| Konu: | Pençe-Kilit Harekâtı'nda şehit düşen Uzman Çavuş Alpay Aras'a, Amasya Genelgesi'nin 104'üncü yıl dönümüne, İskenderun Belediyesinin askıya çıkardığı imar planına göre deprem konutlarında 12 kata kadar müsaade verilmesine, Bodrum'da çıkan yangına ve yangın söndürme uçaklarına, Para Politikası Kurulunun açıkladığı politika faizine ve kur korumalı mevduatın getirdiği mali yüke ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 22.06.2023 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üzücü bir haberimiz var: Pençe-Kilit Harekâtı kapsamında kahraman Uzman Çavuşumuz Alpay Aras şehit düşmüştür. Şehidimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, kederli ailesine ve milletimize de başsağlığı diliyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Millî Mücadele'yi başlatmak üzere Samsun'a çıkmasının ardından memleketin içinde bulunduğu durumu tahlil etmek ve millî bütünlüğü sağlamak amacıyla yayımladığı Amasya Genelgesi'nin 104'üncü yıl dönümündeyiz. Hürriyet ve istiklalimize kasteden düşmanlar tarafından memleketimiz işgal edilmeye başlanmış, vatan bütünlüğümüz ve millet istiklalimiz tehlike altına girmiştir. Böylesi namüsait bir durumda Mustafa Kemal Paşa, Samsun'daki iç asayişi değerlendirip tespit ve tavsiyelerini bir telgrafla erkânıharbiye riyasetine gönderdikten sonra Havza ve Amasya yörelerinden gelen asayişsizliklerle ilgili şikâyetleri bizzat yerinde incelemek amacıyla bölgeye intikal etmiştir. Mustafa Kemal Paşa'nın Amasya Genelgesi'nde yer alan "Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını gür sesle cihana duyurmak için millî bir heyetin varlığı zaruridir." İfadesi, bugün aynı millî ruhla İYİ Parti bünyesi içerisinde yaşamaktadır. Biz İYİ Parti olarak "Parola vatan, işareti namus!" millî inancından bir adım geri atmadan burada, milletimizin yanında dimdik ayaktayız. Bu duygularla, tekrar Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını rahmetle yâd ediyorum. Topraklarımızı vatan yapan, bayrağımızı ebediyen dalgalandıran ve ezanımızı dindirmeden okutan tüm şehit ve gazilerimizi minnetle ve şükranla yâd ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biliyorsunuz 6 Şubatta büyük bir deprem felaketi yaşadık ve bu depreme maruz kalan illerden bir tanesi de Hatay'dı fakat şimdi Hatay'ın İskenderun Belediyesinin bir kararı hakikaten bizi çok üzdü. Deprem sonrasında TOKİ'nin yaptığı açıklamalarda bölgede en fazla 4 katlı binaların yapılacağı şeklinde bir ifade kullanılmıştı ve daha yüksek katlara müsaade edilmeyeceği söylenmişti ancak 25 Mayıs 2023 tarihinde İskenderun Belediyesinin imar planı askıya çıkmış ve bu imar planına göre 12 kata kadar müsaade verilmiştir. Bu rant odaklı imar anlayışının hiç değişmediğini yani AK PARTİ'li belediyelerde bu anlayışın maalesef devam ettiğini görüyoruz. Daha depremin üzerinden dört ay geçmeden böyle bir şeyin yapılması son derece üzüntü vericidir. Konuyu takip ediyoruz ve vicdani bir sorumluluk olarak da buradan hem Sayın Cumhurbaşkanını hem de Sayın Mehmet Özhaseki'yi, Sayın Bakanı konunun üzerine titizlikle eğilmeye davet ediyoruz.
Şimdi, Bodrum ilçesinde yangın çıktı ve 20 dönümlük makilik bir yeşil alan yok oldu. Öncelikle, tabii, bölge halkına geçmiş olsun diyorum. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte tabii, orman yangınları tekrar başlamış oldu. Geçtiğimiz sene yaşanan aksaklıkların ve eksikliklerin değerlendirilerek tedbirlerin zamanında alınmasının büyük bir önem arz ettiğini ifade etmek isterim.
