| Konu: | Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 21.03.2023 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, sevgili halkımız; rant, çıkar, kâr odaklı yönetim anlayışı nedeniyle bilançosu her gün ağırlaşan bir felaket yaşıyoruz. Depremde ve ardından yaşanan sel felaketinde tarım sektörü büyük yara aldı. Türkiye tarımsal üretiminin yüzde 15'i yaklaşık 300 bin çiftçi tarafından deprem bölgesindeki kentlerde yapılıyordu, tarımsal ihracatın da yaklaşık yüzde 10'unu bu iller karşılıyordu. İklim krizi, kuraklık ve yanlış tarım politikaları çiftçileri tarımdan kopma noktasına getirmişken üzerine bir de afetler eklendi. Hâl böyleyken, yapılması gereken depremzede çiftçiler başta olmak üzere tüm çiftçileri desteklemek ve gıda krizini engellemek. Ortaya çıkan enkazın nereye götürüleceği önceden planlanmadığı için enkazlar tarım arazilerine, dere yataklarına yani halk sağlığını tehdit eden alanlara dökülüyor. Yine önceden planlama yapılmadığı için birinci sınıf tarım arazilerine konteyner kentler kuruldu; sadece deprem değil, plansızlık da şimdi tarımı öldürüyor.
Getirdiğiniz bu kanun teklifi, aslında, sadece sözleşmeli tarım yapan firmaların ve çok uluslu şirketlerin daha fazla kazanmasını esas alıyor, üreticinin sorunlarına çözüm sunmuyor. Görüştüğümüz 4'üncü madde tarımsal üretimdeki desteklemelerde esas alınan Çiftçi Kayıt Sistemi yerine Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından getirilen ne idiği belirsiz kayıt sistemlerinin kullanılmasını öneriyor. 2001'de uygulamaya alınan ve AKP iktidarının övgüyle bahsettiği Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) üretimdeki çiftçi sayısı hakkında gerçek bir veri sunmuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre ÇKS'ye kayıtlı çiftçi sayısı 2001-2021 arasında yaklaşık 10 bin kadar azalmış fakat bu veriler de aktif çiftçi sayısını doğru yansıtmıyor çünkü sisteme kayıtlı olanların hepsi çiftçilik mesleğini yapmıyor ya da yapamıyor. Depremzedelere mazot ve gübre desteğinin nakdî olarak ödenmesine ilişkin yapılan çalışmayı ÇKS'yi baz alarak planladınız ancak deprem bölgesinde ağırlıklı olarak küçük ölçekli çiftçilik yaygın, çoğu çiftçinin ÇKS'de kaydı yok. Bu durum çiftçilerin devlet desteğinden mahrum kalmasına neden oluyor. Şimdi, bu teklifle ÇKS yerine dediğim gibi ne olduğu bilinmeyen yeni bir sistem getirmeyi öneriyorsunuz ve Tarım Bakanına çok fazla yetkiler vererek. Çözüm başka isimde yeni bir sistem kurmak mı? Tabii ki değil. Detaylı planlamadığınız biçimsel değişikliklerle çiftçilerin sorunları çözülemez. Teklifi o kadar özensiz hazırlamışsınız ki bir maddede kaldıracağınızı söylediğiniz Çiftçi Kayıt Sistemi'ni kanun gerekçesinin ilerleyen sayfalarında referans olarak veriyorsunuz, bu kadar özensiz. TÜİK verileri, tarımda istihdam edilenlerin sayısının son on yılda yüzde 26 gerilediğini gösteriyor, büyük bir tehditle karşı karşıyayız. Gıda krizi yaşamamak için kesinlikle çiftçileri tarıma geri kazandırmak zorundayız.
Bakın, bundan iki hafta önce Nurdağı'nın köylerindeydik, bu arada küçük ölçekli çiftçilerin traktör gibi üretim araçları enkaz altında kalmış durumda, kullanılamaz hâldeler; bunlar benim çektiğim fotoğraflar. Depremin üzerinden neredeyse bir ay geçmesine rağmen çiftçilerin bu araçları enkaz altından çıkarılamamıştı ve bunu, gerçekten hâlâ çıkarılmadığını ifade ediyorlardı. Bir yandan da bazıları bu aletlerin, traktörlerin, başka araçların enkaza tamamen gömülü olduğu için bu nedenle de sigortadan hasar bedelini temin edemediklerini, durumlarını ispatlayamadıklarını söylüyorlardı. Şimdi, bizim burada görüşmemiz gereken bunlardı aslında ama siz yine maden alanları, orada, işte, orman alanlarında maden çalışması, Tarım Bakanlığının yetkisine bağlanması, ÇKS'yi sözde kaldırıp başka bir sistemi getirme, aslında yine merkeziyetçilikle Tarım Bakanının yetkilerini artırma ve depremzedelerin sorununu konuşmadan rafa kaldırma durumundasınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi, buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Şu anda ekin ekme zamanı, geçirilen her gün çiftçilerin bu yıl hasat yapma şansını azaltıyor ve gerçekten "Deprem geniş coğrafyada oldu, her yere yetişemiyoruz." diyebilirsiniz ama böyle merkeziyetçi bir anlayışla zaten hiçbir yere yetişmeniz mümkün değil sizin.
Şimdi, bu koskoca ülkeyi değil tek adam, 15 adam ya da hatta kadın bile yönetemez, zaten yönetmesin de. Niye yönetsin? O yüzden yerel yönetimlerin güçlenmesi gerekiyor. Bakın, HDP il, ilçe yöneticilerimiz ve her yerden, Mardin'den, Diyarbakır'dan, Batman'dan depremzedelerin yardımına koştular ama yerel yönetimlerimiz kayyumlar olmasaydı çok daha fazla destek sunabilirdi.
Bugünden sonra iyileştirmemiz gereken en büyük yara AKP-MHP iktidarının faşizm yarasıdır. 14 Mayısta bu yarayı kapatacağız ve bugün "Nevroz" buruk da olsa "Nevroz" "..."(*)