| Konu: | Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 30.03.2023 |
CHP GRUBU ADINA YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 407 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümünde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, önceki dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekilliği yapmış bir arkadaşınız olarak bu dönem Meclisimizdeki bu zarafeti, bu nezaketi için -aynı zamanda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kıyafeti olan frak giyerek Meclisimizi yöneten- Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Haydar Akar'a teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Onun zarafeti, onun nezaketi inşallah önümüzdeki dönemde tüm Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlarına ve Başkan Vekillerine nasip olur diyorum.
BAŞKAN - Ben de teşekkür ediyorum Yaşar Bey, bu nazik ifadeleriniz için, teşekkür ediyorum.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) - Sağ olun.
Değerli arkadaşlarım, evet, bu teklifin ikinci bölümündeki maddeler ağırlıkla yerel yönetimleri ilgilendiriyor. İl özel idareleri ve belediyelerle ilgili düzenlemeler var. Aynı zamanda yerel yönetimlere merkezî yönetim bütçesinden yapılabilecek yardımlara ilişkin kısıtlamalar kaldırılıyor. Yine, büyükşehirlerde mahalleye dönüşen köy ve beldelerde 2022 yılı sonuna kadar tanınan bazı ayrıcalıkların süresinin 2025 yılının sonuna kadar devam etmesi şeklinde bir teklif söz konusu.
Değerli arkadaşlarım, evet, teklifin içerisinde bizim de destek verdiğimiz bazı maddeler söz konusu ama teklifin geneline baktığımızda bu teklife "kabul" yönünde oy vermemiz söz konusu olmayacaktır.
Değerli arkadaşlarım, kısa bir süre önce bir deprem felaketi yaşadık. Bu deprem felaketinde, maalesef, bir iş bilmezliğin, bir liyakatsiz yönetimin sonucunda çok ciddi sıkıntılara, yaralılara ve ölüme sebebiyet veren sonuç aldık. Ben, bu depremde vefat eden tüm vatandaşlarıma Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bu deprem sürecinde parti ayırmaksızın, AK PARTİ'li, MHP'li, Cumhuriyet Halk Partili, gerçekten tüm belediye başkanlarımız, ekipleriyle, kadrolarıyla, iş makineleriyle, insan gücüyle olağanüstü bir katkı sağladılar. Ben, bütün belediyelerimize ve belediye başkanlarımıza huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Peki, bu yerel yönetimler bu kadar bütçesini kullandı, bu kadar imkânını kullandı; biz Meclis olarak, Hükûmet olarak belediyelerimize hangi imkânları sunduk? Maalesef, hiçbir imkânı sunmadık. Belediyelerimizin bütçesi bitme noktasına geldi, ek bütçe yapılabilmesi için çoğunluğu olmayan belediyelerimizde sorunlar yaşıyoruz; belediye meclisi üyelerimiz ek bütçe yapılmasına, muhalefet partisi belediyelerinde meclis üyeleri ek bütçe yapılmasına destek ve katkı vermiyorlar. Peki, bizim Cumhuriyet Halk Partisi Yerel Yönetimler Birimi olarak başta Genel Başkan Yardımcımız Seyit Torun'un ve Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün olarak benim vermiş olduğumuz kanun teklifleri var. Bu teklifte diyoruz ki: Büyükşehir dışındaki belediyelerin merkezî hükûmetten gelen payının yüzde 1,5'tan 2,5'a çıkarılmasını teklif ediyoruz. Yine, büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerimizin merkezî bütçeden gelen payının yüzde 4,5'tan yüzde 6,75'e çıkarılmasını talep ediyoruz. Yine, il özel idareleri payının yüzde 0,5'ten yüzde 0,75'e çıkarılmasını talep ediyoruz. Yine, aynı zamanda belediye borçlarının kesinti oranının yüzde 40'tan yüzde 20'ye düşürülmesini talep ediyoruz. Bunu niçin istiyoruz? Sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeler için istemiyoruz, tüm belediyelerimiz için istiyoruz. Bakınız, bu adaletsizliği bu Meclisin mutlak surette gidermesi gerekiyor. Örnek veriyorum: Büyükşehirde yaşayan Yaşar İller Bankasından gelen paydan yüzde 4,5 alıyor ama Bilecik'te yaşayan Yaşar İller Bankasından yüzde 1,5 pay alıyor. İşte, adaletsizliğin en somut örneğini burada yaşıyoruz. Eğer bu ülkede kamu düzenini, bütünlüğünü düşünüyorsak, büyükşehirlerin dışındaki geri kalan illeri de bütünşehir yaparak, oradaki il özel idarelerini de bütünşehirlerle bütünleştirilerek gerçekleştirirsek vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermiş olacağız değerli arkadaşlar.
