GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uluslararası Çalışma Örgütünün Kahramanmaraş merkezli depremlerde 658 bin çalışanın geçim kaynağını kaybettiğiyle ilgili yaptığı açıklamaya; Nurettin Canikli'nin Millet İttifakı'nın Ziraat Bankasını çiftçinin, Halk Bankasını esnafın bankası yapacakları söylemlerini eleştirmesine, Avrupa Birliği İstatistik Ofisinin (EUROSTAT) açıkladığı 2022 yılı iltica başvuru verilerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in gazilerin aylıklarında yapacakları düzenlemeyle ilgili açıklamasına, iktidarın seçim için yaptıklarına, devlet üniversitelerinde farklı illerde çalışan evli memurların tayin sorununa, güvenlik korucularının emeklilik sorununa ve emekli olduktan sonra silah taşıma meselesine ve Kur'an kursu öğreticilerinin kadro talebine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:6
Birleşim:81
Tarih:29.03.2023

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, hepinizi saygıyla selamlarım.

Depremin maalesef acı yanları her geçen gün ortaya çıkmaya devam etmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü, Kahramanmaraş merkezli depremlerde Türkiye'de toplam 658 bin çalışanın geçim kaynağını kaybettiğini açıklamıştır. Şimdi, tabii, bakıyoruz Hükûmete, bir kısım konutla ilgili hamleler var, işte sahte temel atma törenleri var, şunlar var, bunlar var, ortada bir plan, program yok. Özellikle bu çalışanların... Tabii, insanlar iş buldukları zaman, orada karınlarını doyuracak bir ortam oluştuğu zaman hayatlarını yeniden inşa etmiş olacaklar. "Bununla ilgili ne yapılıyor?" diye bakıyorsunuz; tamam, bir şey şu anda yapılamıyor olabilir ama bununla ilgili bir çalışma var mı, bir plan, program var mı, bir hedef ortaya koymuş mu Hükûmet? Hiçbir şey yapılmıyor. Yani 658 bin kişi işini kaybetmiş, bu insanlara yeniden iş kazandırılması konusunda ve o topraklarda tutulması konusunda hiçbir çalışma yok; bunu kabul etmek mümkün değil. Bakın, bütçe yapılmış, bu kadar büyük bir deprem felaketi yaşanıyor, deprem oluyor, iktidarın başarısızlığından, beceriksizliğinden, bu, felakete dönüşüyor fakat şu andaki bütçede bir tane kalem oynatılmış değil; bunu kabul etmek mümkün değil. Ya, bütçe büyüklükleri... Ya, bu bütçenin hiç mi öncelikleri değişmeyecek? Yani deprem nedeniyle ortaya çıkan bu yaraların sarılması için hiç mi bir kısım harcamalar kısılıp harcamalar bu tarafa kaydırılmayacak? Bunları kabul etmek mümkün değil. Ama maalesef, dediğim gibi, hem bu anlamda hem de depremde işini kaybedenlere, geçim kaynağını kaybeden insanlara yeniden iş kazandırılması konusunda hiçbir çalışma, hiçbir program, hiçbir proje maalesef sunulmamıştır. Zaten çok fazla vakitleri kalmadı. İnşallah, Millet İttifakı iktidarında bu yaralar sarılacaktır.

