GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİ İLE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:78
Tarih:14.03.2013

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün dört grubun ortak imzasıyla Danışma Kurulunun uzlaşması sonucunda, Ordu ilimizin büyükşehir belediye statüsüne kavuşturulması için hazırlanan bir kanun teklifinin gündeme alınmasını konuşacağız. Bunun için oluşturulan Danışma Kurulu uzlaşma teklifinin görüşülmesi üzerinde, zannediyorum aleyhte söz aldım. Aleyhte lehte olmaz, her grup buna imza atmış bulunmaktayız. Bu sebeple söz aldım, öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu vesileyle -18 Mart Çanakkale Günü, pazartesi gününe geliyor- 18 Martta, 1915 yılında Çanakkale'yi geçilmez kılan, Çanakkale'yi müstevlilerin, emperyalistlerin geçerek yurdumuzu işgal etmesini engelleyen ve bedenlerini toprağa yatıran şehitlerimize, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, yüce Allah'tan rahmetler diliyorum; o günün unutulmamasını, o günün sürekli hatırda kalmasını dileyerek, temenni ederek rahmetler diliyorum şehitlerimize.

Değerli milletvekilleri, Meclisin çalışma gündemini, tabii ki mümkün olabilse, tüm grupların ortak imzasıyla birlikte tanzim etmekte fayda var, özel durumlarda bu türlü uzlaşmalar oluyor ancak bu gündemi mutlaka milletin gündemi hâline getirmek hepimizin sorumluluğu altında. Bugün, devletin gündemindeki konuları, Hükûmetin sorumluluğunda, kanun tasarı ve teklifleriyle buraya getiriyor, gereken düzenlemeleri, hukukları kuruyoruz ama bir de milletin gündemini buraya getirmek lazım. Muhalefet partileri olarak biz, grup önerileriyle, özellikle bu hassasiyet doğrultusunda hareket ediyoruz. Milletin gündeminde hangi konu varsa, hangi sorun varsa, o sorunun burada konuşulmasında fayda görüyorsak, onu buraya bir grup önerisi olarak getiriyoruz.

Bugün, bu vesileyle, Sayın İçişleri Bakanımızı da burada görmüşken bir hususu dikkatinize sunmak istiyorum: AKP iktidarıyla veya AKP iktidarının yönetimindeki devlet görevlileriyle PKK arasında yürütülen müzakerelerin gerekçesi ne olursa olsun, kanın durmasını, gözyaşının dinmesini istemeyen namerttir; hepimiz istiyoruz, bu terörün bitmesini hepimiz istiyoruz. Bunun için başlatılan bu müzakereler bugün ülkenin gündemini bir anlamda gasbetmiş durumdadır. Önemsiz görmüyorum, önemli; bu kanın durması, bu terörün artık bitirilmesi için yapılması gereken her ne varsa onun yapılmasını, Milliyetçi Hareket Partisi olarak her defasında ifade ediyoruz ama bunun bir müzakereyle değil, bu kanı akıtanla müzakere ederek değil, bir mücadeleyle mümkün olabileceğini ısrarla söylüyoruz. Çünkü, müzakere ederek bugüne kadar sonuç alınamadığını hep beraber biliyoruz. Yeni bir hayal kırıklığı yaratmaya hakkınızın olmadığını buradan hatırlatıyoruz. Özellikle, bu müzakereleri milletin egemenliğini paylaşmanın üzerinden yapıyorsanız, devletin kuruluş hukukunu değiştirmeyi pazarlık masasına getiriyor, bunun üzerinden Anayasa'da bir değişiklik yapmayı, bu memleketin, bu milletin kimliğini, özne mahiyetindeki kimliğini, bu toplumsal sözleşme mahiyetindeki Anayasa'dan çıkartmayı öngörerek pazarlık masasına yatırıp bir müzakere yapıyorsanız, buna gücünüzün yetmeyeceğini, buna hakkınızın olmadığını, bunun meşru olmayacağını da buradan ifade ediyorum.

