GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:84
Tarih:04.04.2023

CHP GRUBU ADINA TACETTİN BAYIR (İzmir) - 434 sıra sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi selamlıyorum.

6 Şubat tarihinde 11 ilimizi etkileyen depremle birlikte telafisi hiçbir zaman mümkün olmayacak büyük kayıplar yaşadık. Bugün bizim bu sorunların çözümüne ilişkin neticeler almamız gerekirken OSB kanunu görüşüyoruz. Bu kanun çok mu acildi? Bu kanunun neresinde depremden etkilenen sanayicinin sorununu çözecek bir madde var, ne yazık ki yok. Oysa ki bugün, burada "Depremle yıkılan organize bölgelerde acil ne yapabiliriz?" sorusu üzerine görüş alışverişinde bulunabilir ve tartışabilirdik.

Değerli Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; kanunun Anayasa'ya aykırı olduğunu mu, vakıflar üzerindeki sorunlarını mı, yoksa vatandaşların elinden zorla alınacak toprakları mı anlatmaya başlasam, bilemiyorum. Hepimiz hangi partiden olursak olalım, öncelikli olarak kamu yararını gözetiyoruz. Ancak burada bir şeyi ifade etmem lazım, müsaade ederseniz, öncelikli olarak düşündüğümüz kamu yararı sadece ve sadece organize sanayi bölgeleri değildir arkadaşlar. Tarım alanları da korunmalıdır, onlar da öncelikli kamu yararı içermektedir yani OSB'lerde kamu yararı olduğu gibi tarım alanlarında da kamu yararı vardır. Her geçen gün dışa bağımlı bir hâle geldik, oysa bir dönem çocukluğumuzda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biriydik. Bugün tarım ve gıdada dünya kadar gıda maddesi ithal eder hâle geldik.

Teklif'in 10'uncu maddesinde İzmir Kemalpaşalılar, "Burası OSB bölgesinin içine alındığında biz mahkemeye müracaat ettik." diyorlar ve mahkemeden hâkim, tarafsız kararıyla yani dikili olan tarla ya da mera olan ya da orman olan yerlerini haklı olarak "Burada kamu yararı vardır, bu tarım arazileri korunmalıdır." demiş. Köylünün elindeki tapulu yani "Atalarından, dedelerinden kalan tapulu araziyi alamazsınız." dedi mahkeme. Ancak şimdi görüyoruz ki mahkeme yoluyla aşamadığınız bu yolu, burada yeni bir yasa çıkararak o köylülere arkadan dolanıp gol atmaya çalışıyorsunuz ve ellerindeki tarlaları almaya çalışıyorsunuz; bu, doğru bir davranış değildir arkadaşlar. Yani burada dikili tarlayı, merayı, ormanı kamu yararı diyerek sanayi bölgesine çevirmek, mahkemelerin verdiği karara karşı çıkacak yeni bir kanunla köylüyü teslim almaya çalışmak yani arkadan dolanmak, bize yakışmaz ayrıca bunu çiftçiye, köylüye anlatamazsınız.

Rant konusunda sanayide ve sitelerde çevreyi düşünmediğiniz gibi çocuklarımızın geleceğini de düşünmeyen davranışlar içindesiniz. Yani hangi hakla siz atalarından, dedelerinden miras kalan tarım arazilerini çiftçinin, köylünün elinden emrivakiyle alıyorsunuz. Yıllarca ailesinin geçimini o topraklardan sağlamış köy insanını neden topraklarından dışarıya atıyoruz, böyle bir adalet olabilir mi? OSB ilan edilecek olan verimli tarım arazisinin kamulaştırılmasının karşısında köylü direniyor, yürütmeyi durdurma kararı aldırıyor mahkemeden; siz bunu dikkate almayıp OSB inşaatlarına devam etmek istiyorsunuz. Köylünün toprağına el koyamazsınız, koydurtmayacağız.

Arazilerin elinden alınması, sanayi bölgesinin açılması kamu yararına olacak deniyor, peki tarım alanlarının korunması kamu yararını kapsamıyor mu? İlla bir şeyler kamulaştırılacaksa rant için arazi satın alanların arazileri kamulaştırılsın. Ayrıca vatandaşlar bu arazileri OSB'den almamışlar veya OSB'ye sonradan katılımcı olmamışlar -diğer sanayilerde de olduğu gibi- OSB tarafından sonradan kişilere arsa tahsisi yapılmamış, köylüler ve arazileri evvelden beri burada bulunmakta. Daha önce tüzel kişiliği mahkeme kararıyla iptal edilen Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi (KOSBİ) ıslah OSB Kanunu'yla tüzel kişilik kazanarak kamulaştırılma yapılmış olup bu bölgeye OSB kurulmuştur.

Komisyonda da örnek vererek anlattım ama iktidar partisi vekilleri, ısrarla sanki Cumhuriyet Halk Partisi yani bizler sanayiye karşıymışız, sanki üretim karşıtıymışız gibi konuyu çarpıtıyorlar. Tekrar söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partisi olarak organize sanayi bölgelerinin kurulmasına karşı değiliz. Biz fabrikaların verimli tarım arazileri üzerine, ovalara yapılmasına karşıyız. Niçin? Son deprem de bize gösterdi ki tarım toprağı, zemin olarak depreme dayanıklı değil. İşte son depremde Hatay ilimizde tarım alanı üzerinde ovaya yapılan organize sanayi bölgesinde bir tek bina sağlam kalmazken 40 kilometre gerisinde, hemen dağın yamacına yapılan OSB'de bir tek çatlak bile olmamıştır.

