GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yeşil Sol Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:7
Tarih:20.06.2023

YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Başkan, başlayacağım ama arada, gürültüde önergemiz okundu ama anlaşılmadı.

BAŞKAN - Siz anlatacaksınız.

Buyurun.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Önergeyi ben farklı şekilde değerlendirdiğim için...

BAŞKAN - Gerekçeyi siz anlatacaksınız.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - ...yeniden okunmasında fayda var.

BAŞKAN - Efendim kayda geçti, önergenin hepsi kayda geçti.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Kayda geçmiş olmasından ziyade sayın vekillerin de dinlemesini talep ediyoruz.

BAŞKAN - Sayın Başkan, buyurun lütfen.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Her şeye rağmen Sayın Başkan sizi, Sayın Genel Kurulu ve tüm halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) - Her şeye rağmen, biz de sizi dinliyoruz.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerindeki Van depremlerini ve sonrasındaki ağır süreci yaşayan bir Vanlı olarak, 6 Şubat ve 20 Şubat 2023 tarihlerindeki depremleri yaşayan, sonrasındaki travmatik süreci en yakıcı ve yıkıcı şekilde yaşayan ve hâlâ yaşamaya devam eden Hatay, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Diyarbakır, Kilis, Gaziantep, Adana ve diğer tüm illerimizdeki yurttaşlarımız adına, onların sesi olmak adına buradayız. Depremde kaybettiğimiz tüm yurttaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, yakınlarının acısını paylaşıyorum.

Değerli milletvekilleri, çok iyi biliyoruz ki doğal afetleri yıkıma dönüştüren durum alınmayan tedbirlerdir, rant uğruna verilen imar izinleridir. 6 Şubat Maraş merkezli depremde dondurucu soğukta insanların günlerce ölüme terk edildiğine, Kızılay tarafından, depremzede yurttaşların acıları ve ihtiyaçları hiçe sayılarak çadırların satıldığına hepimiz şahit olduk.

Evet, seçim yatırımı olarak deprem bölgesine birçok söz verildi, bir dizi vaatte bulunuldu ancak depremzede yurttaşların acıları, mağduriyetleri hâlen devam etmektedir. 6 Şubat günü ve sonraki günlerde meydana gelen, 50 binden fazla yurttaşımızın can kaybına uğradığı, şiddetli ve yıkıcı etkisi olan depremler sonrasında yakınlarını kaybetmenin acısıyla beraber yaşam alanlarını da kaybeden birçok vatandaşımız maalesef oldukça yüksek miktarlardaki elektrik, su ve doğal gaz faturalarıyla baş başa kaldı. Ne demişti depremzede bir yurttaşımız? "Evim yıkıldı, kalacak yerim yok, devlet ise fatura tahsil etmeye çalışıyor." Depremi en ağır şekilde yaşayan yurttaşlarımız şimdi yöneticilere diyorlar ki: "Devlet deprem öncesinde verdiği taahhütlere uysun, sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirsin." Aynı çağrıyı biz de buradan bir kez daha yineliyoruz: Yaşanan mağduriyetlere bir an önce son verilsin.

Değerli milletvekilleri, 2011 yılında yaşanan depremler sonrasında, o dönem üyesi olduğum Van Barosu İnsan Hakları Komisyonu tarafından kamuoyuyla paylaşılan raporda da belirtildiği üzere, sosyal devlet anlayışı Türkiye'de anayasa hukukuna 1961 Anayasası'yla birlikte "Cumhuriyetin nitelikleri" başlığı adı altında, temel bir unsur olarak girmiş, aynı nitelik 1982 Anayasası'nda da tekrar edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin bir kararında "sosyal devlet" kavramı, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet olduğu; çağdaş devlet anlayışının, sosyal hukuk devletinin tüm kurumlarıyla Anayasa'nın sözüne ve ruhuna uygun bir şekilde kurulmasını gerekli kıldığı; hukuk devletinin amaç edindiği kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebileceği, Anayasa'nın cumhuriyetin nitelikleri arasında yer verdiği sosyal hukuk devletinin dayanaklarından birini oluşturan "sosyal güvenlik" kavramının içerdiği temel esas ve ilkeler uyarınca toplumda yoksul ve muhtaç insanlara devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgari yaşam düzeyinin sağlanması, böylece sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın yaratılması gerektiği açıklanmaya çalışılmıştır. Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen hâlen vatandaşlarımız ne yazık ki insani yaşam koşullarına kavuşamamış, hâlen altyapısı olmayan konteynerlerde, çadırlarda yaşamlarını idame ettirmeye çalışmaktadır. Halkların Demokratik Partisi, emek ve meslek örgütlerinin koordinasyonunda yardım yapılan depremin merkezi Maraş'ın Pazarcık ilçesinde bulunan Hasankoca Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine kayyum ataması yaparak dayanışmayı engellemeye çalışan iktidar, yaşanan ağır travmalara rağmen bu defa da kullanmadıkları ve depremle birlikte yok olan evleri için yolladıkları yüksek faturalarla yurttaşlarımızı yeniden mağdur etmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, bir dakika ilave ediyorum.

Buyurun.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Teşekkür ederim.

Deprem öncesi verilen sözler, 21 Mart 2023 tarihli 6974 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı unutulmuş, haksız faturalarla depremzede yurttaşların mağduriyetleri büyütülmüştür. Depremi ve sonrasında yaşanan ağır bilançoyu yaşayan ve 6 Şubatta yaşanan depremi yüreğinde hisseden bir birey olarak teklifimizin Mecliste bulunan tüm milletvekilleri tarafından sahiplenileceğine inanmak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Şüphesiz Hatay Milletvekili sevgili Can Atalay hukuksuzca tutulduğu cezaevi yerine bugün bu salonda olsaydı depremzede yurttaşların en kıymetli seslerinden biri olacak ve depremzede yurttaşlarımıza yaşatılan bu hukuksuzluğun karşısında duracak ve önergeyi sahiplenecekti. Kendisini buradan bir kez daha selamlıyor, en kısa sürede Mecliste olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)