GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) No.lu Bartın'ın Amasra İlçesinde Meydana Gelen Maden Kazasının Tüm Yönleriyle Araştırılarak Benzer Kazaların Önlenmesine Yönelik Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İçtüzük'ün 104 ve 105'inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergeler ve Meclis Araştırması Komisyonu Raporu münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:86
Tarih:06.04.2023

CHP GRUBU ADINA ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Taşkömürü Kurumunun Amasra Müessesinde 14 Ekim 2022 tarihinde meydana gelen facia sonucu yaşamını yitiren 43 madencimizi bir kez daha saygıyla ve rahmetle anıyorum.

Değerli milletvekilleri, tabii, iş kazalarının tamamı, teknolojinin bugün geldiği nokta da göz önünde tutulduğunda öngörülebilir ve önlenebilir kazalardır. Bugün iş kazaları maalesef ülkemizin kanayan yarası hâline gelmiştir çünkü bugün iş kazaları AK PARTİ döneminde önlenemediği gibi artarak devam etmektedir. Yer altı kömür madenciliği, dünyanın en zor, en ağır ve en riskli işidir; bu sebeplerle, iş güvenliği açısından azami derecede özen gösterilmesi gereken her türlü iş güvenliği tedbirinin maksimum düzeyde, üst düzeyde alınması gereken bir iştir. Aksi takdirde en küçük bir dikkatsizlik, en küçük bir ihmalin faturası çok ağır olmakta, onlarca, yüzlerce işçimiz yaşamını yitirebilmektedir. İşte, ülkemizde de 2009 yılından bu yana uygulanan yanlış maden politikaları yüzünden 7 büyük maden faciası yaşanmıştır. Bursa Mustafakemalpaşa'da, Balıkesir Dursunbey'de, Zonguldak Karadon ve Kozlu'da, daha sonra Ermenek'te, Soma'da, Şırnak'ta 7 büyük maden kazası yaşanmıştır. Bu facialar zincirinin son halkası da yani 8'inci büyük maden faciası da maalesef Amasra'da yaşanmıştır ve bu kazada da 43 işçimizi yitirdik. İşte, bugün "Bir kez daha bu kadar büyük maden faciaları yaşanmasın." diye kurulan Amasra Kazası Meclis Araştırması Komisyonu Raporu'nu görüşüyoruz.

Değerli milletvekilleri, Komisyonun çalışma süresi boyunca Amasra kazasının sebeplerinin ve alınacak önlemlerin belirlenmesi için Komisyonumuzun üyesi olan her partiden değerli milletvekili arkadaşlarımızın, Maden Mühendisleri Odası genel merkezi yönetiminin ve Zonguldak şubesinin yöneticilerinin, sendikaların, akademisyenlerin, Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin, Enerji Bakanlığı ve Türkiye Taşkömürü Kurumu bürokratlarının, Komisyonumuzun uzmanlarının ve biz milletvekillerinin danışmanlarının çok önemli katkıları oldu ve bu sebeple, bu raporun hazırlanmasında emeği geçen bütün bu saydığım kişilere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak teşekkürlerimi sunuyorum. Ve umuyor ve diliyorum ki Komisyon Raporu'muzun raporunda belirtilen, içeriğinde belirtilen görüş ve öneriler dikkate alınır, ülkemizdeki tüm madenlerde gereken tüm tedbirler alınır ve bir kez daha bu türlü büyük facialar yaşamayız ve bir kez daha madenci ailelerin evlerine ateş düşmez.

