GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:81
Tarih:29.03.2023

HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Türkiye çok olağanüstü bir yoksullukla malul yani yüzde 1'i bir kenarda tutacak olursak halkın yüzde 99'u ay sonunu nasıl getireceğini, aşını, iaşesini nasıl sağlayacağını düşünüyor. OECD verilerine bakıldığında Türkiye iktisadi parametreler açısından en kötü durumda olan ülkelerden bir tanesi. Gelir dağılımı eşitsizliğinde başa güreşiyor ve başpehlivanlığı kimseye vermiyor.

Şimdi, bir an düşünün, bir iktidar, Türkiye tarihinin en uzun süresince memlekete hükmetmiş, yetmemiş, Türkiye tarihinde hiç kimsenin kullanmadığı kadar büyük kaynak kullanmış; 70 milyar dolar özelleştirme, uluslararası alandan memlekete gelen -özellikle, AKP'nin Avrupa Birlikçi olduğu dönemlerde, 2007'li yıllarda- yaklaşık olarak 600 milyar dolar, vergi gelirleri, kamu bankalarının gelirleri, Fetullah cemaatinin el konulan malları, bunların hepsi bir araya getirildiğinde şu ana kadar hiçbir iktidar AKP kadar büyük bir kaynağa hükmetmedi, bu kadar büyük bir kaynak kullanmadı. Hem bu kadar uzun süre iktidarda kalacaksın hem bu kadar büyük kaynaklar kullanacaksın, dersin bitiş zili çalmasına beş dakika kala da diyeceksin ki "Ya, birtakım sorunlar var, bize biraz daha zaman verin, bu ekonomik sorunları biz bir çözelim."

Şimdi, öyle tuhaf bir şeyle karşı karşıyayız ki yani bu kadar uzun süre iktidarda kalan ve geldiğimiz noktada Plan ve Bütçe Komisyonunda birbiri ardına sözüm ona toplumsal kesimleri rahatlatmak ve refahlarını artırmak adına yasa teklifleri getiren iktidar aslında bir görev kusuru falan işlemedi. Yani yaptıkları, uyguladıkları ekonomi politikalarının doğal sonucuyla karşı karşıyayız ve kimse zannetmesin ki bu bir öz eleştiridir. Yani işte, emekli maaşlarına getirilmeye çalışılan birtakım katkılar -zam da diyemiyorum tam ama- asgari ücretin işte 8.500 düzeyine getirilmesi; ya, bu kesimlere sağlanan destekler şöyle anlaşılmamalı: AKP baktı ki bu politikalar yanlışmış, şimdi onun öz eleştirisini veriyor, bir çeşit tahsilini yapıyor; böyle değil arkadaşlar. 2002'den bu zamana kadar uyguladıkları bir avucu zenginleştiren, halkın genelini ise yoksullaştıran neoliberal kapitalist politikaların iktidarı getirdiği yer budur. Yeniden rıza üretmenin tek yöntemi bu mağdur olan toplumsal kesimlere destek olmaktır. İktidar şu anda bunu uygulamaya çalışıyor, bunu uygulamaya çalışıyor ama bu yaptıkları da derde derman değil. Mesela, emeklilikte 7.500 lira diye... Geçtiğimiz günlerde, Recep Tayyip Erdoğan'ın söylemi üzerine Plan ve Bütçeye gelen bir teklif var. Emekli maaşları 7.500 liraya falan çıkmıyor arkadaşlar, bu bir aldatmaca. Kök ücretler değişmedikten sonra Hazine eliyle oraya yapılacak katkının pratik bir karşılığı yok. Niye söylüyorum bunu biliyor musunuz? Kök ücret değişmediğinde ocak ayında ve temmuz ayında söz konusu olacak zamlar bu kök ücrete göre verilecek; 7.500 liraya göre verilmeyecek, 5 bin küsur liraya göre verilecek. Dolayısıyla bunun aslında emekliler için bir katkı, bir destek değil; tam tersine, emekliler açısından "Kırk katır mı, kırk satır mı?" politikası olduğunu görmek için iktisat dehası olmaya, Karl Marx olmaya falan gerek yok, durum ortada. 7.500 liranın altındakini 7.500 liraya çıkarıyorsun, 7.501 lira alanın maaşında herhangi bir artış yok. Niye seyyanen değil bunlar? Niye biliyor musunuz? Çünkü -2008'di yanlış hatırlamıyorsam- 5510 sayılı Yasa'yı getirdiklerinde biz çok bağırdık; işçi sınıfı örgütleri, sosyalistler çok bağırdık, dedik ki: "Bakın, bu, su katılmamış bir neoliberalizmdir. Bunu yaparsanız insanlar, ücretliler büyük bir açmazla karşı karşıya kalırlar."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

RIDVAN TURAN (Devamla) - İktidar şu anda gücü yetiyorsa 5510 sayılı Yasa'yı değiştirsin, kök ücreti değiştirsin ve ona göre, oranlı bir biçimde, bütün emeklilere yönelik olarak ve en düşük emekli aylığının da asgari ücretin altına düşmeyeceği bir formülasyon arasın. Yapabilirler mi? Yapamazlar. Niye yapamazlar biliyor musunuz? Çünkü fıtratları öyle. Avrupa Birliği süreciyle başlayan, Türkiye'nin çağ atlamasını öngören, bunun propagandası yapan siyasetin geldiğimiz noktada kadın konusunda, Kürt sorunu konusunda, Türkiye'nin temel meseleleri konusunda zaten böyle bir ittifakla iktidarda kalmayı amaçlıyor olması dikkate alınırsa bunun üzerine zaten bir şey söylemek artık mümkün değil ve anlamlı değil. En iyi şey, iktidarın bir an evvel değişmesi ve memlekete iktisaden ve siyaseten huzurun gelmesidir.

Teşekkür ediyorum.