Ancak, zannediyorum, hepinizin dikkatinden kaçan bir meseleyi de dikkatinize sunuyorum, Sayın İçişleri Bakanımızın burada olmasını vesile kılarak. Fırsat olabilseydi önce kendilerine götürecektim ama arkadaşları     -fırsat buldular- sürekli kendisini meşgul ettikleri için götüremedim. Bakın, gazetelerimizde yer almayan bir haber ama PKK'nın İnternet sitelerinde sürekli yazılan bir haber, tarihini de söyleyeyim, 6 Mart günü Cudi Dağı'nda, Gabar Dağı'nda Türk Silahlı Kuvvetleriyle PKK arasında yaşanan çatışmalarda 4 askerimizin şehit edildiği yazıyor.

Sayın Bakanım, bu konuyu basın yazmıyor olabilir, basının yazmaması için her türlü tedbiri alıyor olabilirsiniz, müzakere süreci zarar görmesin diye yutkunuyor olabilirsiniz; hatta birtakım bize yakışmaz, taşıyamayacağımız tedbirler de alıyor olabilirsiniz ama bu müzakereler devam ederken, eğer, bunun karşılığı olarak Türk insanının PKK tarafından şehit edilmesine karşı çıkmıyorsanız, böyle bir hakkınız yok. Bu haber, İnternet portallarında var, "Gabar'da çatışma, 4 asker şehit oldu."

Dün, Adıyaman'dan aradılar beni, Adıyamanlı 2 tane köy korucusu Şırnak'ın Cizre ilçesinde PKK'lılar tarafından şehit edilmiş, hakaret edilerek şehit edilmiş ve deniliyor ki: "PKK'nın elinde koruculardan listeler var. Bu listelerde bulunan insanlar tek tek kıstırılarak öldürülüyor. "

Sayın Bakanım, Sayın Hükûmet, değerli milletvekilleri; Sayın Başbakan Yardımcısının bir sözünü size hatırlatacağım, diyor ki: "PKK jest yaptı, rehin tuttuğu insanlarımızı serbest bıraktı." PKK bu jesti sizin hangi jestinizin karşılığında yaptı? Bunun cevabını vermek mecburiyetindesiniz. Eğer bu jestiniz insanımızın kanının akıtılmasıysa Allah indinde sorumlu olursunuz, sizi millete şikâyet ederiz.

Bu haberleri yazmayan basını da kınıyorum. Eğer Gabar Dağı'nda 4 askerimiz şehit edildi de bunu medya Türk insanına duyurmadıysa bu medya kimin medyası? Bu Hükûmet kimin hükûmeti? Bu konuda Sayın İçişleri Bakanından da bir açıklama bekliyoruz.

Tekrar ediyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk milletinin Meclisi, Türk milletinin sorunlarının konuşulacağı bir yer. Hükûmetin gündemi farklı olabilir; kendi sorumlulukları, kendi programları doğrultusunda gerekli gördüğü kanunları buraya getirebilir ama bu milletin gündemini de konuşmak mecburiyetindeyiz. Bu milletin çocukları sizin müzakerenizin sağlıklı yürümesi için hayatlarını PKK'nın önüne atıyor, şehit oluyorlarsa buna karşı çıkmamız gerekiyor. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda bir açıklama bekliyoruz. Bu müzakereler devam ederken PKK öncelikle koruculara dönük böyle bir imha hareketine girdi mi, girmedi mi? İsimleri de var bu korucuların, şehit edilen korucuların Sayın Bakan. Ayrıca, 6 Mart günü Gabar Dağı'nda 4 Türk askeri PKK tarafından şehit edildi mi, edilmedi mi? Bu konuda da sizlerden bir açıklama beklemekteyiz.

Ben tekrar söylüyorum: Siz, Türk insanının kanını akıtan, anaların gözyaşını akıtan, Türkiye'ye saldıran PKK'yla neyin karşılığında müzakere ediyorsunuz, neyi vererek müzakere ediyorsunuz, hangi jestleri yaparak PKK'yla müzakere ediyorsunuz? Eğer bu müzakerelerin karşılığında PKK'nın Türk insanını katletmesini Türk milletinin gözünden saklamayı bir politika olarak bu millete dayatıyorsanız, Sayın Bakan, bunun hesabını biraz zor verirsiniz. Bu konuda sizden gerçekten Meclis olarak da, Milliyetçi Hareket Partisi olarak da, Türk milleti olarak da bir açıklama beklemekteyiz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)