GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kuvayımilliye'nin kahraman askeri Şahin Bey'in şehadetinin seneidevriyesine, 28 Mart 1991'de Kerkük Altınköprü bölgesinde Irak ordusu tarafından katledilen 135 Türkmen şehide, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hatay'da katıldığı sözde temel atma törenlerine, Kızılay Başkanının her konuşmasında skandal açıklamalar yapmaya devam ettiğine, İYİ Parti olarak hac ibadeti nedeniyle kutsal topraklarda kesilen kurbanların bu sene deprem bölgesine gönderilmesini önerdiklerine ve Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına 3'üncü kez adaylığına ilişkin tartışmalara katılmasına ve bununla ilgili argümanlarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:6
Birleşim:80
Tarih:28.03.2023

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Türk Kurtuluş Savaşı'nın simgelerinden biri, Antep hattı savunmasının öncüsü ve Kuvayımilliye'nin İstiklal Madalyası sahibi kahraman askeri Şahin Bey'i şehadetinin seneidevriyesinde rahmetle, saygıyla yâd ediyorum. Bu vesileyle kurtuluş mücadelesinin bütün şehit ve gazilerine Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Otuz iki yıl önce bugün 28 Mart 1991'de Kerkük Altınköprü bölgesinde Irak ordusu tarafından 135 Türkmen soydaşımız katledilmiştir. Katliamdan sonra bölgede Türkçe konuşmak ve Türk geleneklerini sürdürmek yasaklanmıştır. Sadece Türk oldukları için hedef alınan ve acımasızca katledilen 135 Türkmen şehidimizi rahmetle anıyor, al bayraktan gök bayrağa tüm Türkmeneli'ni selamlıyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz cuma günü Hatay'da sözde temel atma törenlerine katılmıştır. Antakya ve Defne Devlet Hastanesi temel atma görüntülerinde olduğu gibi, İskenderun Devlet Hastanesi temel atma görüntülerinde de dar açıyla çekilmiş, platform kadar küçük bir alana göstermelik beton döküldüğü anlaşılmıştır. Milletimiz, 21'inci yüzyılda "Deniz kumu dökmüyoruz." diyerek övünen "Betona bak, betona." diye gururlanan bir profile ve ne idiği belirsiz tuhaf görüntülere maruz bırakılmıştır. Ertesi gün bölgeden gelen görüntüde beton dökülen yerin etrafında herhangi bir inşaat çalışmasının yapılmadığı ortaya çıkmıştır. Daha önce buradan defalarca söyledim, çadır kurmakta bile yetersiz kalan bir Hükûmetin "Bir yıl içerisinde konut dikeceğiz." vaadi tamamen göz boyamadır, külliyen aldatmacadır. Sayın Erdoğan, taşıma platformlara yalandan temel atacağınıza, 50 bin kişiye mezar olan binaların temelini kontrol ettirip tedbir alsaydınız bugün on binlerce vatandaşımız annesiz, babasız, eşsiz ve evlatsız kalmayacaktı.

Erdoğan Hükûmetinden alışık olduğumuz hesap bilmez, plansız politikaların, liyakatsiz atamaların, rant uğruna aksatılan denetimlerin, ihmallerin ve üstü örtülen suistimallerin bedelini milletimiz canıyla ödemektedir. Hükûmet olarak, tehdit ve tehlikeyi öngörerek gerekli tedbirleri alamıyorsanız helallik isteyerek bu işin içinden sıyrılamazsınız; taşıma platformlara temel atıyormuş gibi gözükerek depremzedelerin umutlarıyla oynayamazsınız.

Felaketi yaşayan depremzedeler üç gün boyunca soğuk hava ve zorlu şartlarla mücadele ederken deposundaki çadırları çıkarmayan ve parayla satan Kızılay Başkanı, her konuşmasında skandal açıklamalar yapmaya devam etmektedir. Dün "Çadır satışından haberim yoktu, bana sorsalardı 'Ahbapa göndermeyin.' derdim." açıklamasında bulundu, evet. Yani Kerem Kınık'a göre çadırları depoda tutması normal, çadırları satması normal fakat tek sorun Ahbapa sattığına pişman olması; bu kadar pişkinliğe pes!

Sayın Kınık, siz böylesi güzide bir kurumun başında olmanıza rağmen depremin yarattığı vahameti içinizde hissetmemişsiniz demek ki. Biz size "Yakınlarını kaybetmiş, evsiz kalmış depremzedeler soğukta beklerken çadırları neden depoda tuttunuz?" diye soruyoruz, siz sadece "Ahbapa verdik." diye pişman oluyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

Biz size "Milletimizin etinden tırnağından artırarak Kızılaya yardım ettiği çadırları nasıl olur da başka kurumlara parayla satarsınız?" diye soruyoruz, siz sadece "Ahbapa verdik." diye pişman oluyorsunuz.

