| Konu: | 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİNİN YILDÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 19.03.2013 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Muhterem Başkan, sayın milletvekilleri; mart ayının 18'i geldi mi içimizi farklı duygular kaplar. Biraz buruk, biraz iftihar dolu, biraz hüzünlü ama bir o kadar da gururla dolu duygular hâkim olur bize. Zira, insanlığın kıyamete kadar dönüp dönüp bakacağı, bakıp da ders alacağı, tarihe unutulmaz bir not düşülmüştür. Çanakkale'de biz tarihin şeref levhalarına ecdadının yapıp ettikleriyle iftihar edebilecek, tarihi okuyup anlatırken yüzü kızarmayacak, yeryüzünde nadide milletlerden biri olarak ibretle bakılacak bir geçmişe sahibiz. Bugün, tarihin tozlu raflarından çıkarılıp insanlığın önüne serilen birçok doküman, Çanakkale'de akıl almaz hadiselerden bahsediyor. Şimdilerde bunlar hakkında bir sürü kitap ve makaleler yazılarak o günlere bir ışık tutulmaya çalışılıyor. Bu hususta gayret gösteren herkesi samimiyetle alkışlıyor ve onlara müteşekkir olduğumu arz etmek istiyorum.
Bizim, işin bundan sonrası adına gerekli şeyi yapıp yapmadığımız hususunda ise iç açıcı şeyler söylenemez zannediyorum. Çanakkale savaşları dar bir alanda kurşunların birbiriyle çarpıştığı, kendi kulvarında dünyanın en büyük olaylarından birisidir. Yokluk varlığı, iman küfrü, tevazu ve mahviyet kuru gururu perişan etmiştir. Mevzuya böyle yaklaşıldığında Çanakkale'den çıkarılabilecek pek çok ders vardır. Bunlardan bazıları şunlar olabilir: Her şeyden evvel, Çanakkale'nin savaş yoluyla geçilemeyeceği bütün dünya tarafından görülmüş ve kabul edilmiştir. Dünyanın en güçlü silahlarına sahip olanların iman gücü ve vatan sevgisi duvarında nasıl eridikleri görülmüştür. O dönemin süper güçleri İngiliz ve Fransız orduları, onların isimlendirmesiyle "Yenilmez Armada" olarak bilinen orduların dahi yenilebilir olduğu bütün dünyaya ispat edilmiştir. Tarihin hemen her döneminde dünyanın dört bir tarafında problem çıkaran, baş ağrıtan âdeta çıbanbaşı durumundaki İngiltere, tarihindeki en büyük hezimet ve asker kaybını bu savaşta yaşamıştır.
Çanakkale geçilemeyince Birinci Dünya Harbi uzamıştır. Sıcak denizlere inme, yıkılan Osmanlı pastasından pay alma ümidiyle ittifak devletlerinin safında savaşa katılan Çarlık Rusyası, Çanakkale'den geçip kendisine ulaşacak ittifak kuvvetlerinin yardımını elde edemediği için, içine düştüğü iç karışıklıkların üstesinden gelememiş ve Bolşevik İhtilali'ne sahne olmuştur. Batısındaki son karakolda kardeşlerinin ölüm kalım mücadelesine seyirci kalan âlem-i İslam Türk ordusunun muzafferiyetiyle bayram etmiştir. Tarihin felsefesini yapanlar, bu savaştan daha pek çok netice ve ders çıkarabilir.
Sayın milletvekilleri, Çanakkale'yi geçilmez yapan Çanakkale Savaşı'nda şehit olan insanların torunları olan bizler, bu savaşın tarihî, siyasi, askerî ve diplomatik yönlerini iyi bilmeli, günümüze ulaşan etkilerini iyi değerlendirmeliyiz. Çanakkale cephesindeki savaşlar sonucu Anadolu'daki her 3 evin 1'inden şehit çıkmıştır, 3 kadından 1'i dul kalmıştır. Arıburnu, Conkbayırı'nda şehit olan üniversite öğrencilerinin büyük bir kısmı İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileridir. Fakülte, öğrencileri ordu hizmetine alındığı için 1915 yılında mezun verememiştir.
Çanakkale zaferinin özellikle genç nesillere iyi anlatılması, ecdadımıza ve şehitlerimize bir borcumuz olduğu gibi, geleceğimizin de teminatıdır. Nitekim kazanılan zafer hakkında devrin önemli liderleri şunları söylediler: Mesela Churcill "Türkler, Çanakkale'yi zorlayan, çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısında âdeta bir kale gibi dikilmişlerdir." diyor.
General Tawshend "Avrupa'da hiçbir asker yoktur ki... "Bu ifadenin altını çiziyorum." ?Türklerle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir, fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak Gelibolu'yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı yerlerinde kalamazlardı, derhâl değiştirilirlerdi. Hâlbuki Türkler bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar."
Mukaddes vatan toprakları için canlarını seve seve vererek bir ulusun kaderini değiştiren, vatanımızı, istiklalimizi, sarsılmaz imanları, eşsiz cesaretlerine borçlu olduğumuz aziz şehitlerimiz, dünyada eşi benzeri olmayan bir destan yazmıştır. Bu destanı yazanların Türk olduğunu söylemekten kaçınıp "kim idiği belirsiz" kişiler olarak tanımlayanlar, huzur-u mahşerde bunun hesabını vermek zorunda kalacaklardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Yakalarını şehitlerin ellerinden kurtaramayacaklardır.
Çanakkale Zaferi'nin 98'inci yıl dönümünde Büyük Önder Atatürk'ü, Çanakkale şehitlerimizi ve bugüne dek vermiş olduğumuz tüm aziz şehitlerimizi Şehitler Günü münasebetiyle bir kez daha saygı ve şükranla anıyor, Yüce Allah'tan rahmet diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)