Değerli milletvekilleri, Amasra Komisyonu Raporu'yla ilgili sonda söyleyeceklerimi en başta söylemekte fayda görüyorum. Elbette, Komisyonun hazırlamış olduğu çok önemli tespitler, değerlendirmeler, görüş ve öneriler var ancak Komisyon Raporu, her şeyden önce kaza mahalline inilemeden hazırlandığı için yani bu işten anlayan bilirkişilerce, uzman kişilerce yerinde inceleme ve keşif yapılamadığı için, özellikle eksik ve yetersiz olarak hazırlanmıştır. Bu sebeple de kazanın oluş senaryosuyla ilgili bölüm yanlış bir zemin üzerine oturtulmuş ve özellikle, Komisyonun Türkiye Taşkömürü Kurumu yöneticilerini kurtarmaya yönelik bir senaryo hazırlaması nedeniyle ve barutçunun üzerine yıkılmak istenmesi nedeniyle son derece yanlış olmuştur. Bu raporun, hazırlanmış olan bu raporun kazanın oluş şekliyle ilgili senaryosunu sensör verileri, otopsi raporları gibi teknik veriler doğrulamamaktadır. Bu sebeple, biz kazanın gerçekleşme senaryosuyla ilgili 34 maddeden oluşan görüş ve önerilerimizin tamamını muhalefet şerhinde kapsamlı ve detaylı bir şekilde belirttik ama ben, yine de burada bazı konulara temas etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu madencilik alanında okul hâline gelmiş ve köklü geçmişe sahip önemli bir kurumdur ve ülkemizdeki tek taş kömürü havzasında, 5 müessesede taş kömürü üretimi yapan Zonguldak'ın alnının akı olan bir kurumdur. 2001 yılında 18 bin işçiyle üretim yaparken aradan geçen yirmi iki yılda Kurumdan emekli olan işçilerin yerine yeni işçi alınmaması nedeniyle işçi sayısı da üretim miktarı da düşmüştür. Norm kadro sayısı 14 bin olan TTK'de şu anda 7.385 işçi çalışmaktadır, ısrarla ve bilerek Kuruma işçi alınmamaktadır. İşte, bu ısrar ve -"kötü niyet" diye ifade etmek istiyorum- işçi alınmamasıyla ilgili kötü niyet, bu işçi açıkları, maalesef, bugünkü kazanın en temel sebeplerinden biri olmuştur. Bunu daha önce defalarca komisyonlarda söylemişiz, 2017'de Enerji Bakanlığının bütçe görüşmelerinde "Bu üretim işçisi açığını tamamlamazsanız Zonguldak'ta her an büyük bir maden kazası yaşanabilir." demişiz ama olmamış. Bugün, seçimden önce 1.000 işçinin alınacağı açıklandı Sayın Cumhurbaşkanı tarafından; tabii ki bu, oy avcılığı amacıyla yapılan bir açıklama ve seçimden önce de bunun gerçekleşme imkânı yok, seçim sürecine girdik, seçimden sonrasına bırakıldı. Bu son derece yanlış olmuştur, bugün Türkiye Taşkömürü Kurumunun en az 5 bin üretim işçisi açığı vardır ve bunun derhâl, ivedilikle yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Burada, tabii ki liyakatsiz ve beceriksiz yöneticiler de bu kazanın oluşmasında en çok etkisi olan sebeplerden biridir. Bakın, bu kazanın olduğu sırada Genel Müdür olan bir kişi var, Kazım Eroğlu. Bu kişi, bilirkişi ön raporunda 3 maddeden kusurlu bulunmasına rağmen, yine, yardımcısı da 2 maddeden kusurlu bulunmuş olmasına rağmen bu kişiler yargı eliyle kaçırılmış durumdadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - Yani bunlar, şu anda aslında tutuklu olması gereken ve tutuklu yargılanması gereken kişiler olmalarına rağmen, soruşturma izni verilmemesi nedeniyle bugün dışarıdadırlar ve "görevi kötüye kullanma" gibi basit bir suçtan dokunulmazlıklarının kaldırılması, soruşturma izni verilmesi istenmiştir. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bakın, Türkiye Taşkömürü Kurumunda Genel Müdür olan kişi, Kozlu Müessesesinde daha önce 8 işçinin ölümünden dolayı kusurlu tutulmuş ve bundan dolayı da ceza almış olan bir kişi yani iş kazaları yönünden sicili bozuk olan bir kişidir ve siz, bunu bilerek ve kasten Genel Müdür yapmışsınız. Tabii ki bu kazalar olmaya devam eder, bu anlayış son derece yanlıştır. Kurum liyakatsiz kişilerin eline bırakılmış ve âdeta bir çürümeye terk edilmiştir. Üretim sayılarına baktığımızda, diğer verilere baktığımızda bunu net olarak görüyoruz değerli arkadaşlar.

Teşekkür ederim.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)