Sayın Erdoğan'ın liyakatsiz atamaları sonucu devletin tüm kurumları çökertilmiş, içleri boşaltılmıştır. Devlet ciddiyetinden uzak yöneticiler vatandaşın vicdanını şiar edinememiştir. Erdoğan döneminde parti devleti anlayışından kaynaklanan "Nasılsa hesap vermem." düşüncesiyle arsızlık arşa yükselmiştir. Sayın Kınık'a hatırlatmak isterim ki erdemli bir istifa, pişkince makamlarda oturmaktan daha iyidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti olarak da küçük bir önerimiz olacak: Bu yıl da biliyorsunuz hac ibadeti nedeniyle kutsal topraklarda yine kurban kesilecektir. Burada kesilen kurbanlar, işte, normal şartlarda fakir ülkelere gönderiliyordu ama bu sene, bunun deprem bölgesine gönderilmesi konusunda bir önerimiz var. Biz buradan, bu öneriyi Hükûmete ve Diyanet yetkililerine yapmak istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, müsaadenizle, son konu olarak da bugün yine Sayın Mustafa Şentop'un Sayın Erdoğan'ın 3'üncü kez adaylığına ilişkin tartışmalara katıldığını gördük. Gerçi, kendisi orada ifade ediyor "Meclis Başkanı sıfatıyla bu tartışmaya girmiyorum, bir hukukçu olarak giriyorum." diyor ancak konuşmanın içeriğine bakıyorsunuz, şimdi, Sayın Erdoğan'ın 3'üncü kez aday olabileceğine ilişkin argüman üretmeye o kadar çalışmış ki yani biz Sayın Şentop'un bu kadar gayreti, şu Parlamentonun ve parlamenterlerin hukukunu koruma konusunda gösterdiğini görmedik. Dört yıldır Meclis Başkanı, biz şu milletvekillerinin itibarıyla ilgili, Parlamentonun hukukuyla ilgili, itibarıyla ilgili bir tane beyanatını görmedik ama buraya iyi çalışmış. Ne kadar çalışmış, biliyor musunuz? Ta Erzincan Üniversitesinden -benim de Cumhuriyet Yurdu'ndan arkadaşım Ayhan Döner dâhil- en uçtaki üniversiteye kadar hangi akademisyenlerin 3'üncü defa aday olabileceğine ilişkin görüş beyan ettiğini inceleyecek kadar; onları tek tek, isim isim sayıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - "2 tane makalem var, 60 sayfa." diyor. Makaleler ne zaman yazılmış diye baktım, hepsi Meclis Başkanı olduktan sonra yazılmış. Bu düzenleme 2018 yılında yapıldı, bu makaleleri o zaman yazabilirsiniz "O zaman filandı." de. Yani, Meclis Başkanı olduktan sonra olağanüstü bir gayret sarf ediyor Sayın Erdoğan'ın 3'üncü kez aday olabilmesi için.

Şimdi, bu tartışmayı hukukçular yapar, çok orasında falan değilim ama benim esas eleştirdiğim şey, Sayın Meclis Başkanının bu tartışmalarda güya "Meclis Başkanı sıfatıyla konuşmuyorum." diyor ama bu tartışmaların en göbeğinde, en derinden, en fazla gayret gösteren kişi olarak yer alması bunu yadırgadığımı ifade etmek isterim.

Gelelim argümanlarına. Şimdi, efendim, 2 tane argümanı var, diyor ki: "Anayasa'nın 101'inci maddesi en son değişiklikte bütün olarak yazılmıştı." Şimdi, 2007 yılında yapıldı arkadaşlar. Bir kişinin 2 defadan fazla Cumhurbaşkanı seçilemeyeceğine ilişkin düzenleme 2007 yılında yapıldı yani burada maddenin tamamının tekrar yazılıyor olması, bu hükmün yeni geldiği anlamı taşımaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son sözünüzü alayım.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Şentop'un buradan çıkarak yani "Bu yeni yazıldı, dolayısıyla 2018'den önceki seçimleri etkilemez." diye bir argümanı ben doğrusu -yani ben de hukukçu değilim, siyasal bilgiler fakültesi mezunuyum, 13 tane hukuk dersi almışım, geçen gün baktım- hukukçu değilim ama yani pes doğrusu ya. Yani bu maddenin yeniden yazılmış olması, komple oylanmış olması aynen var olan hükmü etkisiz hâle getirir mi? 2007'de olmuş bir hüküm. Yine, buradan devamla şunu söylüyor: "Eğer burada 2'nci defa seçilemez diyebilmemiz için istisna hükmü olması lazım." Bu da kabul edilebilir bir şey değil. Tam tersine, istisna hükmü -bu önceden olan bir hüküm olduğu için- eğer önceki seçimleri kapsamasın istiyorsak bunun için istisna yazılmalıydı. Yani 3'üncü defa adaylığı ancak buna ilişkin bir istisna hükmü konulmuş olsaydı, bu düzenlemeden önceki Cumhurbaşkanı seçimleri bu kapsama dâhil değildir, sayılmaz, sayıdan değildir diye istisna hükmünün burada olması lazımdı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bitirelim.

ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - İstisna hükmünün tam tersine -3'üncü defa yani özetle söylüyorum- 3'üncü defa aday olabilmesini sağlamak amacıyla bir istisna hükmüne ihtiyacımız vardı. Değilse tersi durumda yani 3'üncü defa seçilebilir, seçilememesi için istisna hükmü konulmalıydı demeyi de doğrusu anlayamıyorum.

Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sahibi olmayan bir rivayete göre yüzde 60'la zaten seçimi alıyorsunuz. Tartışmaya ne gerek var?

ERHAN USTA (Samsun) - Hukukun sizin açınızdan hiçbir önemi yok, değil mi? Hukukun bir önemi yok yani.