GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2017-2018 ve 2019-2020 Yılları Denetimine İlişkin Raporlarının Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'nin 2019-2020, Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nin 2019-2020, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin 2019-2020, Askeri Fabrika ve Tersane İşletme A.Ş.'nin 2019-2020, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020,Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık A.Ş.'nin 2020, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.'nin 2019-2020, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2019-2020 Yıllarına Ait Bölümleri ile Raporların Bu Bölümlerine Yapılan İtirazlar ve Komisyonun Görüşü münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:84
Tarih:04.04.2023

MHP GRUBU ADINA MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, kurucu liderimiz merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'in Hakk'a yürüyüşünün 26'ncı seneidevriyesi. Bu vesileyle merhum Başbuğ'umuzu rahmetle minnetle anıyorum, mekânı cennet olsun diyorum.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu raporlarına yaptığı itirazlar nedeniyle hazırlanan Komisyon raporu üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Türk milletini ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, denetim bir ihtisas konusudur; kendine has ilkeleri, kuralları, usulleri, standartları ve kavramları vardır. Bunlar dünyanın her yerinde de aynıdır ve geçerlidir. Bunlar bilinmeden, hatta özümsenmeden sağlıklı bir denetimin yapılması veya yapılmış olan bir denetimin değerlendirilmesi çoğu zaman mümkün olmayabilir. Bugün Genel Kurulun gündemine getirilmiş olan KİT'lerin denetim raporlarına yapılan itirazların önemli bir kısmının da bu minvalde olduğunu baştan belirtmek isterim.

Değerli milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarının denetim konusu Anayasa'mızın 160'ıncı ve 165'inci maddelerinde düzenlenmiştir. Anayasa'mızın 160'ıncı maddesi gereğince Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek, sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlemlerini yapmakla görevlidir. 165'inci madde ise sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı devlete ait olan kuruluş ve ortaklıkların Türkiye Büyük Millet Meclisince denetleneceğinin bir yasayla yapılması gerektiğini emretmektedir. Şimdi, buna göre, 5018 sayılı Kanun kapsamındaki idareleri 160'ıncı madde uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetleyip sonuçlarını kesin hükme bağlarken, 165'inci madde hükmü gereğince çıkarılan 3346 sayılı Kanun'a göre Sayıştayın KİT'lerin denetimiyle ilgili hazırladığı raporlar KİT Komisyonunun denetimine dayanak oluşturur.

Özetle, Anayasa gereği KİT denetimi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yapılır yani denetim süreci bu çatı altında hükme bağlanarak tamamlanır. Sayıştay tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan rapor, biraz önce de ifade ettiğim gibi, KİT Komisyonunun denetimine sadece bir dayanaktır. KİT'lerin denetimi, Sayıştay Denetim, Planlama ve Koordinasyon Kurulunca hazırlanan denetim programlarıyla başlayan ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde nihai karara bağlanarak son bulan bir süreçtir.

Değerli milletvekilleri, burada, özellikle gelen raporlarda ve itirazlarda üzerinde en fazla durulan konulardan bir tanesi Sayıştay bünyesinde yer alan Rapor Değerlendirme Kuruludur. Maalesef, KİT Komisyonu üyesi arkadaşlarımızdan bazıları dahi gerek Komisyon çalışmalarında gerekse bu konular gündeme geldiğinde Sayıştaydaki bu Rapor Değerlendirme Kurulunu siyaseten oluşturulmuş, yasal bir dayanağı olmayan ve bu kamu iktisadi teşebbüslerinden gelen denetim konularını filtrelemek üzere yapılmış bir oluşum olarak sunmaktadırlar. Oysa Rapor Değerlendirme Kurulu, yine bu çatının altında seçilmiş Sayıştay üyelerinin de içinde bulunduğu Sayıştay Genel Kurulundan seçilen ve yine bu konuda ihtisas sahibi 2 daire başkanının yer aldığı ve yine KİT'lerde denetim yapan denetim ekiplerinin, denetim gruplarının başkan ve denetçilerinin de yer aldığı bir ortamda denetim raporlarını değerlendiren bir kuruldur. Burada üzerinde durmamız gereken, dikkatlere getirmemiz gereken önemli bir husus şudur: Gruplar tarafından hazırlanan yıllık denetim raporları grupların raporlarıdır. Rapor Değerlendirme Kurulu, buradan seçilmiş üyelerin görev yaptığı bu Kurul, bu gelen denetim konularını burada inceler ve hatta bu inceleme sırasında denetimi yapılan kurum ve kuruluşların üst düzey yöneticileri de buralarda yer alabilir. Bunun sonucunda çıkarılan, nihai hâle getirilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan nihai raporlar Sayıştay raporudur, o zaman kurumsallaşmış olur. Dolayısıyla Rapor Değerlendirme Kurulu, uluslararası denetim standartları gereğince bir denetim güvence sistemi oluşturmaktadır ve böyle de işlev ve görev yapmaktadır. Niçin bunun üzerinde bu kadar durdum? Çünkü her seferinde hangi kuruluş, hangi KİT denetlenecek olsa onunla ilgili bir konu gündeme geldiğinde, genel denetim konusu görüşüldüğünde Sayıştayda Rapor Değerlendirme Kurulunda birçok konunun çıkarıldığı konuşuluyor, bunlar sürekli gündeme getirilerek burada bu Kurul sanki yasal olmayan bir kurulmuş gibi lanse edilmeye çalışılıyor, siyaseten kurulan bir oluşum olarak anlatılmaya çalışılıyor. Ben bunu samimi bulmuyorum, bunun uluslararası denetim standartları gereğince de olması gereken, denetimin kalite güvencesiyle alakalı bir konu olduğunu ifade etmek istiyorum çünkü itirazlarda, önümüze gelen raporların büyük kısmında da özellikle bu Kurulla ilgili yanlış anlaşılmaya sebep olacak ifadeler bulunmaktadır. Burada bir samimiyetsizlik olduğunu düşünüyorum. Ben de burada bu itiraza itiraz ediyorum. Eğer burada gerçekten bir samimi yaklaşım olsaydı, bugüne kadar bu Kurulla ilgili ya da Sayıştayın denetim süreçleriyle ilgili bu yasalara yönelik değişiklik önerileri, teklifleri yapılabilirdi ama böyle bir şey bugüne kadar yapılmamış. Sadece, KİT Komisyonunda ibra edilmiş olan birçok KİT'in belki hakikaten denetimin temel esas ve ilkeleri, temel standartları, genel kabul görmüş kavramları ve ilkelerinin çoğu zaman yanlış anlaşılmasından kaynaklı değerlendirmeler olduğunu da açıkça ifade etmek istiyorum.

Söylenecek çok şey var ama şunu ifade etmek istiyorum değerli milletvekilleri: Tabii, parti gruplarına bir tavsiyede bulunmak benim haddim olamaz elbet ancak KİT Komisyonu teknik bir Komisyon; önümüzdeki dönemlerde bu Komisyonda, mümkün olduğu kadar, parti gruplarından denetim konularına aşina üyelerin olmasının gerçekten bu Komisyonun daha faydalı, daha verimli işler yapması açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Aksi takdirde bazen bir basit kavramın çok yanlış anlaşılmalara neden olabileceğini... Örneğin uluslararası denetim standartlarına göre denetim görüşünde olumsuz görüşü gören bazı üyelerimiz bunu bir yolsuzluk olarak hiç alakası olmayan bir yere çekebilmektedir, bu noktada kurumlarımızı töhmet altında bırakabilmektedir.

Hepinize tekrar saygılarımı sunuyorum, çalışmalarda başarılar diliyorum.