GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2017-2018 ve 2019-2020 Yılları Denetimine İlişkin Raporlarının Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'nin 2019-2020, Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nin 2019-2020, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin 2019-2020, Askeri Fabrika ve Tersane İşletme A.Ş.'nin 2019-2020, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020,Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık A.Ş.'nin 2020, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.'nin 2019-2020, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2019-2020 Yıllarına Ait Bölümleri ile Raporların Bu Bölümlerine Yapılan İtirazlar ve Komisyonun Görüşü münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:84
Tarih:04.04.2023

HDP GRUBU ADINA ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 27'nci Dönemin sonuna geliyoruz. Bir beş yılın muhasebesini yapmak lazım ancak AK PARTİ sıraları boş; nereye kaçtılar bilmiyorum ama sorulacak sorular ve istenecek hesaplar var. Hiçbir yere kaçamayacaksınız; bu millet sizden ağır bir hesap soracak, demokrasi içinde soracak bunu. Elinizi vicdanınıza koyun, bir beş yılın muhasebesini yapın arkadaşlar. AK PARTİ-MHP cumhur zulüm ittifakı bir çıkar ittifakıdır; kimi zaman hakkı, hukuku, adaleti, Anayasa'yı çiğnediler, kimi zaman kendi ilkelerini de çiğnediler. Devlet Bahçeli'nin emriyle, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un sahte tutanağıyla Meclisten vekil çıkartan, ardından AYM'nin iptal kararı sonrasında Anayasa Mahkemesine hakaretler yağdıran bir ittifak oldu AK PARTİ-MHP cumhur zulüm ittifakı. "Gazi Meclis, Gazi Meclis" dediniz, Anayasa'ya aykırı yasalar çıkardınız. AYM'den bunlar dönünce de yine bu yasaları sonuna kadar dayattınız, AYM'yi tanımayan "Onu kapatacağım." diyen bir zorbalığa imza attınız. Nerede AYM, AİHM kararlarını bile tanımadınız; Sayın Selahattin Demirtaş, Sayın Osman Kavala zindanlarda. Cezaevleri mahpus doldu; hasta oldular, öldüler, büyük acılar çektiler. En çok yaptığınız devlet kurumu cezaevleri oldu; 399 cezaevi yaptınız, 22 cezaevi daha yapıyorsunuz, yeri göğü cezaeviyle doldurdunuz.

Kürt'ü, Alevi'yi, gayrimüslimi çok üzdünüz; Müslümanları "Allah, kitap, vatan, bayrak" diyerek kandırdınız. Parti merkezimizde Deniz Poyraz'ımızı katlettiniz. Kürtçe konserleri yasakladınız; statlarda "Yeşil" "beyaz Toros" afişleri astırdınız. Kürt'ü -Kürtçeyi- üçüncü sınıf vatandaş ilan etmeye çalıştınız.

İfade özgürlüğünü ayaklar altına aldınız. "Hak" diyeni, yallah, cezaevlerine gönderdiniz. Ne ifade özgürlüğü ne de medya özgürlüğü bıraktınız. Binlerce bebek, çocuk cezaevlerinde annesiyle çile çekti, diğer çocuklar akrabalarının yanında kaldı. Binlerce bebek, çocuk sizin döneminizde cezaevlerinde kaldı; utanç verici bir hâldir! Hamile kadınlar, lohusa kadınlar cezaevindeydi, cezaevinde doğum yaptılar. Utanç verici bir Türkiye Cumhuriyeti dönemi iktidarı, ittifakı oldunuz.

Komutanlarının emrini dinleyen erleri, askerî öğrencileri, kursiyer teğmenleri acımasızca müebbet hapse mahkûm ettiniz; erleri, öğrencileri darbeci ilan ettiniz. Gençleri, güvenlik soruşturmalarıyla, sahtekâr mülakatlarla vurdunuz, susturdunuz.

En güveneceğimiz kurum olan yargıyı yürütmenin kulu kölesi yaptınız. İstemediğiniz kararı veren savcıları, yargıçları sürdünüz; coğrafi güvence palavrasını attınız, bir defa bile bunu yerine getirmediniz. Çıplak arama rezaletine imza attınız. KHK zulmüne imza attınız; yüz binlerce kişiyi işinden attınız, aç susuz bıraktınız, özel sektörde çalıştırmadınız, pasaportlarını iptal ettiniz, süründüre süründüre öldürmeye çalıştınız ve depresyonlar, yoksulluklar, sosyal dışlamalar içinde bıraktınız. En az 140 KHK'li intihar etti, yine vicdanınız sızlamadı, umurunuzda değil. Binlerce defa burada size anlattım, vicdanınız hiçbir defa sızlamadı. Cezaevleri ağzına kadar legal kriterlerin illegal kabul edildiği mahpuslarla doldu. İnsanlar kaçırıldı, en az 35 kişi kaçırıldı ve aylarca işkence edildi ve onlardan 3'ü yok şu anda. Bulunanlar ya cezaevlerinde ya Ankara Emniyet müdürlüklerinde çıktı. Sunay Elmas, Ayhan Oran, Yusuf Bilge Tunç yok şu anda, yok; ne dirileri var ne ölüleri var; memleketi 90'lara çevirdiniz, 90'lara.

Bakın, Emniyet müdürlüklerinde korkunç işkencelere imza attınız; makata cop sokma işkencesi Ankara Barosunun raporlarına geçti, resmî raporlara geçti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Nice intiharlar oldu; mazlumlar intihar etti, çocuğuna pantolon alamadığı için intihar etti mazlum insanlar. Döneminizde Covid de bir skandalla seyretti, ispatlarım size, Covid ölümlerini de örtbas ettiniz, yok şu anda kayıtta bunlar; bunu da tespit ettik.

Bakın, yirmi yıllık manevi enkazınızın, çöküşünüzün ardından âdeta bunu görmeyenlerin görmesi için bir büyük maddi enkaz oluştu. Sizin o kötü yönetiminizle, o kötü yönetmeliklerle, o uyulmayan yönetmeliklerle, sonuçta bir deprem oldu ve 50 bin insan hayatını kaybetti. Belki bu dünyada onlar bizim gibi sizden hesap soramayacak ama öte dünyada vallahi de sizden hesap soracak, billahi de hesap soracak sizden. O mazlumlar yakanıza yapışacak, hiç unutmayın bunu; vicdanınız bunu kesinlikle unutmasın. (HDP sıralarından alkışlar)