Uçak filomuzun yetersiz olduğunu geçen yıl yaşayarak büyük bir üzüntüyle gördük. Dolayısıyla, Türk Hava Kurumuna ait yangın söndürme uçakları, bakımları kontrol edilerek hazır hâle getirilmelidir. Aynı zamanda, tabii, millî savunma sanayimizdeki gelişmeler yerli yangın söndürme uçaklarına da sirayet etmelidir. Milyon dolarlar harcayıp Rusya'dan uçak kiralamak veya uçak almak yerine millî savunma sanayimize daha fazla destek vererek kendi yangın söndürme uçaklarımızın yapılması teşvik edilmelidir. Zira bize göre vatan, mavisiyle yeşiliyle bir bütündür. Bir karış toprağımız verilemeyeceği gibi bir dönüm ormanımızın da feda edilemeyecek kadar kıymetli olduğunu herhâlde söylemeye gerek yoktur.
Şimdi, bugün, Para Politikası Kurulu politika faizini açıkladı Sayın Başkan. Biliyorsunuz, politika faizi 650 baz puan artırılarak yüzde 15'e yükseltildi; 8,5'tu. Şimdi, beklentilerin altında bir faiz artışıydı bu. Merkez Bankasının açıklamasına baktığımızda, bu parasal sıkılaştırmanın yani faiz artırma sürecinin önümüzdeki aylarda devam edeceğini çok net bir şekilde görüyoruz. Şimdi, tabii, insan biraz geriye gitme ihtiyacı hissediyor. Hatırlayalım, Mart 2021'de dönemin Merkez Bankası Başkanı ve Para Politikası Kurulu, politika faizini yüzde 19'a çıkarmıştı ve Sayın Cumhurbaşkanı buna şiddetli bir eleştiri getirip hemen iki gün sonra da Merkez Bankası Başkanını ve sonrasında Para Politikası Kurulu üyelerinin bir kısmını görevden aldı faizleri yükseltiyor diye. Sonrasında ne oldu? Eylül 2021'den itibaren, ekonomik temelleri hazırlanmadan faiz indirim süreci başlatıldı. En son geldiğimiz noktada, faizler yüzde 8,5'a kadar çekildi. Fakat tabii, bunun yapılması, ekonomik temellerinin hazırlanmadan bu işin yapılıyor olması, Türkiye'nin ekonomisini içinden çıkılmaz bir duruma getirdi; dolar kuru patladı, dolara bağlı olarak -bütün dövizler patladı tabii- yüksek bir enflasyonu, yüzde 85'e çıkan bir enflasyonu Türkiye yaşadı. Bununla birlikte, politika faizi düşürüldü ama piyasadaki bütün faiz oranları arttı yani faiz düşüşünün herhangi bir olumlu etkisi olmadı. Kime etkisi oldu? Bankalara etkisi oldu çünkü onlar yüzde 8,5'tan fonlandı. Ve yandaşlara etkisi oldu; onlar, düşük faizden kamu bankalarından veya Merkez Bankasından kredi alabilenler kredileri aldılar ama bunun dışında ekonomiye hiçbir faydasının olmadığı çok net bir şekilde ortada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlamanız için bir dakika ilave ediyorum.
Buyurun Başkanım.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Bu faiz düşüşü, ekonomik temelleri hazırlanmadan yapılan faiz düşüşü bize yüksek bütçe açığı olarak yansıdı. Türkiye büyük bir barınma krizine girdi, konut fiyatları patladı ve ciddi bir yoksullaşma oluştu.
Kur korumalı mevduatta ne kadar bir mali yüke katlandığımızı hiçbirimiz bilmiyoruz ancak bildiğimiz bir şey var ki Hazine sayfasını arkadaşlarımız takip ederse -yani çok ilginç bir veridir- Eylül 2021 itibarıyla bütçenin önümüzdeki dönemde ödeyeceği faiz yükü, Sayın Başkan, 723 milyar liraydı; bu faiz düşüşünün başlatılması süreciyle, ekonomide meydana gelen bu sıkıntılardan sonra 723 milyar lira olan faiz yükü 2 trilyon 894 milyar liraya çıktı. Değerli arkadaşlar, 4 kat arttı, milletimiz fakirleşti. Şimdi geldiğimiz noktada "Biz bu işi niye yaptık?" diyoruz yani yeniden faiz artırılacak hatta 15'lerin çok daha üzerine bu faizler gidecek. O zaman bu inadı niye yaptı? Bu cehalet niye Türkiye'ye hâkim oldu?" diye insan sormadan da edemiyor. Bu konuyu daha sonra değerlendirmeye devam edeceğiz.
Ben Genel Kurulu saygıyla selamlarım.