GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: EMEKLİLERİN YAŞADIĞI SORUNLARIN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 26/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUKLARI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 19/3/2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASI VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:79
Tarih:19.03.2013

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin emeklilerimizin yaşadığı sorunlar ve alınması gerekli önlemlerle ilgili  Meclis araştırması açılması önerisinin lehinde söz aldım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Hayatlarının en verimli ve dinamik çağlarını devletine, milletine hizmet ederek geçiren emeklilerimizin emeklilik döneminde sağlıklı, huzurlu, refah içinde bir hayat sürmeleri en büyük isteğimizdir. Ülkemizin kalkınmasına değerli hizmetler yapan, alın teri döken emeklilerimize en iyi hayat şartlarını sağlamak sosyal devlet anlayışının da bir gereğidir. Bize umutlu bir gelecek hazırlayan emeklilerimizin mutluluğunun temini sosyal devletin öncelikli ve anayasal bir görevidir. Bilge kişilikleri ve tecrübeleriyle geleceğe ışık tutan, toplumumuzda huzur ve dengeyi sağlayan emeklilerimiz milletimiz için büyük bir güç kaynağıdır. Atatürk'ün şu veciz sözü bu konunun önemini daha iyi açıklamaktadır: "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur."

AKP hükûmetleri emeklileri insanca yaşayabileceği bir ücret düzeyine kavuşturamamıştır. Emeklilik şartlarını ağırlaştıran, emeklilik yaşını 65 yaşa yükselten, emekli aylıklarının refah payını düşüren, 2008 yılından sonraki hizmetler için bugünkü aylıkların yarısı kadar emekli aylığı bağlanmasını öngören ve bu kanunu çıkaran AKP'dir. Çalışanlar ve emeklilerin sağlık yardımı alırken karşılaştıkları muayene parası, reçete parası, kutu parası, ilaç katılım payı adı altında ödemeler artık, aylıklarının önemli bir kısmına karşılık gelir hâle gelmiştir.

"Emeklilerin maaşı çok yüksek." diyen bir Maliye Bakanına "Asgari ücretle bal gibi geçinilir." diyen bir Çalışma Bakanına sahip olan AKP Hükûmetinin emeklilerin ve çalışanların dertlerini anlaması mümkün değildir, zaten anlamamaktadır. AKP Hükûmeti emeklileri ele güne muhtaç etmiştir. Bugünkü emekli aylıklarıyla emeklilerin geçimlerini sağlayabilmeleri mümkün değildir.

TÜRK-İŞ tarafından yapılan açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının 2013 Şubat ayı sonuçlarına göre, 4 kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli, yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 1.007 lira, gıda harcamasıyla birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı ise 3.280 liradır. Bu verilere göre, emekli, dul ve yetimlerin tamamı yoksulluk sınırının altında, tamamına yakını da açlık sınırının altında aylık almaktadır.

Altıncı basamak çiftçi BAĞ-KUR'lu ne kadar emekli aylığı alıyor? 630 lira. Esnaf BAĞ-KUR'lu ne kadar emekli aylığı alıyor? 830 lira. SSK emeklisi ne kadar emekli aylığı alıyor? Ortalama bin lira düzeyinde. Bu rakamlar övünülecek rakamlar mı Allah aşkına? Hepsi açlık sınırının altında. Hani Türkiye zenginleşmişti? Hani kişi başına 10 bin dolar millî gelir? Hep yandaşlara, sıcak para tacirlerine, tefecilere, rantiyecilere vereceğinize, biraz da çalışana, emekliye, esnafa ve çiftçiye de büyümeden payını verin.

AKP Hükûmeti, emeklilere hep umut vermiştir ancak emeklileri sürekli aldatmış ve hayal kırıklığına uğratmıştır. Emeklilere banka promosyonu verileceği söylenmiş ancak bu söz de boş çıkmıştır. Emekliler arasındaki maaş adaletsizliğini gidereceğini vadetmesine karşın sözde "intibak" adıyla yapılan düzenlemeyle emeklilerimiz büyük bir aldatmacaya konu edilmiştir. Çıkarılan kanun 2000 yılı sonrası SSK emeklilerini, BAĞ-KUR emeklilerini kapsamamış, Emekli Sandığı ile SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri dikkate almamıştır. Verilen onca söz ve müjdeler nedeniyle emekli aylığında bir artış olacağı umudunu taşıyan emekliler, maaşını almaya bankaya gidince hüsrana uğramıştır, AKP Hükûmeti tarafından nasıl aldatıldıklarını bir kez daha anlamışlardır.

