GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:77
Tarih:22.03.2023

ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

On bir ayın sultanı mübarek ramazan ayını kutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Orman Kanunu'nda değişiklik öngören yasa teklifinin 12'nci maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, teklifin 12'nci maddesi ormanlarda kesilecek ve taşınması yapılacak ağaçların kimler tarafından damgalanacağına dair hükmü belirlemektedir. Yapılmak istenilen değişiklikle damgalama yetkisinin özel şirketlere verilmesinin önü açılmaktadır. Yirmi bir yıldır iktidarda olan AKP'nin doğanın yeşilini değil de doların yeşilini sevdiğini hepimiz çok iyi biliyorduk ama giderayak ülkemizin zenginliği olan ormanlarımızın katledilmesinin önünü açacak bu tarz değişiklikleri yapmak istemesi, ranttan gelecek parayı ne kadar sevdiğini bir kez daha kanıtlamış oluyor.

Defalarca dile getirdik; Türkiye'de, tarımsal kalkınma sağlanmadan, ormanları talan edenlere gerekli cezalar verilmeden ülkede ekonomik anlamda istenilen gelişmişlik seviyesi yakalanamaz. Bugün, ne yazık ki orman köylüsünü, toprağını eken çiftçisini desteklemeyen bir saray yönetimi mevcuttur.

Değerli milletvekilleri, son yirmi yılda cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş tarım arazisini kaybettik, iktidar sadece izledi; çiftçinin traktörüne, tarlasına, hayvanına haciz geldi, kuşaklar boyu çiftçilik yapan aileler tarımı bıraktı, AKP iktidarı çözüm olmak yerine görmezlikten gelmeye devam etti.

Cumhurbaşkanlığı garajı tek bir kişinin kullanımına tahsisli lüks uçaklarla dolu. Yüzlerce yıllık ormanlarımız cayır cayır yandı, saray iktidarı "Bir kova su atacak yangın uçağımız yok, hepsi arızalı." diye açıklama yaptı. Sonradan öğrendik ki yangın uçakları bile yandaş üzerinden kiralanıp rant elde edilmiş.

Tarım arazilerine, dere yataklarına imara aykırı şekilde konutlar yapılırken, daha önce olduğu gibi, yine sel faciası meydana geldi, ülkenin Tarım Bakanı çıktı "15 canımızı kaybettik ama toprak ile su buluştu." diye açıklama yaptı. Tarımdan, doğa yapısından, ekolojik dengeden bu kadar uzak, tek bildiği rant olan başka iktidarı maalesef Türkiye Cumhuriyeti görmedi.

Değerli milletvekilleri, tarımdan, ormandan, çiftçiden, üretimden bahsedecek olursak; Çukurova'yı ayrıca, özel olarak değerlendirmeliyiz. Son bir yılda gübrede yüzde 226, enerji ve yağlarda yüzde 193, hayvan yeminde yüzde 145, tarımsal ilaçlarda yüzde 110, tohumda yüzde 98 fiyat artışı gerçekleşti. Buradan tüm yetkililere ve iki dönem Adana milletvekilliği yapmış, şu anda Tarım Bakanlığı görevini üstlenen Adanalı Sayın Bakan'a soruyorum: Çukurovalı çiftçi bu rakamlarla nasıl ekim yapacak, nasıl üretecek? Buğdayın keşfedildiği topraklar dururken ithal buğday getirirseniz çiftçimiz ayakta nasıl kalacak? Biz, her fırsatta, bu kürsüden Adanalı çiftçinin sorunlarını iletirken Seyhanlı, Ceyhanlı, Yüreğirli, Karataşlı yani tüm Çukurovalı çiftçilerin sulama sorunlarına çözüm bulunmalı, elektrikte fiyat indirimi sağlanmalı diye haykırırken, iktidar kendi çiftçisine kaynak ayırmayıp destek ödemesi yapmazken Sudan'dan tarım arazisi kiralamaya kaynak ayırırsa bizim çiftçimiz nasıl ekip nasıl biçecek, Türk çiftçisi ekimini nasıl yapacak?

Günümüzde, tüm bilim insanları iklim değişikliğinden en olumsuz şekilde etkilenecek ülkelerden biri olarak Türkiye'yi gösteriyor. Bizim bu durumda tarımsal su kaynaklarımızı daha iyi koruyacak, daha az suyla daha az enerji sarf ederek daha fazla verim alabileceğimiz kapalı, basınçlı altyapı yatırımlarına başlamamız gerekir. Peki, iktidar buna uygun adım atıyor mu? Ne yazık ki hayır. Bugün, bir kalıp peynir etin fiyatıyla yarışıyorsa, 4 kişilik bir ailenin aylık ramazan pidesi maliyeti asgari ücretin dörtte 1'ine fazlasıyla ulaşmışsa, makarna yemek lüks sayılıyor, marketlerde süt şişelerine alarm takılıyor, gıda enflasyonu yüzünden aileler çocuklarını sağlıklı besleyemediklerini söylüyorsa orada iktidarın tarım politikası çökmüş demektir.

Değerli milletvekilleri, saray iktidarı maalesef gençlerimizin geleceğini, çiftçimizin tarlasını, emekçinin alın terini, memurun maaşını, emeklinin son kuruşunu, fabrika işçisinin asgari ücretini, esnafın ilk siftahını, öğrencinin beslenme çantasını yirmi bir yıl boyunca kendisi ve yandaşlarının çıkarları için kullanmaktan asla geri adım atmadı, siyasi ömrünü tamamlamış bir tek adam rejimi oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ORHAN SÜMER (Devamla) - Allah'ın izniyle, milletimizin takdiriyle 15 Mayıs sabahı bu alaca karanlığa son verecek, "13'üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu" ve Millet İttifakı'yla Türkiye'yi hak ettiği aydınlığa kavuşturacağız diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.