Bunlardan biz ders çıkartmayacak mıyız, akıllanmayacak mıyız? Yani 10, 12, 15 ve 19'uncu maddeleri geri çekmeyi düşünmez misiniz? Biz maddenin bu hâlinin kanunlaştırılmasında geçici 17'nci maddenin son cümlesinin tekliften çıkartılmasını veyahut "OSB tarafından devredilmemiş taşınmazlar ise OSB adına kamulaştırılamaz" şeklinde değişmesini talep ettik ancak maalesef Komisyondaki iktidar milletvekillerinin oylarıyla bu önerimiz kabul edilmedi. Oysaki Anayasa'nın "mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35'inci maddesi şöyledir: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." Anayasa'nın 35'inci maddesinin birinci fıkrasında "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir." denilmek suretiyle mülkiyet hakkı güvenceye bağlanmıştır. Bundan dolayı söz konusu kanun teklifi açıkça Anayasa'ya aykırıdır.

Kaldı ki bir şeyi de anlamakta zorluk çekiyorum, artık gidiyorsunuz. Evet, evet, gidiyorsunuz; görünen köy kılavuz istemez. Seçime kırk gün kala bu kanun teklifini getirmeyi etik ve ahlaki olarak doğru buluyor musunuz?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; muhtemelen 27'nci Dönemdeki son konuşmam olacağı için süremin geri kalan bölümünde 14 Mayısta...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yarın da var, yarın da. Yarın ben sana söz veririm.

TACETTİN BAYIR (Devamla) - Konuşmada söz hakkı.

14 Mayısta yapılacak seçimler için seçmenlerimizin sandığa gittiğinde mühür vuracağı sırada unutmaması gereken ve hafızalarda sürekli kalması gereken bazı şeyleri söylemek istiyorum: Sandığa giderken vatan topraklarımızı Araplara peşkeş çekip satanları sakın unutmayın. Gün ışığı doğmadan gecenin bir yarısı uykulu gözlerle çocuklarımızı okula gönderenleri unutmayın. İki ay sonra verilen hastane randevularına sebebiyet verenleri unutmayın. Sınav sorularının çalınmasına göz yumarak çocuklarımızın hakkını yiyenleri unutmayın. Ulusal bayramlarda Anıtkabir'den yolu geçmeyenleri de unutmayın. Kadın cinayetlerinin önlenmesiyle ilgili olarak harekete geçmeyip kadınların katledilmelerine ses çıkarmayanları unutmayın. Ülkenin kozmik odalarına girilmesine izin vererek devlet sırlarına erişmelerine izin verenleri unutmayın. Her ilde üniversite açarak niteliksiz ve kalitesiz bir eğitime yol açanları unutmayın. Gerçek enflasyon verileri yerine pembe tablolarla yalan üzerine kurulu enflasyon rakamları açıklayan TÜİK'i unutmayın. "Bir maaşla nasıl geçinirim?" diye kara kara düşünürken kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sayarak 5-6 ayrı makamdan maaş alanları unutmayın. Çocuğunuza bir mandalina bile alamayıp kendiniz bir bardak çayın hesabını yaparken ejder meyvesi yiyip kilosu 3 bin lira olan beyaz çay içenleri de unutmayın. "Ne istediniz de vermedik." deyip ülkede darbe girişiminin yapılmasına yol açanları da unutmayın. Pandemide bir maske, depremde bir çadır bile dağıtmayı beceremeyenleri asla unutmayın. Cumhuriyet Dönemi'nden kalan fabrikalarımızı satanları unutmayın. Askerlerimizin başlarına çuval geçirilmesine ses çıkarmayanları unutmayın. Sınır güvenliğimizi âdeta yol geçen hanına çevirip Suriyelileri başımıza bela edenleri unutmayın. Ülkemizi uyuşturucu ticaretinin içine sokup mafya liderlerinin ülkemizde cirit atmalarına neden olanları unutmayın. İhaleye fesat karıştırarak tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmayanları unutmayın. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan insanlar arasında kadro ayrımı yapanları unutmayın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız.

TACETTİN BAYIR (Devamla) - 8 kez imar affı çıkararak insanların evlerini beton tabutlar hâline getirip ölümlerine neden olanları unutmayın. İşin ehlini atamak yerine akrabasını, eşini, dostunu kurumların başına getirenleri unutmayın. Depremde evlat edinecek ailelere "Onlar sizin öz çocuğunuz değil, evlenebilirsiniz." diye fetva verenleri, buna ses çıkarmayanları unutmayın. Kızılayın depremde vatandaşlara çadır dağıtmak yerine başka bir sivil toplum kuruluşuna çadır satmasına laf etmeyenleri unutmayın. Temelsiz temel atarak milletin aklıyla dalga geçenleri unutmayın. Yirmi bir senedir bu ülkeyi yönetip hâlâ utanmadan, sıkılmadan bir şans daha isteyenleri unutmayın; hakkınızı da helal edip helalleşmeyin. Her seçim arifesinde petrol bulup, her seçim arifesinde tank üretip, araba üretip, fabrika temelleri atıp seçim sonrası unutulan bu hayalî üretimleri unutmayın. (CHP sıralarından alkışlar)