Şimdi, tabii, Allah kimseyi şaşırtmasın. Sayın Nurettin Canikli enteresan bir laf etmiş -sosyal medya hesabından şimdi ben de kontrol ettim tekrar- "Millet İttifakı seçimi kazanırsa Ziraat Bankasını çiftçilerin, Halk Bankasını da esnafların bankası yapacakmış." diye bizi eleştiriyor. Ya, hayret edilecek bir şey. Zaten, gerçi ben her konuşmasına hayret ediyorum Nurettin Canikli'nin. En son burada bütçe konuşmasını da ibretle dinledik ama... Yani eleştirdiği noktaya bakıyor musunuz? Yani bu bankaların kuruluş amacı: Ziraat Bankasının çiftçileri desteklemek, Halk Bankasının da zaten esnafı desteklemek. Şimdi, Ziraat Bankası, bakıyorsunuz, havuz medyasını alanlara veya yandaşlara yüz milyonlarca dolar geri ödemesiz krediler veriyor fakat çiftçiye gelince kredi vermiyor. Halk Bankası da aynı şekilde, yaptığı işler ortada. Yani karanlık bir iş adamının ambargoları aşıp ülkeler arası kaçakçılık yaptığı bir konuma getiriliyor Halk Bankası. "Biz bunları değiştireceğiz. Halk Bankasını esnafın bankası yapacağız, Ziraat Bankasını çiftçinin bankası yapacağız." diyoruz fakat Sayın Canikli bizim bu politikamızı eleştiriyor yani hakikaten başka eleştirecek nokta bulamadı demek ki bunu eleştiriyor; Allah şaşırtmasın diyorum. Maalesef, işte iktidarın geldiği nokta bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (EUROSTAT) 2022 yılı iltica başvuru verilerini açıkladı. Burada da çok enteresan şeyler var. Avrupa Birliği ülkelerine en çok iltica eden ülkeler listesinde Türk vatandaşları... Bakın, bizden önce kim var? Arkadaşlar, Avrupa Birliğine iltica edenler listesinde Suriye var, Afganistan var, Venezuela var, Türkiye var. Yine, Türk vatandaşlarının başvuru sayılarına bakıyoruz, son bir yılda yüzde 145 artmış. Burada da kimlerle rekabet ediyoruz? Pakistan, Bangladeş, Irak ve Somali. Türkiye'nin geldiği lige bakın; bu ibretlik manzarayı görmek lazım. Tabii, bu veriler, vatandaşlarımızın ülkelerini terk etme istekleri yirmi bir yıllık Erdoğan hükûmetlerinin bir eseridir. Gençler kendi ülkelerinde bir gelecek göremiyorsa, çalışanlar kazandıkları ücretlerle temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlanıyorsa, doktorlara "Giderlerse gitsinler." denilerek kapı gösteriliyorsa, adalet terazisi bir tarafa ağır basıyorsa, demokrasi istenildiği zaman istenildiği kesime uygulanıyorsa, hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku işliyorsa bunun sebebi Erdoğan ve yönetimidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

Dolayısıyla bu rakamlar da Türkiye'yi işte böyle lig düşürür; daha fazla bir şey söylemeye zannederim gerek yok.

Şimdi, bugün Çalışma Bakanının, Sayın Vedat Bilgin'in gazilerimize ödenen aylıkların asgari ücret düzeyine çıkarıldığı ve aradaki farklılıkların giderildiği şeklinde açıklaması var; bunu takdirle karşılıyoruz, onu ifade edeyim ama bununla ilgili çok mücadele verdik. Bunu burada en azından İYİ Parti Grubu olarak ve bu meseleyi defalarca burada dile getirmiş bir milletvekili olarak nihayet yani yirmi bir yıllık -Sayın Vedat Bilgin için demiyorum, AK PARTİ hükûmetleri için diyorum- iktidardan sonra nihayet böyle bir şeyi yapmayı başardık. İşte, seçim olmasa yine bu olmayacaktı, o çok belli. Seçimin, sandığın nelere kadir olduğunu gördük.

Yine, bugün Sayın Cumhurbaşkanı, bu nisan ayından itibaren doğal gaz, elektrik faturalarında indirim... Ya, bunlar indirilsin dedik. Dünyanın en yüksek doğal gaz fiyat artışları, elektrik fiyat artışları Türkiye'de yapıldı. Bunları yapmayın dedik. Hadi yaptınız, sonradan bunları indirin dedik, bize kulak tıkadılar. Nasıl olacak bunlar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

"Siz iş bilmiyorsunuz." dediler. Şimdi seçim geldi, bak, şimdi hemen de yapmıyor. Nisan ayı... Zaten 14 Mayısta gidiyorsunuz beyler. Niye indiriyorsunuz bunları? Biz gelince bu hesabı kitabı kendimiz yaparız. Ya, bu samimiyetsizliktir. Bu, seçim için yapılmış bir şeydir ama vatandaş bunları görüyor. Hani derler ya, kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmazmış. Millete böyle yirmi bir yıllık bu ezayı cefayı çektireceksin, seçime bir hafta kala şunları yapıyorum diyeceksin, bunu da hiç kimse yemez, kusura bakmasınlar.

