GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:76
Tarih:21.03.2023

HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Herkesi saygıyla selamlıyorum.

Bugün "Nevroz" Bayramı. "Nevroz" Kürt halkı açısından yeniden diriliştir, zulme karşı başkaldırıdır, adalettir, barıştır, yeniden yaşamdır; bütün Orta Doğu halklarına ve insanlığa kutlu olsun. Tüm dileğimiz, bu "Nevroz" barışa, özgürlüklere, adalete ve eşitliğe vesile olsun.

Değerli arkadaşlar, Necip Fazıl Kısakürek'in güzel bir sözü var, der ki: "Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökerler." Gerçekten biz ahlak anlayışını çok arıyoruz.

Şurada bir olgu var, onu AKP Hükûmetine göstermek istiyorum, şaka falan değil: Taşdelen Barajı'nın üstten aşağı doğru çatlamasından bahsediyorum; bu 2'nci fotoğrafta biraz daha belirgin bir durum söz konusu. Şimdi, bunu dile getirmemin nedeni -bu son günlerde birçok felaketi yaşadık- yeni bir felaketin yaşanmaması için; hem Taşdelen Barajı hem Ortabağ Barajı hem su kaçırıyor hem çatlamış. Kendim gittim, inceledim yani söylentiler üzerinden bir yargıya varmak istemedim; kendim gittim, inceledim, fotoğraflarını çektik. Gerçekten, arkadaşlar, Taşdelen köyü bir, Bağlı köyü iki, İnceler köyü üç, Bağlıca dört, Hilal köyü beş; bu beş köyün de barajları var. Bu en üstteki baraj patlarsa bütün bu köyleri götürebilir, çok büyük bir tehlike altında. Şu an köylüler gece korkudan uyuyamıyorlar. Bunu böyle şakaya verip "Ya, olmaz bir şey, bizim memurlarımız gidip inceliyorlar, sonuç olumlu diye rapor veriyorlar." yanılgısına düşmemek lazım çünkü burada insan canı söz konusu.

Taşdelen, 90'lı yıllardan sonra boşaltılan bir köy, gerçekten yeniden dere kenarına kurulmuş, hem heyelan riski taşıyor hem taş yuvarlanıyor hem dere taşması söz konusu. Dolayısıyla köylülerin talebi, köyün eski yerine dönmesidir.

İkincisi, İnceler Köyü. 2009'da baraj yapıldı değerli arkadaşlar, o günden bugüne bizim tarlalarımızın, bahçelerimizin, ağaçlarımızın artık tümü ekilemiyor, susuz kaldı. Bunu defalarca dile getirdim; Bakanlığa dilekçe verdim, Valiliğe verdim, Kaymakama köylüler verdi, Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğüne bildirdik. Yani barajdan bir boruyla köye su verilecek, köylüler şunu diyorlar: "Bizim 3 kilometrelik arkımızı çekmeyin, barajdan suyu verin, kendi arkımızı kendimiz yapacağız." Yani 2009'dan bu tarafa köy kurudu, AKP'nin vicdanı da kurumuş, kulaklar sağır. Zarar ziyan ödenmemiş, nasılsa sizi ilgilendirmiyor; vatandaş aç mı kalmış, susuz mu kalmış, bahçesi mi kurumuş, sizi hiç ilgilendirmiyor.

Değerli arkadaşlar, dolayısıyla şunu söylemek istiyorum: Evet, biz deprem felaketini yaşadık, ardından da sel felaketlerini yaşadık ama şunu açık ve net söylemek gerekir ki AKP Hükûmeti ve yandaşları Türkiye'nin en büyük felaketidir çünkü felaketlerin çoğu bu zihniyetten, bu vicdansızlıktan, bu duyarsızlıktan, bu kulak tıkamadan geliyor. Eğer ciddi bir ahlak olsaydı, demokrasi kültürü olsaydı ne yapılırdı? Uyarılar dikkate alınırdı.

Mesele Cumhurbaşkanı kalktı ne dedi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız sözlerinizi.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - "Hatay'da bilmem şu kadar insana, on binlerce insana af getirdik, imar affı." Pazarcık da öyle, Adıyaman da öyle, Malatya da öyle, başka bir yer de öyle yani on binlerce, yüz binlerce bina affa uğratıldı; oyları alındı, paraları alındı, sonra canları alındı. Oysaki bilim insanları otuz yıldır söylüyorlar; bu fay hattı patlayacak, burada insanlar ölecek. Sonradan kalkmış burada bir arkadaş yani hiç sıkılmadan ne diyor? "Ya, bizim yaptığımız şehir hastaneleri çökmemiş." Ya, bunların hepsinin çökmesinin sebebi, bu kadar can kaybının günahı vebali sizin boynunuzda; siz kalkmışsınız hastaneden bahsediyorsunuz.