GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:77
Tarih:22.03.2023

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanırım depremden sonra burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinin en çok konuşması gereken gündemi konuşmak yerine yine AKP iktidarı, seçimlere birkaç gün kala çıkarmak istediği yasalara yoğunlaşmış. Yani yine depremle ilgilenmiyor, ilgilenmediğini bu gelen tarım yasasında da çok açık ve net olarak görebiliyoruz.

Biraz önce AKP adına konuşan hatip dedi ki: "Biz depremde oradaydık, hiç kimse 'Devlet yoktu.' demeye kalkmasın; biz 6 Şubattan itibaren oradaydık." Siz bunları iddia ettikçe biz gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz. 6 Şubattan itibaren günlerce orada değildiniz, yoktunuz; bunu Genel Başkanınız da söyledi -Cumhurbaşkanı olan Genel Başkanınız da söyledi- ve dedi ki: "Biz yoktuk, doğrudur; helallik istiyoruz." Bu bir itiraftı. O yüzden burada şimdi şirin gözükmeye kalkıp "Biz vardık." demeye kalkmayın, doğru değil.

Buradan ben bir kere daha, depremzedelerin temel ihtiyaçlarını hatırlatmak istiyorum; AKP'ye de duyurulur, onlar şu an iktidar ya, onlara da duyurulur: Hâlâ birçok bölgede çadır yok, hâlâ gıdaya ihtiyaç var, hijyen malzemelerine ihtiyaç var. Ben buradan bütün Türkiye ve dünya kamuoyuna sesleniyorum: Toplumsal dayanışma ağları, lütfen, depremzedeleri, Cumhur İttifakı'nın yalnız bıraktığı gibi bırakmayın; devam edin desteklerinize, devam edin yardımlarınıza çünkü depremzedelerin sadece evleri yıkılmadı -bu kürsüden defalarca söyledik- şu an orada çarşı da yok, pazar da yok, çalışan bir fırın da yok, dönen bir hayat da yok. O yüzden, dışarıdan gelecek desteğin depremzedeler için hâlâ hayati bir önem taşıdığının altını ısrarla çizmek istiyorum.

Değineceğim ikinci nokta da molozlar meselesi. Bakın, bugün, deprem bölgesinden gelen her arkadaşımın boğazındaki gıcığın ve öksürüğün sebebi oradaki toz bulutlarıdır. Ben günlerdir öksürenlerdenim çünkü orada gökyüzüne baktığınız anda her yer toz. Enkaz kaldırma çalışmaları yürütülürken hiçbir biçimde orası sulanmıyor, bir iki yerde, sadece televizyonlarda göstermek için "Bakın, biz enkazı ne kadar düzenli kaldırıyoruz." demek için, birkaç görüntü almak için evet, itfaiye var ama olayın özünde -gidin, mahalleleri gezin, enkaz bölgesini gezin- her yer toz bulutu içinde ve asbest ciddi bir tehlikedir. Şimdi ciğer hastalığına yakalanmayan, birkaç sene içerisinde, daha sonra zaten kanser hastalığına yakalanacak; depremzedeler burada da yalnız bırakılmıştır. Zaten başta yaralarımızın sarılmadığı gibi şimdi, enkaz kaldırırken de enkaz üstüne enkaz bırakmaya devam ediyor bu iktidar.

Bir diğer meselemiz, evler meselesi. Şimdi, bazı arazilere, tarım arazileri başta olmak üzere birçok araziye geçici süreyle el konuluyor ve "Konteyner kentler inşa edeceğiz, yapacağız." diyorlar. Şimdi, depremzede esnaf soruyor: "Benim dükkânım vardı, ne olacak dükkânım? Kim imar edecek dükkânımı? Nerede imar olacak ve ben yaşamımı nasıl sürdüreceğim?" Evsiz kalmış... Yüz binler demeyeceğim, daha çok, milyonlar çünkü hiç kimse artık evine girmiyor. Tamamen yıkılmadıysa da binalar -birçok bina için hâlâ yıkım kararı var- orta hasarlı bina sayısı, ağır hasarlı bina sayısından daha fazla. Dolayısıyla, bu binalara girilemeyecek. Peki, Gölcük modeli mi devreye girecek? Gölcük depremini hatırlayalım. Evet, evleri devlet yaptı ama yirmi sene boyunca da ev sahibine evini para karşılığında, taksitle geri sattı. Böyle mi olacak? Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Depremzedelerin evleri de iş yerleri de ücretsiz bir şekilde kamu tarafından yapılmalıdır ve ücretsiz bir şekilde kendilerine verilmelidir.

Bu konu, enkaz kaldırmak için baştan da söylediğimiz bir konu; hiçbir biçimde iş makineleri yokken şimdi ihalelerle sayısız iş makinesini kent merkezlerinde, mahallelerde görebiliyoruz. Hızlıca enkazı kaldırıp ve doğru düzgün bir çalışma yapmadan, sembolik olarak bazı TOKİ'lerin temellerini atıp seçim yatırımı yapmak istiyor bu iktidar. Depremzedeler bu seçim yatırımlarına asla kulak vermeyecek ve depremzedeler gerçekleri görüyor. Bizim istediğimiz, depremzedeleri bir seçim malzemesi olarak kullanmak isteyen bu iktidarın plan ve projeleriyle hareket etmek asla değil. Onlar muhalefete, bize şunu diyorlar ya: "Siz, enkazı ve depremi bir siyaset malzemesi olarak kullanıyorsunuz."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Biz halkın sesiyiz burada, halkın sesi. Bunu bir siyaset malzemesi olarak kullanan bu iktidarın ta kendisidir ve 11 ilimizde, özellikle depremden en fazla zarar gören Hatay, Maraş ve Adıyaman'da şimdi sembolik temellerin atılacağını iyi biliyoruz ama biz Gölcük depreminde depremzedelere yaşattıklarınızı bizlere yaşatmanızı istemiyoruz, bunu da kabul etmiyoruz. Dolayısıyla, zaten bu iktidar gideceği için buradan bütün depremzedelere de sözümüz olsun ki evler en iyi şekilde, depreme dayanıklı bir biçimde inşa edilecek, iş yerleri inşa edilecek ve kentin dokusuna asla zarar vermeden, o kültürel dokuyu da yeniden inşa ederek kendimizi de kentimizi de yaşamımızı da yeniden inşa edeceğiz; bu da bütün halkımıza sözümüz olsun.