Emeklilerin enflasyona ezdirilmediği söylense de halkın gerçek enflasyonunu yansıtan gıda, kira, ulaşım, su, elektrik ve gaz gibi kalemler açısından değerlendirme yapıldığında durumun söylendiği gibi olmadığı anlaşılmaktadır. Ülkemizde yıllarca enflasyonla mücadelenin temel aracı olarak ücret politikaları kullanılmıştır. Bu durum çalışanların ve emeklilerin satın alma gücünü zaman içinde eriterek zayıflatmış, enflasyonla mücadelenin en ağır yükü ne yazık ki çalışan ve emekli olan kesimin üzerine bu yolla aktarılmıştır. Her fırsatta kendi hükûmeti döneminde millî gelirin artmasıyla övünen AKP, bu tercihiyle gelir dağılımında çalışanlar ve emekliler aleyhine ciddi bir bozulmaya neden olmuştur. Vatandaşlarımızın "Madem ülkemiz zenginleşiyor, biz neden zenginleşemiyoruz?" sorusunu sıklıkla sormalarının arkasında yatan gerçek, işte budur. Ücret politikalarıyla çalışan ve emekli kesim üzerinde baskıcı ve sindirici bir yönetim biçimini benimseyen Hükûmet, milyarder yaratma konusunda ise oldukça cömert davranmaktadır. Kriz dönemlerinde dahi milyarder sayısı artan Türkiye, gelir dağılımının en fazla bozuk olduğu ülkeler arasında da ilk sıralarda gelmektedir.

Değerli milletvekilleri, sosyal güvenlik politikalarının en önemli amaçlarından birisi, insanlar arasında oluşturduğu güvenlik ağları ile toplumsal eşitsizlikle mücadeleyi desteklemektir. Bu anlamda, devlet, tüm bireyler için eşit hak ve yükümlülükler içeren bir sosyal güvenlik sistemi kurgulamakla yükümlüdür. Ülkemizde de sosyal güvenlik hakkı Anayasa ile teminata bağlanmış olup devletin yükümlülüğü altında bulunmaktadır.

İşe başladıkları tarihte yürürlükte olan mevzuata göre emeklilik için gerekli prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresini tamamladıkları hâlde, bir başka ifadeyle, emekli olma hakkını elde ettikleri hâlde, bir de yaş şartına tabi tutulmaları birçok vatandaşımızı mağdur etmiştir. Kazanılmış hakları ellerinden alınan, emeklilikte yaşı bekleyen vatandaşlarımız, haklarını aramakta, Türkiye Büyük Millet Meclisinden çözüm beklemekte, bu mağduriyetlerinin giderilmesini sağlayacak düzenleme yapılmasını istemektedir. Bu vatandaşlarımıza emekli aylığı bağlanmadığı gibi, bir de sağlık sigortası primi ödemekle karşı karşıya kalmışlardır. Kanunla aranan prim ödeme gün sayısını dolduran, dolayısıyla yıllarca gerekli primleri ödemiş olan vatandaşlarımıza "Sen yaşı doldurmadın, sağlık sigortası primini vermezsen sağlık yardımından yararlanamazsın." demek insafsızlıktır. Bu durumda olan vatandaşlarımıza yaş şartını beklemeksizin emeklilik hakkı verilmelidir, zira bu onların kazanılmış haklarıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, emeklilik hakkını elde ettiği hâlde emeklilik için yaşı bekleyenlere emeklilik hakkının verilmesi gerektiği görüşündedir, bu konuda söz konusu mağduriyeti gidermeye yönelik olarak gerekli kanun teklifi ve önergeler vermiştir.

Değerli milletvekilleri, umutla bekleyen bir diğer kesim polislerimizdir. Bugün, emniyet teşkilatı personeli emekliye ayrıldığında, emekli aylığı memur maaşının yarısına düşmektedir. Sayın Başbakan, 2007 seçimleri öncesinde, polislerin özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda söz vermesine rağmen, altı yıldır bu sözün gereği yerine getirilmemiştir. Polislerimizin ek göstergeleri mutlaka yükseltilmeli, birinci dereceye 3600 ek gösterge verilmelidir. Böylelikle emekli polislerin rahat bir şekilde geçimini sağlayabilmesi için emekli aylıklarında bir nebze de olsa artış sağlanmalıdır.

Cumhuriyet Halk Partisinin önerisinin lehinde söz aldım. İnşallah kabul edilir bu öneri.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)