Evet, yirmi bir yılda 9 kez imar affı çıkardınız. İmar aflarına reklam filmi çekip seçim meydanlarında övünerek imar affına başvuranların rakamlarını açıkladınız. Hiçbir test yaptırmadan, vatandaştan para toplamak için depreme dayanıksız evleri af kapsamına soktunuz. Bu kapsama karar verenleri suçsuz, vatandaşımızı suçlu saydınız. Milyar dolarlarla gelir elde ederken belediyelere imar affından hiçbir şekilde pay ayırmadınız. Gerçeği yönetemiyorsunuz ama bir algıyı yönetmeye çalışıyorsunuz. Ben size kayıtlara girsin diyerek, bu algının değil gerçek rakamların Türkiye Büyük Millet Meclisinin kayıtlarına girmesini talep edeceğim. Türkiye genelinde bulunan Cumhuriyet Halk Partili belediyeler toplamda 9.214 aracı deprem bölgesine gönderdiler. 27.085 personel gönderdiler. Yine, 7.050 adet insani yardım ve insani yardım koşullarına uygun araç ve gereç gönderdiler. 154 adet mobil mutfak gönderdiler. 169 adet ikram aracı gönderdiler. 18 adet fırın gönderdiler. 3 milyona yakın battaniye, 48 bine yakın çadır, 1.141 tane konteyner, 2.900 jeneratör ve 2 bine yakın mobil WC ve duş gönderdiler ve 6 milyona yakın da hijyen paketi gönderdiler. Ben tüm Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarımıza yapmış oldukları bu yardımlardan dolayı huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, geçtiğimiz bütçe görüşmelerinde İçişleri Bakanlığı bütçesinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ben konuşmuş idim. Burada konuşma yaparken arkada komisyon sırasında bulunan İçişleri Bakanı Sayın Soylu Bilecik'le ilgili bana laf atmış, Bilecik Belediyesinde yaşananlarla ilgili bana laf atmış. Gerçekten, o anda duymuş olsaydım ona cevap verirdim. Duymadım, sonra da Meclis tutanaklarına baktığımda "Bilecik Belediyesini soydunuz, soğana çevirdiniz." şeklinde laflarını tutanakta gördüm ve tespit ettim. Bakınız, değerli arkadaşlarım, evet, Bilecik Belediyesinde böyle bir olay vuku bulmuştur. Bu olay vuku bulur bulmaz partimizin en yetkili organı yani Merkez Yönetim Kurulumuz ilgili şahsı Yüksek Disiplin Kuruluna kesin ihraç talebiyle tedbirli olarak göndermiştir yani İçişleri Bakanı dönemin Belediye Başkanını görevden almadan önce partimiz zaten ihraç talebiyle disipline göndermiştir. Partimizin en üst organı olan Yüksek Disiplin Kurulumuz ocak, şubat, mart ve nisan aylarında toplanarak ilgili şahsın ifadesini almıştır ve Yüksek Disiplin Kurulumuz bu şahsı partiden ihraç etmiştir. Aramızdaki fark şudur: Biz yüz yıllık bir siyasi partiyiz. Uyuşturucu baronları, rüşvet çeteleri, diğer çeteler suç işlediğinde onları yanı başımıza alıp makamlarımızda boy boy fotoğraf çektirmedik, ilgili makamlara sevk ettik; partimizin de böyle bir kararı, Yüksek Disiplin Kurulu kararı söz konusudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) - Şimdi, bu ilgili şahıs, geçtiğimiz hafta başka bir davadan dolayı iki yıl bir ay ceza almıştır; görevi kötüye kullanmak, haksız mal varlığı edinmek ve bu rüşvet olayından dolayı 3 ayrı dosyası mahkemelerde devam etmektedir. Yüce mahkemenin vereceği karara bizler de saygı duyacağız. Yani aramızdaki fark şudur: Bir suç işlenmişse, ortada bir suçlu söz konusuysa parti olarak, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizlerin gereğini yaptığımızı ifade etmek istiyorum. Mahkemesi devam eden bu konu hakkında da fazla yorum yapılmasının doğru olmadığını düşünüyorum.
Sonuç olarak değerli arkadaşlarım, sizler dört yıl önce tam bu tarihte "İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder." demiştiniz. İstanbul seçimlerini Millet İttifakı'nın adayı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Selamlayalım.
Önceki dönem Meclis Başkan Vekili olarak size böyle bir ayrımcılık yapalım.
Buyurun.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) - Evet, İstanbul'da, Millet İttifakı'nın adayı, Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu seçilmiştir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - İstanbul'da mecliste çoğunluğu yok, Ankara'da da öyle.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) - Aslında sizin sözünüzde durmanız gereken nokta burasıdır. İstanbul'u kaybeden tüm Türkiye'yi kaybettiğine göre, şimdi de Millet İttifakı'nın adayı Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun 14 Mayısta Türkiye Cumhuriyeti'nin 13'üncü Cumhurbaşkanı olacağını ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum arkadaşlar.