Şimdi, kısa kısa birkaç notum daha var Sayın Başkanım müsaadenizle. Bu devlet üniversitelerinde görev yapan memurların -tabii her üniversite bir tüzel kişilik olduğu için... Aileler parçalanıyor- eşi bir başka yerde ve tayin imkânları yok. Bunlara özel bir düzenleme yapılması lazım. Bunu sadece bir ihtiyaç olarak söylüyoruz. Bunları yapacak vakitlerinin olmadığını da elbette biliyoruz.

Şimdi diğer bir konu şu: Bu EYT... Güvenlik korucuları var, EYT'den emekli olanlar var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Başkanım, bitireceğim.

Bunlara deniliyor ki: "Siz güvenlik korucusu olarak emekli olmayacaksınız, güvenlik koruculuğundan istifa edip EYT kapsamında hak kazandıysanız işlemleriniz ancak o şekilde yürütülecek." deniliyor. Bunu bir defa anlamak mümkün değil, bunu bir izah etsinler bize. Niye böyle bir şey yaptırılıyor? Bu AK PARTİ'den arkadaşlar da bunu burada izah ederlerse çok sevinirim. Dolayısıyla bir defa güvenlik korucusu olarak emekli olmalarının önü açılmalıdır.

Ayrıca neler var? Oradaki insanların çok hassas olduğu konu bu silah taşıma meselesi. Şimdi, emekli olduktan sonra güvenlik korucularının taşıma ruhsatları iptal ediliyor, bulundurmaya geçiyor. Eğer zamanında bu çevrilme işlemini yapmazlarsa da 18 bin lira cezası var.

Değerli arkadaşlar, biliyoruz ki bu insanlar, orada, terör örgütüne karşı kahramanca mücadele eden insanlar. Bu insanlar bundan sonra, hayatı boyunca silah taşımak zorunda. Bu sistem kurulmuş, bu sistem bu şekilde icra ediliyor, devlet bu sistem üzerinden güvenliği, asayişi sağlıyor. Şimdi, bu insanlara diyorsunuz ki "Emekli oldunuz." Her şey güllük gülistanlık mı oluyor o zaman? Bu insanlar terör örgütünün hedefi hâlinde olan insanlardır, dolayısıyla hiçbir harca tabi tutulmaksızın bu insanların taşıma ruhsatlarının devam etmesi gerekir. Bu, devlet olmanın bir gereğidir.

Son konu olarak da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Başkanım...

BAŞKAN - Son söz.

ERHAN USTA (Samsun) - Çok kısa bir şekilde o zaman şunu da ifade edeyim: Bu fahri Kur'an kursu öğreticileri var. Bunun ne kadar ulvi bir iş olduğunu artık söylemeye gerek yok. İki türü var bunların; bir, hâlen işbaşında olanlar var, bir de geçmişte çalışmış olanlar var. Hepsi kadro bekliyorlar bir defa, onu söylemek lazım. Yaklaşık, 12 bin öyle, 12 bin öyle, 24 bin kişi var burada. Bir defa, insani koşullarda çalışmıyorlar; asgari ücretin yarısı kadar maaş alıyorlar, kadroluların da 1/3'ü kadar maaş veriyor devlet bu insanlara. Yılda sekiz ay çalıştırılıyorlar, iş garantileri yok, aylık da on iki on beş gün sigorta yapılıyor. Ya, devlet, kaçak çalıştırıyor fahri Kur'an kursu öğreticilerini, düşünebiliyor musunuz? Ve talebimiz şu: Görevde olup olmama şartına bakılmaksızın fahri Kur'an kursu öğreticileri, sigorta prim günleri baz alınarak kadro talep ediyorlar. Bu talebimizi de buradan iletiyoruz. İnşallah, önümüzdeki torbalara bunlar konulursa burada destek vereceğimizi de buradan Hükûmete ve AK PARTİ Grubuna çağrıda bulunuyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.