değerli ürünle marka yaratılıp yurt dışına ürün satacak boyutta geliştirilecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Bunun yolunu açacağız. Planlı tarım nasıl yapılır? Türkiye katma değerli marka ürünleri üretip yurt dışına nasıl satar görülecek. Meksika'dan nohut getir, Kanada'dan mercimek getir, Yunanistan'dan pirinç getir, Rusya'dan buğday getir, Ukrayna'dan ham yağ getir; e, "Türkiye'de tarım politikamız var..." Başkalarının ürettikleriyle değil, kendi ürettiklerimizle büyüyeceğiz.

"Lisanslı depoculuk" dediler, olmadı; sözleşmeli tarımda, iyi tarımda, organik tarımda sorunlar oluştu. Organik tarım yapan çiftçi sayısı 78 binden 58 bine düştü. Getirirken söyledikleri ile sonuçta uygulamada olanların yarattığı sorunlar tarımın canına okudu. Biz tarımı yeniden toparlamaya, düzeltmeye, sorunları çözmeye hazırız ve 14 Mayıstan sonra da halkın oylarıyla bunu gerçekleştireceğiz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.